Ali Baturay yazdı: Daha ne kadar şaşıracak ne kadar şok olacağız?

YAYIN TARİHİ:
ads ads ads
09/05/2025

Ali Baturay yazdı:  Daha ne kadar şaşıracak ne kadar şok olacağız?

  Rum Hükümeti’nin Kuzey Kıbrıs’taki Rum mallarıyla ilgili başlattığı tutuklamalar, ya da kendilerinin deyimiyle sözde “hukuki işlemler” her geçen gün yeni bir boyut kazanıyor.

   Önce Kuzey Kıbrıs’taki Rum mallarıyla ilgili yeni yasa ve tutuklama kararları alınacağı haberleri geldi, kuzeyde kimse bunları umursamadı, ciddiye almadı.

   Ardından Afik Group Direktörü Simon Aykut geçen yıl tutuklandı ve emlakçılar ile müteahhitlerden oluşan bir isim listesi bulunduğu ve onlar da Güney Kıbrıs’a geçerse veya Avrupa’ya giderse tutuklanacağı bilgileri sızdırıldı.

    Simon Aykut’un tutuklanması müteahhitler ve emlakçıları endişelendirdi ama yine Kuzey Kıbrıs’ta konu tam anlamıyla ciddiye alınmadı.

    Ülke yöneticileri bu konuda hiçbir şey yapmadı, Simon Aykut yalnız bırakıldı, “birkaç gün tutar serbest bırakır” diye düşünüldü.

    Hemen ardından Kuzey Kıbrıs’ta emlakçılık yaptığı ya da emlakçılar için aracılık yaptığı iddia edilen birkaç yabancı uyruklu kişi daha tutuklandı. Bizim tarafta yine tık yok, film izler gibi uzaktan izlediler. Tutuklanan yabancı uyruklu emlakçılar sanki de kuzeydeki mallarla ilgili tutuklu değillermiş gibi davranıldı.

    Bir baktık ki bir müteahhidimiz Rusya’ya giremedi geri döndürüldü, başka bir müteahhidimiz Dubai’ye giremedi.

    Felaket bağıra bağıra geliyor ama bizim taraf başka acayip gündemlerle haşır neşir… Tüm bunlar olurken bir taraftan başörtüsü meselesi, diğer taraftan külliye açılışı heyecanı ve hazırlığı vardı buralarda.

    Geçen hafta güneyden şok edici bir haber daha geldi. İbre müteahhitler, emlakçılardan sonra bireylere, vatandaşlara döndü. Emlakçı veya müteahhit olmasa da bireyler eşdeğerindeki Rum malını alıp satarsa, onlar da tutuklanacak. Bu konuda üzerinde isimler bulunan bir de belge medyaya düştü.

     Böyle olunca bir anda “Neler oluyor?” denildi çünkü eşdeğer mal tutanlar, bu malı satamayacak, almak isteyen de alamayacak. Eğer bu işlemleri yaparsa Güney Kıbrıs’a veya Avrupa’ya gittiğinde tutuklanacak. Hatta Rumların işbirliği yaptığı Avrupa dışındaki ülkelerde de bu gibi işlemler olabilecek, nitekim müteahhitlerimizin Dubai’den ve Rusya’dan geri döndürülmesi de bunun göstergesi.

    Bizim taraftaki yöneticiler nihayet bazı açıklamalar yaptı ve karşı bir atağa geçeceklerini söyledi ama halen mevcut tutuklamalardan yakın zamanda bir sonuç çıkmayacağı, hapis cezası verilmeyeceği ve tutukluluk süreleri uzatılarak, Türk tarafının tedirgin edileceği sanılıyordu.

     Öyle olmadı, kısa sürede Rum mahkemesinden hapislik cezası da çıktı. Lefkoşa Rum Ağır Ceza Mahkemesi, bugün “Kuzey Kıbrıs’ta Rumlara ait eski mülkleri yasa dışı şekilde kullanarak gelir elde ettikleri” iddiasıyla açılan davada Macar uyruklu Ilona Lesko ve Melinda Ladanyi’ye hapis cezası verdi. Lesko 2,5 yıl, Ladanyi 15 ay hapis cezasına çarptırıldı.

  Tabii ki kuzeyde bir şok daha yaşandı, çünkü kimse Rum mahkemesinin bu kadar erken hapislik kararı vereceğini beklemiyordu.

