Trafikteki keşmekeş, plansızlık, çarpışmalar, ölümler yılladır gündemimizde…

   Yıllardır bu konuda sayısız toplantılar, konferanslar, seminerler düzenlendi, çalıştaylar yapıldı, dünyadaki örneklere bakıldı, yurt dışından uzmanlar getirildi, onlar kendi ülkelerinde neler yaptığını anlattı.

   Yapılan TV programlarını, gazete haberlerini, mecliste yapılan konuşmaları söylemeye gerek var mı bilmiyorum?

   Tabii ki teoridekileri pratiğe dökemeyince, bu konuda ortaya irade koyamayınca, bütçe ayırmayınca ve esaslı bir proje olarak ele alamayınca hiçbir şey değişmiyor.

   Trafikte cezalar gündeme geliyor sıkça… “Trafikle ilgili ne yapalım?” diye düşününce ilk akla gelen cezalar oluyor. Defalarca trafikle ilgili cezalar artırıldı.

   Ceza elbette bir tedbirdir, caydırıcılığı vardır ama bu ülkede yalnızca cezaları artırarak trafik sorununu çözmek mümkün değildir.

   Cezanın etkili olması için kusursuz bir denetim şarttır. En önemlisi de insanların birilerine güvenip, “bu cezadan yırtabileceğim” düşüncesinden sıyrılması gerekir.

    Çok sayıda insanın bir dayısı, bir arkası var bu ülkede ve “o beni kurtarır” diye düşünmektedir. Bu ülkenin en kötü taraflarından birisidir “torpiline güvenme” meselesi…

     Buna verebileceğimiz çok bildik bir örnek var. Kıbrıslı Türklerin çoğu, Kuzey Kıbrıs’ta uymadıkları kurallara, Güney Kıbrıs’ta bir tamam uyuyor. Neden mi? Çünkü güneyde kendisini kurtaracak bir dayısının, bir arkasının olmadığını biliyor,

“Başım belaya girer, paçayı zor kurtarırım” diye düşünüyor.  Ne kötü ki kuzeyde aynı endişeyi taşımıyor.

    Halbuki trafik kurallarına ya da başka kurallara, yasalara uymak bir kültürdür, bilinç meselesidir, bunları içselleştirmek önemlidir.

     Bizde yapılamayan budur, kuralları içselleştiremiyoruz, kurallara uymanın hayat kurtardığını, bizi risklerden uzak tuttuğunu düşünmüyoruz.

    Tabii yolların yetersizliğinden tutun da sürücü eğitiminin yetersizliğine, halkın genel bilinçsizliğine, araç muayenesinin göstermelik oluşuna, yollardaki bakımsız, tehlike saçan araçlara, kontrolsüz artan nüfusa paralel, trafiğe yetmeyecek duruma gelen araç yoğunluğuna kadar bir dolu sorunumuz var.

     Mecliste trafik sorununa yönelik yine yasa değişikliği yapıldı. Yeni düzenlemeyle alkol alıp araç kullananlara ağır yaptırımlar getirildi.

   Buna göre, 50- 100 promil alkol etkisindeki sürücüye asgari ücretin 5 katı para cezası, bir yıla kadar hapis cezası, mahkemeye intikal etmesi durumunda ise 3 ay ehliyete el koyma cezası uygulanacak.

   101- 150 promil alkol etkisindeki sürücüye asgari ücretin 10 katı para cezası, 3 ay ehliyete el konulması, suçu tekrarı durumunda ehliyete el konulması, 151 promil üzerindeki sürücüye asgari ücretin 15 katı para cezası, 3 yıl hapis cezası uygulanacak. Bu arada polisin dur ihtarına uymayıp kaçanların ehliyetlerine de el konulacak.

    Gerçekten de alkollü sürücüler çok sayıda kazaya neden oluyor. Israrla alkollü araç kullanılıyor. Bunu önlemek amacıyla yeni düzenlemedeki cezalar yüksektir ve   mutlaka caydırıcı da olacaktır. “Hiç faydası olmayacak” demiyorum.

    Ancak düzenlemeden önce de alkollü sürücüler için cezalar o kadar düşük değildi, ehliyete yine el konulabiliyordu ama sürücüler ısrarla alkollü araç kullanıyordu.

    Alkollü araç kullanmamak yerine alkollü kullanıp da denetimden kaçmanın yollarını buluyor vatandaşlarımız. Kendini de başkalarını da riske atmaktan, ölüme koşmaktan çekinmeyen akıl almaz bir tavır var. Denetimden kaçma, kendisini kurtaracağını düşündüğü arkasına, dayısına güvenme halleri devam edecek.

    Emin olun ki son cezalardan sonra da bazı kesimler aynısını yapacak. Bu ülkede bir grup şımartılmış kesim, bir grup da vurdumduymaz kesim var. O nedenle alkollü araç kullanımı konusunda kimsenin gözünün yaşına bakılmayacağı kanıtlanmalı, daha sıkı denetimler yapılmalı.

    Trafik çok yönlü bir sorundur, bir bacağıyla ilgilenip, diğerleriyle ilgilenmezseniz soruna kapsamlı çözüm bulamazsınız. Şu andaki durum budur. Her akla gelindiğinde cezaya başvurmak çare değildir. Zaten bu ülkede yasa yapmak ya da yasaları revize etmekle sorunların çözülemeyeceğini çok kez deneyimledik. Yasayı uygulayamadıktan, denetim yapamadıktan sonra faydasını da göremezsiniz…