Ali Baturay: Siz hiç aç kaldınız mı?

ads ads ads ads
29/05/2020

ads
Ali Baturay: Siz hiç aç kaldınız mı?

    Bu ülkede “açlık vakaları” olduğunu biliyor musunuz?

    Herkes herkesi görebiliyor değil, tok açı görmekte zorluk çekiyor, çok zor durumda olan insanlar var.

    Bunlara inanmakta zorluk mu çekiyorsunuz?

    Açın gözlerinizi, biraz etrafınıza bakın, görmek isterseniz görürsünüz.

    Bu ülkede yemek bulmakta zorlanan, 3 öğün yemeğini ikiye, bire indirenler var, siz görmek istemeseniz de var…

     Zar zor karnını doyuranların durumuna da “iyi” diyemeyiz herhalde…

     Bir arkadaşım aradı bugün, kendisi esnaf ama bugünlerde dükkanını açan ama iş yapamayanlardan.

     Kaç gündür kendi derdini anlatıyordu, bugün kendinden vazgeçti, beni aradı, ağlamaklıydı, üzgündü, elinden fazla bir şey gelemeyişinin çöküntüsü içindeydi…

     Söze, “4 vaka, 4 açlık hikayesi, 4 acı gerçek” diye başladı…

     Hükümet edenlere de tepkiliydi… Hükümet edenlerin; toplumun bir bölümünü, dar gelirli kesimi görmez olduğundan yakındı, onlara öfkeli olduğunu söyledi…

     Dükkanına günlerdir çok az insan girmiş, giren de bir şey satın almamış, tam tersine yardım istemiş.  Dün ona uğrayan ya da telefon eden 4 kişi yardım talebinde bulunmuş.

     Arkadaşımın durumu da iyi değil, artık yanında birini de çalıştıramıyor, dükkanında kendisi bir başına çalışıyor, günlerdir “Bu dükkanı açmasam daha iyi, kirayı, elektrik parasını ödeyemeyeceğim. Benzin yakıp gidip geliyorum” deyip duruyor.

      Ancak arkadaşım dün kendi durumunu unuttu, yanına gelip kendisinden yardım isteyen arkadaşları nedeniyle darmadağın.

      Çocukluk arkadaşı gitmiş dün yanına “aç olduğunu” söylemiş, saatini bozdurmak, paraya dönüştürmek istemiş, “Ona yardımcı olamadım” diyor, üzgün ve çaresiz bir sesle…

      Sonra Türkiye’den bir işadamı arkadaşı aramış, aç kaldığını 1000 TL avans istediğini söylemiş, uçaklar uçtuğunda kendisine çok mal göndereceği sözünü vermiş.

     Arkadaşım; “Yardımcı olamadık ‘aybaşı konuşalım’ dedik” diyor, yardım edememenin ezikliğiyle.

     Bir müşterisi gelmiş, 750 TL alacağı varmış arkadaşımın o müşteriden, 4 aydır alamıyormuş o parayı.

      Müşteri aç olduğunu söylemiş, “250 TL vereyim, sonraki aylarda ödemeye çalışacağım, açım geceleri yatırken ağlıyorum” demiş.

      Arkadaşım, “Şimdi ne diyeceksin bu adama, nasıl isteyeceksin alacağını?” diye söyleniyor…

      Akşamüzeri arkadaşımın başka bir arkadaşı gelmiş yanına, hem de başka bir kentten, o da yardım istemiş…

      Arkadaşım, “Bir şeyler ikram edip, 50 TL verdim, gönderdim. Daha önce de 500 TL vermiştim. Daha fazlasını yapamıyorum, benim durumum da çok kötü. Dükkanıma kilit vurmak üzereyim” diyor.

      “Hiçbirimizin durumu, diğerinden iyi değil” diyor arkadaşım.

      Son gelen arkadaşı ona, önce günde 3 öğünden 2 öğüne, şimdi ise bir öğüne düştüğünü söylemiş.

      Arkadaşı için; “Pandemi öncesi oldukça kiloluydu, şimdi bir deri bir kemik kaldı” diyor arkadaşım ve o kişinin neredeyse tanınmayacak duruma geldiğini söylüyor.

