Ali Baturay yazdı: Gündemde İlber Ortaylı’nın sözlerinden çok daha önemli sorunlar var…
13/06/2025












Ünlü tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, KKTC Cumhurbaşkanlığı’nda düzenlenen konferansta Annan Planı’na evet diyenleri “hıyanet içinde ve zekadan yoksun” diye nitelemiş…
Annan Planı’na “evet” diyen birisi olarak bu sözler beni hiç etkilemedi, hiç üzerime alınmadım. Bu sözlere ne üzüldüm ne de sinir oldum…
Bir süreden beridir Türkiye’den bazı siyasilerin, gazetecilerin, akademisyenlerin ya da sanatçıların Kıbrıslı Türkleri hedef alan yorumlarına, değerlendirmelerine kayıtsızım, kale almıyorum.
Önemsemiyorum, görmezden geliyorum ve huzurum bozulmuyor…
Yıllardır Türkiye’yi veya Türk insanını seviyor muyuz sevmiyor muyuz, yeterince Türk müyüz değil miyiz, Müslüman mıyız değil miyiz diye sınanıyoruz.
Yıllardır bu konularda kendimizi kanıtlamamız bekleniyor. Ne yapayım yani ömrümüz boyunca bununla mı uğraşacağız? Bu sınanma bitmiyor ki…
Türkiye’ye her gittiğimde hep aynı sorulara maruz kalıyorum, hatta Türkiye dışında karşılaştığım Türkiye vatandaşları da aynı şeyleri sorup duruyor, “Siz Kıbrıslılar gerçekten Türkleri sevmiyor musunuz?”
Bir milyon defa cevap verdiğim, açıklama yapmak zorunda kaldığım çok antipatik bir soru…
Dahası da var; “Kıbrıs’ta çözüm istiyorum” deyince de “Siz Türkleri değil de Rumları mı tercih ediyorsunuz, Rumları mı kucaklıyorsunuz?” sorusu.
Bir milyon defa da Kıbrıs’ta çözüm istemenin Türkiye halkı ile Rum halkı arasında bir tercih olmadığını açıkladım.
“Kuzey Kıbrıs’ın, Türkiye’nin bir ili olmasını istiyor musun?” sorusuna “Hayır istemiyorum” dediğimizde bunun Türkiye’yi ya da Türk halkını sevmediğimiz anlamına gelmediğini de defalarca anlattım.
Başka saçma sorular da var ama ben bu üçüyle yetineyim. Hiç sıkılmadan bu sorulara cevap verdim. Bu soruların cevapları öyle iki kelimeyle de açıklanmaz, uzun uzun anlatman lazım ki anlayabilsinler. Bunu defalarca yaptım.
Gazetecilerin, akademisyenlerin, siyasilerin Kıbrıs’la ve Kıbrıslı Türklerle ilgili yanlış bilgilerine, doğruları işaret etmeyen yorumlarına defalarca oturdum cevap yazdım. Hem de uzun uzun yazdım anlattım. Hatta görebildiklerime, bir şekilde karşılaştıklarımı şifahen de bilgilendirdim.
Ancak en sonunda sıkıldım. Bu sınanma bitmiyor çünkü… Ömrümün sonuna kadar izahat yapacak değilim.
Artık medyada karşıma çıkan, Kıbrıslı Türklere yönelik haberlere, yorumlara, değerlendirmelere, TV programlarındaki tartışmalara, konferanslarda anlatılanlara kafa yormuyorum, dönüp bakmıyorum bile.
Gözümde büyüttüğüm bazı insanlar beni hayal kırıklığına uğrattı. Yılların gazetecileri ya da isminin önünde profesör unvanı bulunan insanlar halen Kıbrıs’la ilgili bu kadar bilgisiz, bu kadar cahilce ve önyargılı konuşuyorsa yapacak bir şeyimiz yok.
Zaten özellikle Türkiye havuz medyasında yazan, konuşan birçok kişi aslında bilgi vermiyor, bilgi paylaşmıyor, insanları aydınlatmıyor, yaptıkları; çok tuhaf bir şey söyleyip ilgi çekmek, konuşulmak, gündemi işgal etmek.
