Ali Baturay yazdı: Çalışma Bakanı, eleştirilere güceneceğine yetersiz kaldığı iş yaşamına baksın...

YAYIN TARİHİ:
ads ads ads
03/02/2025

Ali Baturay yazdı: Çalışma Bakanı, eleştirilere güceneceğine yetersiz kaldığı iş yaşamına baksın...

  Memleket darmadağın, sorunsuz bir tarafımız yok ama eleştiri yapınca da hükümet üyelerinin, bakanların gücüne gidiyor, kırılıyorlar, eleştiriye tahammülleri yok. Eleştiriye katlanamayanların ne siyasetti yer var ne de ülke yönetiminde.

   Keşke güceneceğinize o eleştirilerden ders alabilseniz. “Çok çalışıyorum, çok iş yapıyorum ama eleştiriliyorum, görün yaptığımı” diyor kimi bakanlar…

   İş yapacaksınız tabii ki… Zaten o nedenle o görevlerdesiniz ama maalesef siz zaten yapmanız gereken işleri çok büyük bir olaymış gibi sunuyorsunuz, sonra da büyük övgü bekliyorsunuz… Merak etmeyin, yapılan iyi işler mutlaka takdir görür, illa ki bunu sözlü olarak duymayı beklemeyin.

    Size eleştiri yapılınca tavır alıyor, tuhaf tuhaf konuşuyorsunuz. 

    Mesela bunlara bir örnek; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sadık Gardiyanoğlu…

    İşi gücü bıraktı, kendisini eleştiren Yaşlı Hakları ve Ruh Sağlığı Derneği Başkanı Hatice Jenkins’e yükleniyor.

    Hatice Jenkins, önce üç yıldır açılamayan Sınırüstü Yaşlı Bakımevi ve 14 yıldır tamamlanamayan Lapta Huzurevi konusunda hükümeti ve bakanlığı eleştirdi.

     Sponsorlar yükümlülüğünü yerine getirdiği halde Sınırüstü Yaşlı Bakımevi açılamıyor, bir türlü orayı açacak formülü bulamadılar. Ya da niyetleri yok…

     2011’de yapımına başlanan Lapta Gençlik Kampı yanındaki Lapta Huzurevi için de başlanan çalışma yarım kaldı. Üstelik de oradaki 34 yaşlı, bir otele yerleştirildi ve devlet bunun için tam 14 yıldır her ay yaklaşık 6 bin Sterlin ödüyor. 14 yılda devletin cebinden bu iş için bir milyondan fazla para ödendi. Üstelik de o bina Evkaf’a ait…

     Hatice Jenkins, bu konuda hükümete eleştiride bulundu diye Bakan Sadık Gardiyanoğlu’nun gücüne gitti. Bakan, başladı sıralamaya, “Onu yaptık, bunu yaptık, şunu yaptık. Siz neredesiniz?” diye… Bakan bir sivil toplum örgütü temsilcisinin eleştirisine “Siz neredesiniz? Sadece uzaktan eleştiri moduna devam” şeklinde sitem ediyor.

    Bir sivil toplum örgütünün başkanının nerede olmasını bekliyorsunuz? Oradadır ve defalarca sizi uyarıyor, yapmanız gereken ama yapmadığınız işler için “yapın, yapın” deyip duruyor… 

    Söyleyin lütfen, size yapılan eleştiri ve sorulan “Sınırüstü Yaşlı Bakımevi’nin üç yıldır, Lapta Huzurevi’nin ise 14 yıldır açılamadığı, hizmete konulamadığı” meseleleri gerçek mi değil mi? Gerçektir, bunu herkes biliyor. Bunlara ihtiyaç duyulduğu da bir gerçek… Bu gerçeklere cevap vereceğinize yaptığınız başka işleri sıralıyorsunuz.

     Sayın bakan, yaptığınız başka işler, yapmadığınız ya da yapamadığınız işleri ortadan kaldırmaz. Bu iki işi yapamamışsınız. Kabul edin, gücenmeyin, kırılmayın, bir dernek başkanını hedef almayın.

      Bir de bakanın destekçileri, sosyal medyada Yaşlı Hakları ve Ruh Sağlığı Derneği Başkanı Hatice Jenkins’e saldırıyor, hedef alıyor, demediğini bırakmıyor. Hiç anlamıyorum bu işleri, takım tutar gibi bakan taraftarları var, bakana eleştiriye onlar da katlanamıyor. Bakanın hatalarını ya da eksikliklerini göremiyorlar. Bu memleket onun için hayır etmiyor zaten. Olacak iş değil.

    Sayın Bakan, “şurayı açtık, burayı açtık, orayı hizmete koyduk, yasal düzenlemeler yaptık” diye övünüyor. Yapacaksınız tabii ki. Tüm saydıklarınız zaten yapmanız gerekenler. Bununla övünmenize gerek yok. Gerçekleri duymaya katlanın…

    Peki ben size yapamadıklarınızı sıralayayım isterseniz.

