Ali Baturay yazdı: Bu hantallık kara ciğerimizi beyaz etti…

ads ads ads ads
07/06/2020

ads
Ali Baturay yazdı: Bu hantallık kara ciğerimizi beyaz etti…

   “Yine mi aynı konu?” diyeceksiniz, biliyorum…

   Evet yine aynı konu, evet yine yangın helikopteri meselesi…

   Mayısta başlayan yangınların, haziran, temmuz, ağustosta duracağını mı zannediyorsunuz?

   Yangın riskini azaltan ne var içinde bulunduğumuz günlerde, siz söyleyin?

   Doğayı çöplerden, cam parçalarından ve benzeri yangına yol açan maddelerden mi arındırdık?

   Araba penceresinden kuru ovalara izmarit atan sorumsuzların bilinç kazandığını, ehlileştiğini mi sanıyorsunuz?

   Aklına estiği yerde mangal yakanları denetleyebiliyor musunuz?

   Tepebaşı- Kalkanlı yangınından sonra Orman Dairesi’nin personel, araç gereç ve organizasyon olarak mükemmel hale geldiğini mi düşünüyorsunuz?

    İzleme, takip sistemleri falan şu sıralar en üst seviye de mi?

    İtfaiyenin araç filosu son model yangın söndürme araçlarıyla, diğer gereçleriyle mi donatıldı?

    Hem Orman Dairesi hem de itfaiye kendi bölgesine yeter durumda mıdır?

    Ne? Ne var bize yangınlar açısından “tamamız” dedirtecek?

    Farklı ne var, yangın çıktığında en erken şekilde müdahale edebileceğimiz, son büyük yangınlardan buraya?

    Ne değişti? Ne yaptık? Neleri geliştirdik?

    Yaka yaka hiçbir şey kalmayınca, tedbir almaya da gerek kalmayacak değil mi?

    Oraya doğru gidiyoruz zaten…

    Peki ormanlar açısından hayati öneme haiz yangın helikopteri meselesi ne oldu?

    Hani birçok kişinin önemli bulmadığı yangın helikopteri meselesinde gelişme nedir?

    Ne yaptık? Satın alamıyoruz, onu anladık, paramız yok…

    Kiralayamıyoruz da, onu da anladık, onun için de para ayıracak güce sahip değiliz şu sıralar.

    E hani Türkiye’den bir helikopter gelip konuşlanacaktı buralarda?

    Muhtemel cevabı söyleyeyim size; “E kolay mı zannediyorsunuz bu işleri? Bunun bir süreci, bir prosedürü vardır. Öyle pat deyince olmuyor, süreç devam ediyor…”

     Evet bunu söyleyecekler…

     Ah ah, kara ciğerimiz beyaz oldu bu memleketin hantallığından, bitmez tükenmez formalitelerinden, mevzuatlarından, hem sistemin hem de ülkeyi yönetenlerin yavaşlığından…

    Bu ülkede hangi iş zamanında oldu ki?

    Hangi işi canımızı sökmeden, bize bedel ödetmeden yaptınız?

    Böylesine sistem yoksunu, böylesine hantal bir ülkede sinir hastası olmadan, psikolojisini bozmadan insanın yaşaması mucize gibi bir şey…

    Tamam be kardeşim ama yangınlar bize ciddi bedel de ödeterek “geldim” dedi, hazirana girdik, risk yüksek, siz bu helikopteri ne zaman getireceksiniz, eylül ayında mı, ekim ayında mı?

    “E helikopter gelene kadar Güney Kıbrıs’tan katkı istiyoruz” diyebilirsiniz bize.

     Öyle de yapılıyor zaten, görüyoruz…

     Haaaa işte burada söyleyeceklerim var size…

     Beni hiç rahatsız etmez, elbette güney ile kuzey yardımlaşabilmeli, Kıbrıs tektir, Kıbrıs hepimizindir, hangi köşesine bir hasar olursa canımız yanar, o nedenle Rumların bize yangın helikopteri ya da yangın uçağı göndermesi anlamlıdır ve yerindedir…

     Ammaaa şu anda ülkeyi yöneten sizlerin tezlerinize terstir bu yardımlaşma.

     Hani biz devlettik, hani kendimizi kanıtlamıştık, hani kendi başımızın çaresine bakardık, hani Rumlara muhtaç değildik.