Yalnız Kıbrıs’la ilgili değil, birçok konuda böyledirler… Deprem gibi önemli bir konu, ekonomi veya uluslararası kriz meseleleri veya çeşitli sağlık sorunları gündeme geldiğinde öyle saçma sapan şeyler söylüyorlar, öyle çelişkili değerlendirmeler yapıyorlar ki dinleyenin psikolojisi darmadağın oluyor ya da asapları bozuluyor.
Kendi ülkesiyle ilgili bile saçmayanlar, Kıbrıs konusunda doğru değerlendirme mi yapacak? Biz de bunları ciddiye alıp, durmaksızın cevap mı vereceğiz? Hayır, hiç uğraşmaya değmez.
Elbette uygun platformlarda doğruları anlatmaya devam edeceğiz ama öyle “gag” diyene “gug” diyene kafayı takıp sinir olacak, üzülecek değilim.
Türkiye’de maalesef ana muhalefet CHP bile Kıbrıs sorununu bilmiyor ve anlamaya da çalışmıyor. CHP’nin artık Kıbrıs sorunu komusunda, “Erdoğan, Kıbrıs’ı satacak” bakış açısının ötesine geçmesi gerekiyor. Yani anlayacağınız işimiz zor…
Şimdi de İlber Ortaylı Hoca, “Güneydekiler ahmaklıklarından ve tembelliklerinden dolayı Annan Planı’na hayır dediler. Bizim buradakiler ise eveti hıyanetten dediler. Bu hıyanetin de arkasında çok zekâ yok. Sanıyor ki Avrupalı olacak” demiş…
Buna gülüp geçerim ancak… İlber Ortaylı, önemli bir isim, önemli araştırmalar yapmış, önemli eserler ortaya çıkarmış ama adam son yıllarda zaten kendi ülkesinde de herkese yukardan bakan, aşağılayan, cahillik basan birisi… Belki de hep böyleydi de biz geç fark ettik. O kadar komik ki bu adam, güldürü şovlarında taklidi yapılıyor, hatta bu taklit skeçleri o kadar ilgi görüyor ki mesela “Güldür Güldür Şov” programında serisini yapmışlar…
İlber Hoca, Kıbrıs’a gelince değişecek miydi? Türkiye’de nezakete pek önem vermezdi, Kıbrıs’ta da öyle yaptı. Onu, ondan faydalanmak için mi çağırıp konuşturdunuz? Yoksa öylesine bir etkinlik miydi bu?
Ne amaç güdüldü bilmiyorum ama ülkemizde ve dünyada o kadar ciddi konular var ki şu sıralar onları değil de İlber Ortaylı’nın sözlerini tartışıyor olmamız bile çok tuhaf ve gereksiz.
Gazze’de kan almaya devam ediyor… Hindistan’da uçak düştü 300’e yakın insan öldü… İsrail İran’a saldırdı, nükleer tesisleri vurdu, genel kurmay başkanını, Devrim Muhafızları Ordusu Komutanı’nı, nükleer bilim insanlarını, 20 üst düzey komutanı öldürdü, İran, füzelerle İsrail’e karşılık verdi, İsrail’in İran’ı vurması nedeniyle bölgedeki hava trafiği durdu, insanlar gittiği ülkelerden geri dönemiyor, bu saldırı nedeniyle akaryakıt sıkıntısı çekileceği, akaryakıt fiyatlarının zamlanacağı söyleniyor, bu saldırının başka ülkelerin de dahil olacağı daha büyük savaşa neden olmasından korkuluyor, KKTC’nin kendi sorunları zaten dağ gibi ama biz İlber Ortaylı’nın sözlerini tartışıyoruz.
İlber Ortaylı’nın sözleri sorunumuz olmamalı, olsa olsa gereksiz gündem işgal etme olur ya da gündem değiştirme… Bu tür boş konuşmalara artık kafa yormayı bırakın, biz tepki gösterdikçe bunlar çoğalıyor, biz esas gündeme esas sorunlara odaklanalım… Canınızı sıkacaksanız değen bir konu olsun…





