Ali Baturay yazdı: Bize “tamamdır” denilen her şey çöküyor…

YAYIN TARİHİ:
ads ads ads
17/04/2025

Ali Baturay yazdı: Bize “tamamdır” denilen her şey çöküyor…

    Halkın bu ülkede iyi bir şey olacağından ümidi yok, beklentiler sıfırlandı…

    Her zamankinden fazla karamsarlık, ümitsizlik var, bugünün geçmişten daha kötü olduğunu söylüyor insanlar.

    İnsanlarımız geçmişte sorun yaşadığı günlerde, “ileride işler düzelecek” diye düşündüklerini, mutlaka bir çıkış yolu olacağına inandıklarını ama bugün o inançlarını da kaybettiklerini söylüyor.

    Geçen gün Diyalog TV’de izliyordum; muhabir arkadaşın, “Geleceğe dair beklentiniz nedir?” sorusuna vatandaşlar, hiç düşünmeden “Hiçbir beklentim yok” cevabını veriyordu.

     Böyle bir ruh hali içinde inanlar; yönetenlerden, siyasilerden, ülkeden hiçbir beklentileri yok…

     İnsanların sözlerinden geçmişe özlem duydukları anlaşılıyor.

     Hem öyle çok gerilere de gitmiyorlar, üç- beş sene öncesinin bile daha iyi olduğunu söylüyorlar.

    Halkın büyük çoğunluğu, iyi anlamda bir şeylerin değişeceğine, daha iyi günler göreceğimize inanmıyor…

    Son zamanlarda yapılan anketlerde de benzer sonuçlar çıkıyor.

    Anketlere göre yüzde 80’lere varan oranda halk işlerin iyi gitmediğini ve düzelemeyeceğini söylüyor.

    İşte göç böyle artar; “hiçbir şey düzelmeyecek, daha kötü olacak” duygusu hâkim olduğu için insanlar ülkesini terk eder…

     Kuzey Kıbrıs’ta ne içteki durumlar tamam ne de dış politikada…

     Yalan bir düzen kuruldu, halk yalanlarla uyutuldu ve şimdi gerçekler bir bir yüzümüze vurmaya başladı.

     “Devlet kurduk, güzel günler bizimdir” dediler, “Rumlardan kalan mallar artık sizindir” dediler, “Rum mallarına inşaat yapın da korkmayın, arkanızdayız” dediler, “Türki devletler dostumuzdur, bizimledir, tanınmaya yardımcı olacaklar” dediler, “İki devletli çözüm modeli önümüzü açacak, Rumları hizaya getirecek” dediler… Evet dediler de dediler ama bir bakar mısınız geldiğimiz noktaya. Örnekleri daha da artırabiliriz… Ne dedilerse çöktü…

     Yalan düzen içinde üstelik tam bir çürüme de var… Kötü yönetim, beceriksizlik, partizanlık, liyakatsizlik, yolsuzluk, usulsüzlük aldı başını gidiyor.

     Ne ekonomi tamam ne sağlık ne eğitim ne çevre ne trafik ne iş yaşamı…

     Her tarafımız dökülüyor, sorunlara çare bulunamıyor.

     Her hafta sonu Başbakan bir müjde veriyor, “Söz verdiğimiz her şeyi yerine getiriyoruz” diyor.

     Hayrete düşüyoruz, “Acaba Başbakan başka ülkede biz başka ülkede mi yaşıyoruz” diye.

     Verilen hiçbir sözün altı doldurulmuyor, her şey havada kalıyor.

     Bu ülkeyi yönetenlerin kendilerine göre bir hayal dünyaları var ve bizim de o dünyaya dahil olmamızı istiyorlar.  

     Kimileri, “Orta eğitimde başörtüsü sorununu hükümet suni yarattı, gündemi değiştirsin, gerçek sorunları gizlesin diye” diyor…

      Ben onların böyle bir becerisi olduğuna bile inanmıyorum. Evet onların beceriksizliğiyle patlak veren bir krizdir ama bunu planlayarak yapmadılar, koltuklarından olacakları korkusuyla böyle yaptılar, Türkiye hükümetine yaranmak için böyle davranıyorlar…

     Ancak hükümetin en küçük ortağı, bu krizi siyasi bir kazanca çevirmeye, oradan oy devşirmeye çalışıyor ve kışkırtmalarla bu durumu daha da kötü hale sokuyor.  

     Kendi halkına rağmen kararlar alan, halkını hiçe sayan bir yönetici topluluğu var karşımızda…

     Ülke iyi yönetilmiyor, her şey kötüye gidiyor, Kıbrıs sorununu çözmek bir kurtuluş belki ama gelişmelere baktığımızda Kıbrıs’ta bir çözüme varmak çok uzak bir ihtimal… Bir yanda Kıbrıs Cumhuriyeti, bir yanda Türkiye, diğer tarafta AB ve araya sıkışmış, kendini anlatamayan hatta beğendiremeyen halkımız… Yani Kıbrıslı Türkler için tam bir hayal kırıklığı adası burası…

     Bu ülkede özellikle genç kesim göçü düşünüyorken, diğer büyük çoğunluk da ortadaki sorunlara alışmış, kaderine razı olmuşken, “orta eğitimde başörtüsü sorunu” bir uyanışa neden oldu adeta…

    Halkın büyük bir kesimi, ülkeyi yönetenlerin kendilerini yok saymasına isyan etti, krizi bahane edenlerin hakaretlerine, horlamalarına, küçümsemelerine maruz kalmaya dayanamadı ve sokağa indi. Bir kesim değil birçok kesim, her siyasi görüşten insan vardı sokakta… Yani bir şekilde uyuyan dev uyandırıldı.

    Sokaktaki tüm kesimlerin oluşturduğu hareket, bir umut da oluşturdu, her şeyin değil belki ama bir şeylerin değişebileceğini, bunları da halkın değiştireceğini haykırdı insanlar.

    Umarım birçok kez olduğu gibi olmaz bu defa, umarım bu istenç, bu heyecan, bu “yeter artık” duygusu sonuç alınana kadar sürer. Umarım yine kişisel menfaatler değil, toplumsal fayda ön planda olur.  

    Halk gerçek gücün kendinde olduğunu idrak etmeli ve bu gücü kullanmalıdır…

    Beni korkutan şu; bu halk, hep erken parlayıp erken pes ettiği için kaybetti, aynı hatayı yapar yine kaderine razı olursa, bu topraklarda nesli tükenen canlılar arasında mutlaka yerini alacaktır.  

YAYIN TARİHİ:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad ad
TAGS: Ali Baturay, haber, kıbrıs
MANŞETLER

HK KIBRIS

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.