   Tamam da daha ne kadar şaşıracak ne kadar şok olacaksınız? Bu kadar şok olmak yetmedi mi size? Ne zaman bu meseleyi ciddiye alacaksınız?

   Şimdi işyeri, fabrikası, oteli, restoranı Rum malı üzerinde olan herkes korkuyor, endişe ediyor. Türkiye’ye girerken bile sorun yaşanabileceği söyleniyor.

   Meslek sahipleri, yurt dışına gidemez, oralarda lansmanlar düzenleyemez, fuarlara katılamazsa ürününü nasıl pazarlayacak? Bu ortamda nasıl işbirlikleri olacak, nasıl ticaret, nasıl ihracat yapılacak?

   Sonra birçok insan yurt dışına çıkamayacak, ülkeye mi hapsolacak?

   Haklı olduğumuzu iddia ederken nasıl oluyor da bu şekilde mağdur oluyoruz?

   Çözümsüzlüğe oynayarak, uluslararası hukuka inanmayarak, Taşınmaz Mal Komisyonu’nu çalıştırmayarak felakete yürürdük.

   1974’ten sonra Rum mallarının artık bizim olduğunu söyledik, insanlara eşdeğer tapu verdik. Bakın şimdi neler geliyor başımıza?

    Bu ülkede çözümden uzaklaşmamalıyız, çözüm çabalarında hep biz istekli olmalıyız, evet her defasında Rum tarafı çözümü baltaladı ama mücadeleye devam etmeliyiz. Çözümden ve BM parametrelerinden uzaklaştıkça, çözüm olmaması bir yana, normal yaşamımız da etkileniyor, başımıza çok daha kötü şeyler geliyor.

      İki devletlilik teziymiş, yok tanınmaymış, yok Türki Cumhuriyetler bizi tanıyacakmış… Olmadı, hiçbiri olmayacak, işte geldiğimiz nokta, toplumun büyük kesimi ülke içine hapsoldu. İnşaat sektörü ve ona bağlı daha birçok sektör zorda, ülkedeki yabancılar kaçıyor… Başka sektörlerdekiler de korkuyla olanı biteni izliyor.

     Gördünüz mü geldiğimiz noktayı? Hamasetle, nutukla, klişe kahramanlık sözleriyle bir yere gidemeyiz.

     Bizim için bir nimet olan Taşınmaz Mal Komisyonu’nu ihmal ettik, Rum Hükümeti bunu fırsat bildi, bir oyun dizayn etti, biz uyuyoruz. Ta ki uyanalım da Taşınmaz Mal Komisyonu’na para bulalım, Rum Hükümeti bizi kuzeye hapsetti.

     Hayal aleminde yaşıyoruz, BM parametrelerine geri dönmeliyiz, çözüm isteyen taraf biz olmalıyız, uluslararası hukuktan şaşmamalıyız, acilen Taşınmaz Mal Komisyonu’nu çalıştırmalıyız.

     Bu ülkede bir savaş yaşandığını, halen ateşkes hali bulunduğunu, ülkede bir çözümsüzlük hali olduğunu ve bunun en önemli bacağını mülkiyet sorununun oluşturduğunu ısrarla hatırlatmalı, unutturmamalı, kuzeyde bazı hatalı işlemler olsa da Rum Hükümetinin son dönem yaptıklarının büyük bölümünün insan hakları ihlaline girdiğini kanıtlayacak girişimler yapmalıyız. Yeri geldiğinde hukuk mücadelesine karşı hukuk mücadelesi ama evimizi de temizleyerek, halen çözüm istemeyen taraf görülerek değil.

     Çözüm istemeyen Rum tarafı ama bizim hatalarımız nedeniyle onlar hem çözüm isteyen taraf hem de mağdur pozisyonunda… Gel de çatlama, patlama, gel de çıldırma ama işte biz dünyaya meydan okuyacağız ha? Al sana meydan okuma, al sana yeni siyaset, al sana tanınma… Bu halde bile abuk subuk konuşmalar duyuyorum.

     Acaba daha ne gelmeli başımıza ki akıl koyalım? Halen hamasetle, boş kabarmalarla, klişe sözlerle iş yapmanın bir faydası olmadığını anlamadınız mı? Yoksa böyle iyi mi Kıbrıs adacığının kuzeyine hapsolalım, hayat böyle güzel mi?   

 

YAYIN TARİHİ:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad ad
TAGS: Ali Baturay
MANŞETLER

HK KIBRIS

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.