    Çalışma yaşamı dökülüyor, ne yapıyorsunuz? Bugün çok sayıda işletme, personeline kaç para öderse ödesin, yatırımlarını asgari ücret üzerinden yapıyor. Personele 80 bin TL- 100 bin TL ücret verip, yatırımlarını asgari ücret üzerinden ödeyen işletmelere neden müdahale etmiyorsunuz? Bunları çok kolay görebildiğiniz halde neden göz yumuyorsunuz?

    Geçen yıl 2 bin 200 emekli insanın maaşı asgari ücretin altında kaldı. Neden? İşte bu yüzden, yüzerce kişinin yatırımları gerçek maaşı üzerinden değil, asgari ücret üzerinden ödeniyor da ondan. Emekli olan insanlar komik maaşlar alıyor, İhtiyat Sandığı’nda hak ettiği birikime ulaşamıyor. Siz bu sorunu çözsenize. Çözün bakalım bu sorunu? Neden dokunamıyorsunuz bu soruna? Neden yüzlerce insan bu konuda mağdur oluyor? Bu sizin işiniz değil mi?

    Çok sayıda insan maaşını geç ödeniyor. Ayın yarısında maaşını alan var, yarım maaş alan var, birkaç ay maaş alamayan var… Bu konuda ne yapıyorsunuz? Haberiniz var mı bu konulardan? İşiniz değil mi bu konular?

    İnsanlar iş kazalarında patır patır ölüyor. Ciddi denetim yapıyor musunuz? İş kazalarıyla ilgili daha caydırıcı kararlar, yasa düzenlemeleri düşünüyor musunuz? (Gerçi yasa/ tüzük yapmak da çare değil, çünkü uygulanmasını sağlamıyor, takipçisi olmuyorsunuz…) İşyerlerinde insanların güvenli çalışıp çalışmadığı, nasıl bir ortamda çalıştığı umurunuzda mı?

    Yasal süreden fazla çalıştırılıp da ek mesai ödenmeyen, köle gibi çalıştırılan insanlar olduğunu bilmiyor musunuz? Biliyorsunuz ama hiçbir şey yapmıyorsunuz…

    Halen ülkede çok sayıda kaçak işçi/ kayıt dışı personel var. İş kazalarında ortaya çıkıyor bunlar. Kayıt dışı işçilikle ne kadar mücadele ediyorsunuz? Mücadele etseniz, caydırıcı olsanız, bu şekilde çalıştırılır mıydı insanlar? Bakın, daha yapacağınız çok iş var…

     Peki sizin bakanlığınız döneminde başlatılan “reçete soruşturması” tamam bir iş midir? Direkt suçluları tespit edip, suçluluğu hakkında emin olacağınız kişileri adalete teslim edeceğinize, tüm eczacıları, tüm hekimleri bir torbaya atıp, polise “suçluları siz bulun” dediniz, suçlu ile suçsuz aynı kefeye konuldu, dramlar yarattınız, sistemi kilitlediniz, insanlar aylarca ilaca ulaşamadı. Halen sözde yeni sistemi anlayamayan, mağdur olan insan var, halen ilaca ulaşamayan kişiler var…

    “Reçete soruşturması” üzerinden kahraman olmak istediniz, bu konuda bakanlığın ve ilgili dairenin sorumluluğu olduğunu, denetim sorunu bulunduğunu, istismarı tespit etmede çok geç kalındığını göz ardı ettiniz.

      Saymaya devam edeyim mi? Sayın Bakan, sizin özel kalem müdürünüz rüşvet aldığı ve görevini kötüye kullandığı gerekçesiyle tutuklandı. Buna ne diyeceksiniz? Başka ülkede olsa bakan da istifa ederdi. Özel kalem müdürüne verilmemesi gereken yetkileri siz verdiniz. Sizin hiç mi sorumluluğunuz yoktur bu konuda?

     Memlekette “insan kaçakçılığı” meseleleri var, ortalık darmadağın oldu, devletin kurumu Cypfruvex bile insan kaçakçılığı meselesine bulaştırıldı. Kurumlar, işletmeler bu işlere bulaşırken ve bunlar sözde işçiler üzerinden olurken, hükümetin ve Çalışma Bakanlığı’nın bu konularda hiç mi sorumluluğu yok?

     Bakın neler varmış bakanlığınızla ilgili? Çoğu sponsorların da katkısıyla birkaç yer açtınız diye bunlar üzerinden övünmek, şov yapmak kolaydır. Esas yapmanız gereken işleri yapın bakalım… Yani diyeceğim o ki; açtırmayın kutuyu, söyletmeyin bana kötüyü. Kötü bir niyetim yok, yalnızca tespit yapıyor ve herkesin bildiği gerçekleri tekrarlıyorum. Unutmak istediğiniz, duymak istemediğiniz konuları size hatırlattığım için inşallah benden de bir özür beklemezsiniz artık…

YAYIN TARİHİ:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad ad
TAGS: Ali Baturay yazdı: Çalışma Bakanı, eleştirilere güceneceğine yetersiz kaldığı iş yaşamına baksın...
MANŞETLER

HK KIBRIS

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.