Günlerdir yaratılan suni gündemlerle yatıp kalkıyoruz… Hiç gündemimize gelmeyen ve bu ülkede hiçbir zaman sorun olmayan, “orta eğitimde başörtüsü sorununu” koydular kucağımıza.

    Bu ülkede sorunlar listesinde hiç yer almayacak bir mesele, kaşına kaşına ne hale getirildi. Bir kaşık suda fırtına koptu. Kıbrıs Türk halkı her gün hiç hak etmediği hakaretlere uğruyor.

     Beceriksiz, korkak ülke yöneticileri, olmayan yerden sorun yarattı, ülkeyi içinden çıkılmaz bir girdaba soktu. En sonunda hakaretlerden Başbakan da nasibini aldı.

     Hükümet edenler, zannettiler ki sürekli eğilmekle, biat etmekle, halkını satmakla, jurnallemekle kendi kıçlarını kurtaracaklar… Yok öyle şey, dirayetli duramayan, meramını anlatamayan, kendi yeteneğiyle bir şey yapamayan ve hep başka tarafa el açan, bel bağlayan zavallı tutum, hiçbir zaman hiçbir taraftan saygı görmez. Öyle kalakalırsınız şimdi süklüm püklüm.

    Ne acı ki ülkenin gerçek gündemlerini konuşamıyoruz, tartışamıyoruz. Takıldık yapay gündeme sürükleniyoruz.

    Bu ülkenin döviz sorunu hiç bitmedi, Türk Lirası her değer kaybettiğinde perişan oluyoruz. Döviz yine uçuyor, hem de ne uçma, Sterlin 52 TL’ye dayandı, Euro 44 TL’yi geçti. Hem de bu, baskılanmış haliymiş…

   Döviz borcu olanlar çıldırmak üzere… Dövizle alışveriş yapmak zorunda olanlar, dövizle ev kirası ödeyenler, yurt dışında evlatları eğitim alanlar da öyle… Zaten ülkede dövize endeksli olmayan ne kaldı ki?

    Zaten ülkede aşırı bir pahalılık var, dövizin artması ekstradan bir pahalılığa yol açıyor. Özellikle dar gelirli insanlar çok ciddi sorunlar yaşıyor. Peki bunlar ülkeyi yönetenlerin gündeminde mi? Bunları dert ediniyorlar mı? Hayır, onlar kendi yarattıkları “başörtüsü” sorununu başımıza sardılar, üstelik onların şimdi “cumhurbaşkanı adayı kim olacak?”, “Ersin Tatar nasıl ekarte edilecek?” sorunları var. ‘Keçi can derdinde kasap et’ misali…

   Peki ya trafikteki ölümler? Evet trafikteki ölümler hız kesmiyor, insanlar yollarda can veriyor. Bugün de bir çarpışma oldu, iki kişi hayatını kaybetti, engelli gençler yaralandı. Hem de “Korkunç yol”, “ölüm yolu” diye anılan ve seyahat edilmekten korkulan Girne dağ yolunda meydana geldi bu ölümlü çarpışma.

    Trafiği tüm yönleriyle ele almayan, alamayan, almak istemeyen ve yalnızca cezaları artırarak sorunu çözeceğini zanneden zihniyetin büyük bir yanılgı içinde olduğu her gün kanıtlanıyor ama bunun bedeli de ağır oluyor, çünkü insanlar ölüyor. Bu ciddi sorun, ciddiyetsiz hükümetin gündemi olamıyor.

     Ülkede suçlar yine büyük artış yaptı. Ülke neredeyse suçlu cenneti haline geldi. Polis işlenen suçlar nedeniyle çok ciddi mesai yapıyor, yeni- eski her iki cezaevi tıklım tıklım suçlu dolu. Cezaevinde de ciddi sorunlar yaşanıyor.

     İnsanımız kendini güvende hissetmiyor. Yine bir kiralık katil, bir iş insanını öldürmek için ülkeye geldi. Bu kaçıncı tetikçi? Bu tetikçiler ülkeye nasıl bu kadar rahat girebiliyor, silahları nasıl sokuyorlar memlekete? Bugüne kadar bina kurşunlama aşamasından öteye gidemediler, cinayet işleyemeden yakalandılar ama böyle giderse birileri ölecek. Tetikçiler fır dönüyor ülkemizde.

    Öte yandan, hırsızlık, soygun olayları arttı, her gün birçok olay yaşanıyor, insanların sıkı sıkı kilitli evlerine giriyor hırsızlar, değerli eşyalarını çalıyor. İnsanlar uyurken, hırsızlar evde dolaşıyor, hırsızlık yapıyor. Vatandaşlarımız isyan ediyor, “Ne canımız güvende ne de malımız” diyor.

    Ülkeye giriş çıkışları bir düzene oturtamadık gitti. Ülke sorma gir hanı olmaktan kurtarılamıyor. Limanlardan her şey geçiyor, öyle olmasa tetikçiler silahlarını nasıl sokacaktı bu ülkeye?

    Diyeceğim o ki çok ciddi sorunlar var bu ülkede… Daha sağlıkta, eğitimde, inşaat sektöründe, üretimde, çevrede, çalışma yaşamında yaşanan sorunlara değinmedik bile. Ülke darmadağın, tutar bir tarafımız kalmadı.

    Bir de şikâyet ediyoruz, “Türki devletler KKTC’yi tanımıyor da gidiyor Güney Kıbrıs’ta elçilik açıyor” diye. Siz sanki ortada bir devlet bıraktınız mı ki bir de tanınma istiyorsunuz?