Ali Baturay yazdı: Devlet hastaneleri yetersiz kalıyor, parası olan da olmayan da özele mahkum ediliyor…
20/01/2025












Bir arkadaşım anlattı geçen gün… Yaşlı annesi hastalanmış, ateşi düşmüyor, yaşamsal faaliyetleri normal seyretmiyormuş.
Almış annesini devlet hastanesine götürmüş… Bir gün boyunca kadını tedavi etmişler, sonra da “Tamamdır eve götürebilirsiniz” demişler.
Arkadaşım, “Ben hekim değilim ama annemi tanıyorum, tam iyileşmediğini görebiliyorum. İtiraz ediyorum ama bana ‘tamamdır’ diyorlar. Alıyorum annemi eve götürüyorum” diyor.
Tabii tam da arkadaşımın şüphe ettiği gibi akşama annesinin ateşi tekrar yükseliyor ve düşmüyor. Bütün vücudunda normal olmayan belirtiler ortaya çıkıyor.
Geceyi zor atlatıyorlar, arkadaşım sabahtan annesini tekrar devlet hastanesine götürüyor. Yine bir gün boyunca tedavi ediliyor ve yine ona “Tamamdır anneni eve götürebilirsin” deniliyor.
Arkadaşım yine annesinin aslında tam iyileşmediğini, birkaç gün tedaviye ihtiyacı olduğunu anlıyor ama çaresiz alıp eve götürüyor ve tahmin edeceğiniz gibi annesi yine hastalanıyor.
Arkadaşımın tespiti şu; “Çok sayıda hasta var ve yatak sıkıntısı çekiliyor. Annem 90’lı yaşlarda olduğu için bizi gönderiyorlar ve daha genç olanları yatırıyorlar. Kendilerince bir adalet yarattılar…” diyor.
Böyle mi gerçekten? Hastanelerimizde gençlere öncelik mi sağlıyorlar, yoksa arkadaşım mı böyle bir hisse kapıldı bilemiyorum ama ona bunu hissettirmeleri, böyle düşünmesine, böyle şüpheye kapılmasına neden olmaları bile bir sorun.
“Yatak yetersizliğinden dolayı bizi eve gönderiyorlar” diyor.
Annesinin durumu iyiye gitmediği için onu bir özel hastaneye yatırmak zorunda kalmış.
Özel hastanede annesine çok iyi bakmışlar, toparlamış… 10 günün sonunda yanına bir görevli gelmiş ve “Tam 10 gündür ödeme yapmadınız, ara ödeme yapmanız gerekiyor” demiş.
Arkadaşım da “Birisi benden para talep etmedi, annem de halen yatıyor diye sormadım. Peki 10 günlük ödeme yapayım, kaç para?” diye sormuş.
Görevli, “Günlüğü 27 bin TL’den 270 bin TL ödeyeceksiniz” demiş…
Günlüğü 27 bin TL’den 270 bin TL ha?
Maşallah güzel para da herkes bu parayı ödeyebilir mi ki?
Arkadaşıma, “Anneni hastaneye yatırırken fiyatı sormadın mı?” dedim.
Annesinin sağlığı söz konusu olduğu ve telaşlandığı için hiç sormak aklına gelmemiş.
80 bin veya 100 bin TL gibi bir rakam ödeyebileceğini düşünmüş ama rakam 270 bin çıkmış.
Üstelik annesi birkaç gün daha yattı, yani ücret daha da arttı…
Annesinin taburcu olacağı gün bir miktar para eksilmiş, “Yarın getirip ödeyeceğim” demiş ama “olmaz” cevabını almış.
“Sen parayı hazırla, bu geceki yatışının ücretini almayacağız” demişler.
Arkadaşım, “Yani bunun Türkçesi, annemi bu gece rehin mi tutacaksınız?” diye sormuş.
Sonuçta ona kalan miktar için bir senet hazırlatmışlar ve annesini o şekilde taburcu etmiş…
Bakın insanlarımız neler yaşıyor?
