Ali Baturay yazdı: Devletin yapısı, batık bir şirketi andırıyor

ads ads ads ads
26/02/2020

ads
Ali Baturay yazdı: Devletin yapısı, batık bir şirketi andırıyor

   İnternette dolanırken, “Kârlı bir şirketi batırmayı becermenin 10 dahiyane adımı” diye bir yazı dikkatimi çekti. Maddeleri bir bir okurken ülkemizde batan, batmak üzere olan, zorlukla yürütülen bazı kurumları, belediyeleri, hatta devletin kendisini düşündüm… Ekonomik akılla yönetilmeyen hiçbir işletmenin ayakta durması mümkün değildir. Ülkemizde devlet kurumlarının, işletmelerinin zora girmesi, batması, batma tehlikesi atlatması rastlantı değildir, hep kötü yönetilmenin, popülizmin, siyasilerin siyasi karışmacılığının bir sonucudur.

    Kurumları bir incelediğiniz zaman, ekonomik doğruların tersi uygulamalar, harcamalar, maaş politikaları, giderle gelir dengesini tutturmayan mali yapılar görüyorsunuz. Bir şirketin, bir kurumun, bir belediyenin batacağını anlayabilmek için ekonomist olmaya gerek yok. Ortalama bir ekonomik bilgisi olan kişi bile bunu anlayabilir ancak maalesef buna rağmen göz göre göre kurumlarımız zor giriyor, batıyor… Belediyelerimiz de öyle…

     Devletin ekonomik yapısı aslında sürdürülebilir değil. Yıllardır devlet kâr etmeyen, açık veren, geliri giderini tutmayan, harcamalarını kontrol edemeyen, içinde ekonomik akla uymayan işler yapılan bir şirket gibi yönetildi. İktidara gelen siyasiler, devleti sürekli batık durumda olan ama içine başka yerden para aktarılarak yürütülmeye çalışılan bir şirket gibi yönetmeye çalıştı. “Ne isterse olsun Türkiye bir şekilde para gönderecek ve bu şirket yaşamaya devam edecek…” anlayışı hakim oldu.

     Devleti “batak bir şirkete” benzetmemize kızabilir bazı kişiler ama bu ülkede bir hayli insan yıllardır “Türkiye’den para ne zaman gelecek?” diye perişan oluyorsa, hele son zamanlarda para akışı da azalmışsa ve millet başka bir şey konuşmuyorsa, siz bu benzetmeme nasıl itiraz edebilirsiniz ki?

     Evet, bir zamanlar Türkiye’den de yöneticiler Kıbrıs’ta böyle bağımlı bir yapı oluşmasını istemiş olabilir, bu halk üretimden sistemli olarak koparılmış da olabilir ama bizim hiç mi aklımız yoktu? O dönem Türkiye’yi yönetenler gitti, ondan sonra başkaları geldi yönetici oldu. Kıbrıs’ta da o dönemki yöneticilerin yerine hep yenileri geldi ancak maalesef devlet yapımız ve anlayışımız hep aynı kaldı.

    Biz dünya gerçeklerini göremedik mi? Sonsuza kadar Türkiye açıklarımızı kapatacak ve biz batak bir sistemi sürdürecek miydik? Bir gün birilerinin geleceğini ve “artık yeter, buraya kadar” diyebileceğini hiç düşünemedik mi? Hatta onlar “yeter” demese de biz bir şekilde kendimize yeter olmanın hazzına varmaz mıydık? “Yalvaran”, “el açan” vaziyetten daha onurlu bir yapıya dönüşmeyi neden istemedik?

