Ali Baturay yazdı: Bir işadamımız bu halka gönül borcunu gübre kokusuyla mı ödüyor?

ads ads ads ads
16/06/2020

ads
Ali Baturay yazdı: Bir işadamımız bu halka gönül borcunu gübre kokusuyla mı ödüyor?

   Yeter, yeter, yeter artık, bu kokuya dayanamıyoruz…

   Hangi kokuya mı? Alayköy ovalarına dökülen tavuk dışkılarının kokusuna…

   Ama ne koku öyle yahu, insanı canından bezdiriyor.

   Ne lanet bir kokuymuş bu tavuk dışkısı kokusu, adeta insanın nefes borusunu tıkıyor…

   Evde mi oturuyoruz, mandırada mı yaşıyoruz belli değil.

   İnanın mandırada yaşasak bu kadar kokmayacaktı.

   Ben hayvancı bir ailenin çocuğuyum, koyunlarımız, keçilerimiz vardı, hayatımın büyük bir bölümü neredeyse mandıralarda koyun sağmakla, koyun yedirmekle, koyun dışkılarını sürüp atmakla geçti ama inanın bana bizim mandıralarımız böyle kokmazdı.

    Köyden kalktık Gönyeli’ye; Yenikent’in Alayköy yakınlarındaki bölgesine yerleştik.

    Ne kötü etmişiz biz böyle, bu kadar kötü dışkı kokusu olan bir yere yerleşmişiz.

    Bir arkadaşım içinde bulunduğumuz durumu kaba sözlerle, “Ne büyük bok yemişiz de bok kokulu bir bölgeye yerleşmişiz” diye anlattı…

    Yahu ben ki hayvancı çocuğuyum bu kokuya dayanamıyorum, hiç alışkın olmayanlar nasıl dayansın?

    Tavuk dışkısı öyle kötü bir koku yayıyor ki, genzinize yerleşiyor, boğulacak gibi oluyorsunuz, fena fena çığlık atasınız geliyor.

    İnsanlar geliyor oralardan ev satın alıyor, en ucuz evler o bölgede 135 bin- 140 bin sterlin.

    Gel Gönyeli Yenikent’ten ev satın al, ömür boyu taksit öde, sonra da bok kokusuna boğul, iş mi şimdi bu yani?

    Başkaları bu gübrelerden kurtulacak, başkaları da onların kurtulduğu gübreleri tarlasına koyacak, iyi verim alacak diye belasını da halk mı çekecek?

    Ayıptır yahu… Kaç senedir bu halk aynı sorunu çekiyor, kaç senedir aynı şeyleri konuşuyoruz, bilmem kaç kez medyada haberleri yapıldı ama tedbir alınmıyor.

    Tabii yalnızca biz Gönyeli’de yaşayanlar değil, Yılmazköy’de, Alayköy’de, Lefkoşa’da, Hamitköy’de, Haspolat’ta yaşayanlar da şikayet ediyor.

    Rum medyası yazdı, Güney Lefkoşa’da yaşayan Rumlar bile kokudan şikayetçi.

    Ne bela bir gübreyse, Lefkoşa ve çevresini perişan etti.

    Her sene eylül ayında bu belayı çekerdik, bu yıl hazirandan başladı.

    Ne yani hazirandan, eylüle, ekime kadar bu belayı mı çekeceğiz?

    Koronaviürsten kurtulduk, tavuk gübresi kokusundan öleceğiz.

    “Ne günahımız vardı da bu çileyi çekiyoruz?” derken aklıma geldi, var galiba bir cezamız.

     Bir cezadır bu koku; geçmişte ülke yöneticilerine “Bizi mandıraya kapattınız” dedik diye bu durumu daha gerçekçi yapmak amacıyla kokusunu da mı bize getirdiler?

    Her sene tavuk gübresi kokusu haberi yapıyoruz, her sene Çevre Dairesi Müdürleri aynı şeyi söylüyor; “Tavuk gübresi için yasal bir yaptırım yok…”

    Yasalarımız, tavuk gübresini “atık” olarak değil, “tarım girdisi” olarak görüyormuş, hem hükümetin hem belediyelerin eli kolu bağlıymış…

    Tamam anladık da kaç yıldır bir yasal değişiklik yapılamaz mı?

    Bakanlar kurulu üyelerini kaçırıp, Alaköy ovalarına bağlayıp, orada işkence çekmelerini mı sağlayalım, tedbir almaları, bu soruna çare bulmaları için?

    Çevre Dairesi’nin yeni müdürü iyi niyetli bir şekilde yasayı başsavcılığa gönderip, yorumlatıp, oradan bir çözüm üretmeye çalışıyor ama yasa aynı yasa, başsavcılık yorumlasa da bir şey değişmeyecek, yasal değişiklik yapılmalı…

    Leş kokulu bir başkent ve çevresi mi istiyorsunuz?

    Halkımıza boktan bir hayat yaşatıyorsunuz da kokusu mu eksikti, onu mu tamamladınız?

    Ha şunu da söylemek istiyorum; bu gübreyi tesislerinden çıkaran işadamımız ve ondan alan çiftçiler, siz, evet siz… Siz hiç mi düşünmüyorsunuz bu halkı?

   İlla ki birilerinin yasalarla, zorlamayla mı sizi engellemesi gerekiyor?

  Yıllardır başkent çevresi leş gibi kokuya boğuluyor, insanlar isyan ediyor, hiç mi umurunuzda değil?

  “Eşek tepsin Lefkoşalıyı, Göyeliliyi, Hamitköylüyü, Alaköylüyü, Yılmazköylü” mü?

  “Eşek tepsin, ne halleri varsa görsün?” mü?

   Bu ülkenin sembol bir piliç markası, sembol bir ürünü, piyasanın büyük bir bölümünü tutan bu firma, halkına minnettarlığını böyle mi ödüyor?

    Kıbrıs Türk halkına gönül borcu böyle mi ödenir sevgili işadamımız?

   “Teşekkür ederim halkım, siz bizim ürünümüzü tercih ediyorsunuz, biz de bu nedenle sizi bok kokusuyla ödüllendiriyoruz” mu demek istiyorsunuz?

   Halka teşekkür, halka minnettarlık bu mudur Allah aşkına?

   Ey çiftçi kardeşlerim, ucuz ya da beleş gübre buldunuz diye ovalara mı yayacaksınız, bizi öldürmek için?

   Böyle bencillik mi olur?

   Bağırıp, bağırıp yerimize oturacağız ve bu işkence devam edecek, yer yıl olduğu gibi ha?

   Ey yetkililer, hiçbir şey yapmayacaksınız ne ihtiyacımız var size?

   Ey sevgili işadamı, bu çileyi bize çektirmekten vazgeçmeyecek, halkınıza gönül borcunuzu böyle leş gibi koku yayarak mı ödeyeceksiniz?

    Ayıp olmuyor mu size, yazık olmuyor mu bu halka?

    Ey ülke yöneticileri, her şeye alıştırmaya çalıştığınız bu halkın, hiç olmazsa bok kokusuna alışmasını beklemeyin…

 

16/06/2020 17:18
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: ali baturay, kıbrıs tavuk gübresi, lefkoşa tavuk gübresi kokuyor, haberkibris, markaj,
MANŞETLER

HK KIBRIS

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.