     Bakın her birkaç günde bir Rumlardan yangın helikopteri, yangın uçağı talep ediyoruz.

     Onlar da gönderiyor, teşekkür ederiz.  

     Akşam oturup Rum politikalarını eleştiriyorsunuz, sabahtan yangın çıkıyor yardım istiyorsunuz.

    Yok yok çözüm meselelerine girecek değilim, size “Bu ülkede federal çözüme inanmıyorsunuz, Kıbrıslı Türklerin Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportu ya da kimlik kartı alınmasına karşı çıkıyorsunuz, Güney Kıbrıs havayollarını kullanarak insanımızın yurt dışına çıkışını istemiyorsunuz ama siz ne yapıyorsunuz? Peki siz neden yangın helikopteri talep ediyorsunuz?” demeyeceğim, sapla samanı karıştırmayacağım, böyle anlamlı bir talebi yanlış buluyor değilim.

    Ancak bu durumun sizin duruşunuz ve politikanız açısından çelişkili olduğunu söylemek istiyorum.

   Yangın helikopteri işini halletmelisiniz, elbette yardım isteyeceğiz, Türkiye’den de Güney Kıbrıs’tan da çaresiz kaldığımız durumlarda katkı talep edeceğiz ama komşularımızı her duman yükseldiğinde rahatsız etmemeliyiz, gerçek anlamda ihtiyacımız olduğunda rahatsız edebilmeliyiz.

    “Şekerim bitti, bir fincan şeker alabilir miyim komşu?” diye her gün komşunun kapısına dayanan kişiye, o komşu bir gün, “E tamam be komşu ama artık markete gidip şeker alsan, ben ne kadar vereceğim sana?” demez mi? Demese de yüzünü ekşitmez mi size?

    Hele de bu komşuyu sen bize hep düşman diye tanıtmışsın, can düşmanındır diyorsun, her fırsatında laf çakıyorsun, sonra da gidip yardım istiyorsun… İnsan hasmına bu kadar muhtaç olur mu?

   Yok, bu benim düşüncem değil, ben olaya öyle bakmıyorum, ben arada yanlış işler, kötü tecrübeler, savaşa varan yanlışlıklar/ düşmanlıklar olduğunu gören ama buna rağmen bu anlaşmazlıkların aşılabileceğini, çözüm olabileceğini, her iki halkın dostça yaşayabileceğini düşünen birisiyim.

   Yukarıda dediklerim, sizin düşünceniz, sizin bakış açınızla yaptığım değerlendirmelerdir.

   Ben sizin bakış açınızda olsam, oradan yardım istemeye çekinirdim, utanırdım…

   Bir de anlayamadığım, kafamı karıştıran bir durum var. Güney Kıbrıs’tan yangın helikopterini, yangın uçağını kim talep ediyor? Cumhurbaşkanı mı hükümet mi? Rum yönetimi, hangisinin talebini kabul ediyor?

   Cumhurbaşkanı kaynakları, Başbakanın ve Tarım Bakanı’nın cumhurbaşkanını aradığını, güneyden yarım talep edilmesini istediğini, onun da Rum lider Anastasiadis’i aradığını söylüyor.

   Başbakan Yardımcısı, “BM aracılığıyla Güney Kıbrıs’tan helikopter talep ettik” diyor. Hangisi doğru?

   Cumhurbaşkanı aracılığıyla mı geldi yardım yoksa BM aracılığıyla mı? Burada da mı yetki karmaşası var?

   Önemli olan yardım talebine karşılık verilmesidir, kimin istediği önemli değildir de merak işte…    

   İnsan merak ediyor, bu kadar bilgi içinde hangisinin doğru olduğunu.

   Fesat mıyım? Gereksiz şeylere mi takılıyorum? Her okuduğumuzu kabul edip geçelim mi? Tamam öyle yapalım, “sormayalım, en iyisi bu” diyorsanız öyle yapalım…

    Hade onları bir tarafa bıraktık ama bu yangın helikopteri işini çözün artık, bekletilecek, uzatılacak bir mesele değil bu, kim yapacak, kim aracı olacak, kim halledecekse halletsin…

    Daha ne kadar bu konuyu konuşacak, tartışacağız ki?

 

07/06/2020 14:52
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: ali baturay, kktc yangın hellikopteri, kktc yangın, kıbrıs yangın, haber, kıbrıs,
MANŞETLER

HK KIBRIS

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.