     Neden halen bu yapıyı kurmak yerine, “Ne yapsak da bize zorluk çıkarmadan para verseler?” şeklinde formüller arıyoruz? Sonra da şikayet ediyoruz, “Bize onu dediler, bize şunu dediler, onurumuzu kırdılar” diye. El açtığımız, yalvar yakar olduğumuz sürece bunlar olacak…

     Ha siz, “Türkiye’nin de buralarda bazı avantajları, lehine yarattığı durumlar var, buraya nüfus aktardı, bize para vermeye mecburdur” gibi bir gerekçeye sığınacaksanız, biz hiçbir zaman ekonomik akılla bu ülkeyi yönetemeyeceğiz. Zaten siz gelecek paraya mecbur oldukça, nüfus aktarımına da karşı koyamayacaksınız ki… Yani “Vermeye mecburdur” zihniyeti aslında bizi ezen kısır bir döngünün bir parçası haline dönüşür. Birinden istersiniz ama istediğini yapmak zorunda kalırsınız…

    Devleti ekonomik doğruları dikkate almaksızın yönettiğimiz sürece, hep sıkıntılar yaşayacağız. Kendi kendimize yeter seviyeye gelmediğimiz sürece mutlu olamayacağız… Kabinenin üyeleri, bakanlar artık canlı yayınlarda söylüyor, cumhurbaşkanlığı seçimi olduğu için vatandaşların bir hayli taleplerde bulunduğunu, bu taleplerin yasalara ve fırsat eşitliğine uymadığını ve bunlar yapılmadığı zaman da büyük tepki gösterildiğini… Sistem böyle kurulmuş diye, batmış devletten bile çıkar elde etmeye çalışıyor vatandaş…

      Devlet böyle yönetilir de devletin kurumları, ya da yerel yönetimler, belediyeler başka türlü mü yönetilir sanıyorsunuz? Zihniyet aynı zihniyet… Kazanmak, dengeli bir bütçe kurmak değil, harcamak hem de kapasitesini aşan bir şekilde harcamak üzerine kurulu bir sistem batmaz da ne olur? Popülizm ve siyasal kaygılar ülkeyi batırdı.

     Yakında mali kriz içine girebileceği söylenen Doğu Akdeniz Üniversitesi’ne (DAÜ) ve mali kriz içine düşüp, personelini ödemekte zorlanan Mağusa Belediyesi’ne halen insanların istihdam edilmek için hücum etmesi nasıl bir zihniyetin ürünü olabilir sizce? Hatırlayın, aynen battığı ve en kötü dönemlerini yaşadığı yıllarda dahi insanların Lefkoşa Belediyesi’nde çalışmak için parti torpiliyle sıraya girmesi gibi…

      Batacağı aşikar, kuruma, belediyeye girmeye yarış edip sonra da orada mağduriyet yaşayıp, eylem yapmak nasıl bir dramın sonucudur böyle? Aşırı, gereksiz, politik istihdam hem eski personeli hem de sonradan geleni perişan ediyor ama biz defalarca bunun zararlarını gördüğümüz halde 2020’de halen aynı zihniyetle hareket ediyoruz.

      Devletin ekonomik yapısı ve tedbir alma kapasitesi o kadar zayıf ki, devlet olası krizlerde vatandaşını da, özel sektördeki işletmeleri de koruyamıyor. Türkiye’den kaynaklı veya uluslararası bir ekonomik kriz, özeldeki işletmelerin de batmasına neden oluyor. Çok sayıda özel şirketin battığı, iflas ettiği haberi bugünkü KIBRIS Gazetesi’nin manşetine yansıdı. Devlet tedbir alamadığı için, başta döviz krizi kaynaklı olmak üzere ekonomik krizler ekonomiyi daraltıyor, piyasayı öldürüyor, şirketler patır patır batıyor… Devlet kendini kurtarmanın çaresini bulamazken, özel sektörü nasıl korsun ki?

   Nihayetinde diyebilirim ki “Kârlı bir şirketi batırmayı becermenin 10 dahiyane adımı” adlı yazıdaki o olumsuz ve yapılmaması gereken adımların neredeyse hepsini devlet yapısında, kurumlarda, belediyelerde uyguluyoruz. Böyle bir anlayışla batmamak mucize olur…

26/02/2020 21:32
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: Ali Baturay yazdı: Devletin yapısı, batık bir şirketi andırıyor, haber, kıbrıs,
MANŞETLER

HK KIBRIS

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.