Ali Baturay: Yaşadığımız bir birikim var, bu işkenceye katlanamayız…
28/08/2022











Ali Baturay
17 saat elektrik kesintisi, 17 saat azap, 17 saat işkence…
Dikkatinizi çekerim, üç saat değil, beş saat değil, sekiz saat değil, tam 17 saat elektrik kesintisi…
Dile kolay, 21’inci Yüzyıl’ın KKTC’sinde aralıksız 17 saat elektrik kesintisi…
Gönyeli’de cuma akşamı başlayan, cumartesi de devam eden 17 saatlik eziyet…
Bu bir arızaymış, üç farklı yer altı kablosu patlamış, o nedenle bu kadar uzun bir elektrik kesintisi olmuş, tamiratı uzun sürmüş…
Biliyor musunuz, ülkemizde elektrikler bu kadar sık kesilmeseydi, KIB-TEK kusursuz hizmet verseydi, elektrik fiyatı bu kadar yüksek olmasaydı, KIB-TEK’le ilgili her gün bir fiyasko, bir skandal yaşanmasaydı, bu arızaya tahammül ederdik…
“Arızadır, 40 yılda bir arıza oldu, ne yapalım katlanırız” derdik…
Ancak hiçbir elektrik kesintisine tahammülümüz yoktur, değil 17 saat, 17 saniye bile kesintiye tahammül edemeyiz.
Daha kısa süre öncesine kadar elektrik kesintilerinden perişan olmuştuk, yönetenler tarafından KIB-TEK’in içine düşürüldüğü kötü durum nedeniyle yapılan planlı kesintilerden dolayı canımız çıkmak üzereydi…
Kavurucu yaz sıcaklarında hem işyerleri, üreticiler zarara uğruyor hem de hane halkı çıldırıyordu.
Tabii sağlık sorunu bulunanlar, yaşamı elektriğe bağlı olanlar da ölümle burun buruna kalıyordu.
Elektrikli aletler, sürekli kesintiler, elektriğin gidip gelmeleri nedeniyle arıza yapıyordu.
Gönyeli Yenikent’in tüm bunlara ek olarak bölge trafosunda özel bir sorunu vardı, ekstra elektrik kesintilerine maruz kalıyordu.
Zaten ihalelerin iptal edilmesi ile doğrudan akaryakıt alımıyla devletin ne kadar fazladan para ödediği her gün medyada haber oluyor.
İhaleye çıkılıyor, ihale tuhaf mazeretlerle 15 gün sonraya erteleniyor…
Kurum, yeni konutlara takacak elektrik saati bulamıyor…
KIB-TEK’le ilgili kavgalar, tartışmalar, görevden alınmaya çalışılan bakanlar, değişen yönetim kurulu başkanları ve üyeleri, rant iddiaları ve daha neler neler…
Şimdi bu kadar olumsuzluk içinde 17 saatlik elektrik kesintisini normal karşılayabilir mi insalar, “Olur böyle şeyler” diyebilir mi?
Bir değil, iki değil ki bu, hep oluyor, hep bir şeyler KIB-TEK’te ters gidiyor.
Diyalog gazetesi muhabiri, bölgedeki esnafla konuştu, onlar da bıkmış, daha önceki kesintilerden yaşadıkları zararı daha kapatamadan bu uzun süreli kesinti ile yine ciddi maddi kayıplara uğradıklarını belirterek, “yeter artık” dediler.
Bölgedeki işletmeler, darbe üstüne darbe yediklerini, iş yapamaz hale geldiklerini söylüyor.
Sırası geliyor, “planlı kesinti” deyip şalteri indiriyorlar, sırası geliyor “arıza” diyorlar ama mağdur olan hep vatandaş ve bu mağduriyeti de karşılanmıyor.
Gerçekten de “yeter artık”, bu ülkede her şey insanlara eziyete dönüşüyor.
Hollanda’dan tatile gelen oğlumuz geri dönecekti, uçağı cumartesi saat 06.00’da Baf’tan kalkacaktı, tam bavulları hazırlarken saat 20.30 gibiydi elektrik kesildi.
Bavulları hazırlamak işkenceye dönüştü, aradığını bulamıyorsun, yemek yemek bile gelmiyor içinden, öfkeleniyorsun, saat 01.30 gibi havaalanına yola çıkacaksın, “biraz uyuyayım” diyorsun ama hem sıcaktan hem sinirden uyuyamıyorsun… Hiç uyumadan saatler sürecek yolculuğa çıkıyorsun.
Sinirden çıldırıyorsun, çocukla doğru dürüst vedalaşamıyorsun bile.
Yola çıkacaksın, telefonların pilleri bitmek üzere, daha önceden şarj ettiğin powerbank (taşınabilir pilli şarj cihazı) arıyorsun…
Ansızın oğlumuz o hiç duymak istemediğimiz sözü söyledi; “Bu durum için bile insan bu ülkeye dönmek istemez” dedi.
Biliyorum, öfkeden söyledi ama tam da onu üniversitesinin bulunduğu Hollanda’ya uğurlarken, oğlumuzun sarf ettiği bu söz kalbimize saplanıyor, içimizi paramparça ediyor.
“Ülkeye dönmek istemiyorum” sözü, hiç duymak istemediğimiz bir sözdür, işte bu 17 saatlik elektrik kesintisi bunu da duyurttu bize, evladımızı uğurlarken.
Dediğim gibi saat 20.30 gibi elektrik kesildi, biz saat 01.30 gibi Baf Havaalanı’na hareket ettik, gidiş, uğurlama, dönüş derken, eve saat 07.00 gibi döndük…
O da ne? Daha elektrikler gelmemiş, “yok artık” dedik, biz “yok artık” dedik de niye şaşırdık ki? Bu ülkede oluyor işte, canından bezesin diye her şey oluyor…
Sonra da bunlara alışmamız, normal karşılamamız isteniyor, hayır bunlara alışmak istemiyoruz… Lanet olsun, bu ülkede insan gibi yaşamak istiyoruz, yaşar gibi yapmak değil.
- Ağır cezalara rağmen kurallara uymamanın yolunu buluyor birçok kişi…
- Bu durum çok vahimdir, yolsuzluklara bakış bakımından endişe vericidir…
- Bu ülkede artık her şey yanlış gidiyor, fiyaskoların ardı arkası kesilmiyor…
- Bu tutuklama yasal olabilir ama vicdani değildir…
- Hemşireler için “İngilizce öğretemedik, İngilizceyi ortadan kaldıralım” mantığı…
- Maaş ödemek için borçlanan bir devlet, halkına nasıl güven versin?
- Bakanlık, denetimi çalışandan Beklemesin, kendi yapsın…
- Herkes suspus; ne bakan bir şey söylüyor ne Başbakan ne de marketçiler…
- Sinirli, tahammülsüz, saygısız, nezaketsiz insanlar çoğaldı…
- Turist gibi ülkeye geliyorlar, burada silahlanıp tetikçiye dönüşüyorlar…
- TÜM YAZILARI için tıklayınız