      Ruh durumunun darmadağın olduğunu, elinin ayağının tutmaz hale geldiğini söyleyen arkadaşım, bunların bir günde yaşandığını, bunlar gibi etrafta birçok dram yaşandığını ama bunları görmek istemeyenlerin görmediğini vurguluyor.

       Arkadaşım bir esnaf, zor durumda, diğer esnaf arkadaşlarının da çok zor durumda olduğunu, satış yapamadıklarını, her gün “yardım” diye kapılarını çalan kişilerle muhatap olduklarını söylüyor.

      Şimdi anlıyor musunuz, neden salgının ilk gününden beri hükümete, “Reel sektöre yardım edin, zordaki işletmelere, küçük esnafa katkı yapın, aç kalan özel sektör çalışanlarına yardım edin, başka ülkelerde olduğu gibi özel sektörü yüzdürecek hibeler yapın” dediğimizi?

    Şimdi anlıyor musunuz neden “Türkiye ile KKTC arasında imzalanan İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşması’ ile gelecek paradan reel sektöre açılımlar yapın. Anlaşmada bunu net olarak göremiyoruz, reel sektöre katkı yapacak mısınız?” diye ısrarla sorduğumuzu?

     Özellikle küçük işletmeler, esnaf battı, sıfırı tüketti, kapılarını kapatacak, durum çok kötüdür, aç insanlar var bu ülkede, ülkeyi yönetenler artık bunu görebilmelidir.

       Reel sektörün bir bölümüne hibe lazım, hibe programları hazırlanmalı, işletmeler, esnaf yüzdürülmeli, “kredi” demeyin, kimsenin kredi alacak, bu halde para kazanıp da o krediyi ödeyecek durumu yok…

      Esnaf arkadaşım diyor ki; “Biliyorum, Türkiye’den para gelse de hükümet reel sektöre katkı yapmayacak. Yapılan lâf kalabalığıdır. Siz gelin sınır kapılarını açın, oradan gelecek müşteri ile nefes alalım. Biliyorum, ‘Hastalık gelebilir’ diyeceksiniz. Tedbirinizi alın, çünkü koronavirüsten ölmedik ama açlıktan öleceğiz, ya da birbirimizi yiyeceğiz, yağmalar başlayacak. Böylesi daha mı iyidir?” diye soruyor.

      Siz hiç aç kaldınız mı? Çaresizlikten ne yapacağınızı bilemez hale geldiniz mi? 50 TL’ye bile muhtaç olmanın ne demek olduğunu biliyor musunuz? Karnınız guruldarken ağlayarak uydunuz mu?

      Ya çocuğunuz varsa onu “Nasıl doyuracağım?” diye dört döndünüz mü? Dört dönerken, para bulamadıkça aklınıza şeytani şeyler geldiği oldu mu?

     Yaaa işte böyle, aç kalanlar bunları söylüyor. Sizin görmediğiniz, görmek istemediğiniz birçok insan bu durumda?

    Arkadaşım gibi, bir zamanlar parmakla gösterilen önemli bir esnafken, her ekonomik krizde biraz daha fakirleşen, salgın sürecinde sıfırı tüketen, bolluğu da görmüş birinin darlıkta nasıl bir psikoloji içinde olduğunu anlayabilir misiniz?

    Devlet işte böyle zamanlarda zordaki işletmelerin, esnafın, vatandaşının yanında olmalı. Devlet işte böyle zamanda çare üretmeli.

    Siz halen “1500 TL’yi şu alsındı bu almasındı” diye durun, siz halen hiçbir yerde kayıtlı olmayan çalışanlara vereceğiniz 900 TL’nin hesabını yapa durun…

    Sizin bu hantallığınız, sizin bu vatandaşları arasında eşitlik yaratamayan tutumunuz, sizin bu çare üretemeyen durumunuz nedeniyle birçok insan perişan halde. Görmek istemeseniz de birçok insan açtır, birçok insan perişandır, birçok insan çaresizdir…

29/05/2020 20:11
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: Ali Baturay: Siz hiç aç kaldınız mı?, habekibris, ali baturay,
MANŞETLER

HK KIBRIS

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.