Burada özel hastaneyi suçlayacak değilim, orası özel ve fiyatı da özel, üstelik kendine özel kuralları olması da doğal ama işin anormal tarafı, devlet hastaneleri varken, parası var veya yok her kesimden insanın özel hastanelere mahkûm edilmesinedir tepkim…
Hastane ücreti için arkadaşımın biraz birikimi olmasa ve tüm aile kendi arasında para toplamasa, borçlanmak zorunda kalacaktı…
Peki herkes ödeyebilir mi böyle rakamları? Parası olmayan, ödeyemeyen ne yapsın, ölsün mü? Bankadan veya tefeciden mi borçlansın? Ya borçlandığı parayı ödeyemeyecek durumdaysa?
Duyarsınız, bazen “Sağlık mevzubahisse paranın önemi yok” denir ama o para olacak, ya yoksa? Devlet böyle mi bakar vatandaşına?
Yıllarca sosyal sigorta primi yatırıp da sonuçta özel hastaneye astronomik rakamlar ödemek, sosyal devlet anlayışına yakışır mı?
Devlet hastanesinde yaşlı insanları taburcu edip, gençlere yer açmak isteniyorsa gerçekten, bu drama bir son vermek gerekmez mi? Kim kaç yaşına gelirse gelsin devletten sağlık hizmeti almak ve yaşamak onun da hakkı değil mi?
Ülkemizde sağlık sisteminin bu çökmüş hali daha ne kadar devam edecek?
Lefkoşa’ya 500 yataklı yeni hastane yapma planı varmış. (Gerçi o da bir türlü gerçekleşemedi ya…) Ne 500’ü, 2500 yataklı yapsanız bu sistemsizlik ve bu aşırı nüfusla yetersiz kalır.
Nüfus politikası yok, sağlık politikası yok, aslında bu ülkede hiçbir şeyin planı, programı bir politikası yok, rastgele yaşıyoruz işte…
Ülkedeki sağlık sisteminde, sorunlar, sıkıntılar, yetersizlikler var, sürekli bunlar gündeme geliyor, bu nedenle daha birkaç gün önce eylem yapıldı.
Çok uzunca bir süredir bu sorunlarla boğuşuyoruz, bir yerinden tutulmaya çalışılıyor, başka bir yerden patlak veriyor.
Sıkça şikayetler dinliyoruz, “sıkıntılı yaşanmış öyküler” şeklinde…
Zaten hastanelerde hekim, hemşire, diğer personel eksikliği, cihaz yetersizliği, ilaç sorunu gibi problemler hiç bitmiyor.
Bunlara bir de aşırı nüfus baskısı ekleniyor, ya da aslında sorunun baş nedeni aşırı ve ne kadar olduğunu bilmediğimiz nüfustur… Evet devlet hastanelerimiz aşırı nüfusu kaldıramaz haldedir.
Poliklinikler, acil servisler, ameliyathaneler, hasta yatakhaneleri yetersiz hale geliyor. Cihazlar ve ameliyatlar için randevular çok ileri tarihlere verilmek zorunda kalınıyor.
Ne acı ki artık hastaneler ülkemizdeki yabancılara hizmet verirken, Kıbrıslı Türkler buralardan yararlanamaz hale geldi.
Yıllarca sigorta ödeyen insanlar özel hastanelerde baskın pahaya tedavi veya ameliyat olmak zorunda kalıyor.
Özel okul veya özel hastane bir tercihtir, alternatiftir. Parası olan, gücü yeten buralara gider.
Ancak ülkemizde öyle değil işte, birçok kesim devlet okullarındaki ve devlet hastanelerindeki yetersizlik nedeniyle özeli tercih ediyor.
Öyle istediğinden ya da çok parası olduğundan değil, mecburiyetten öyle yapıyor. Borçlanıyor, sıkıntı çekiyor, başka şeylerden tasarruf ediyor ve özel okullar veya özel hastanelere gidiyor.
Hatta fazlaca para ödemesine rağmen “iyi ki özel var” nokrasına bile getiriliyor.
Peki devlet? Devlet ne için var? Vatandaşına bu imkanları neden sağlayamıyor? Devlet neden sosyal devlet olamıyor? Devlet vatandaşını korumazsa, kim koruyacak? Demek ki “devlet olduk” demekle devlet olunmuyor…




