Ali Baturay yazdı: İddiaya bakın; milletvekilleri üniversitede yiyor, içiyor, sarhoş oluyormuş…
05/02/2025












Bir günde memlekette o kadar çok olay oluyor ki, bazı önemli olaylar hak ettiği değeri bile bulamıyor gündemde ve dolayısıyla medyada…
Ne memleket ama ha? Bir haftada, bir günde değil, bir gün içinde bile birçok ilginç olay yaşanıyor…
Neler olmuş neler… Merkez Bankası ihalesine katılan şirketlerden birisinin direktörü sahtecilikten tutuklandı… Bir ihaleyi de olaysız yapabilsek keşke bu memlekette? Bir ihaleye de fesat karıştırılmasa… İhaleleri kördüğüme dönüştürmekte ne kadar da marifetliymiş insanlarımız…
Başka ne olmuş? Bir müdür, çalıştığı bankayı soymuş, 1.3 milyon Sterlinlik vurgun yapmış… Sık yaşanmaya başladı böyle olaylar. Banka olaylarında vurgun mutlaka açığa çıkıyorken, kaçarı yokken, yine de neden yapıyor acaba insanlar bu işi? Müdür parayı kumarhanede yemiş ama birçok kişi pek inanmamış buna…
Başka? İstatistik Kurumu Başkanlığı’na liyakatsiz bir atama yapılmasına tepkiler sürürken, akabinde milletin aklıyla dalga geçer gibi ocak ayı enflasyonu yüzde 2.02 olarak açıklandı. Biz mi başka memlekette yaşıyoruz, onların kafası mı güzel? Halkı aptal yerine koymaktan başka bir şey değil bu.
Ha bu arada Başbakanlık bünyesinde “Trafik Komitesi” kurulmuş, seferberlik ilan edilecekmiş, birçok tedbir alınacakmış, trafik sorunu çözülecekmiş. Siz inandınız mı? Ben hiç inanmadım… Ulaştırma Bakanının bile yer almadığı bir toplantı sonrası açıklama yapıldı, nasıl olacaksa? İnanamıyorum, çünkü daha önce de Cumhurbaşkanlığı ve Ulaştırma Bakanlığı seferberlik ilan etmiş, bugün alınacağı açıklanan tedbirlerin benzerleri o zaman da söylenmişti… O zaman da bugünkü gibi görkemli toplantılar ve büyük laflar edilmişti ama durum ortada?
Başka ne var? Atanalı henüz 6.5 ay olan Türkiye’nin yeni Lefkoşa Büyükelçisi Yasin Ekrem Serim görevden alınıyormuş, yerine de 2018- 2022 yılları arasında ülkemizde büyükelçi olarak görev yapan Ali Murat Başçeri getiriliyormuş. Normal bir ülke olsak, “E ne var bunda? Bir ülke, büyükelçisini ne zaman atayacağına ne zaman alacağına kendi karar verir, bize ne?” denir geçilirdi. Ancak KKTC normal bir ülke olmadığı için giden gelen büyükelçiler ciddi mesele olur bu ülkede. Çünkü hiçbir zaman buralarda TC Büyükelçileri yalnızca bir elçi olmamıştır… O nedenle “büyükelçi meselesi” gündemde ciddi yer tutuyor…
Daha başka olaylar da var ama burada keseyim, çünkü esas değineceğim meseleye geçmek istiyorum. Bu kadar olay içinde gerçek değerini bulamamış meseleye…
Kıbrıs Sağlık ve Toplum Bilimleri Üniversitesi'ndeki sahte diploma ve yolsuzluk soruşturması kapsamında hükümsüz tutuklu olarak cezaevinde bulunan üniversitenin küçük ortağı Serdal Gündüz, bugün yine mahkemeye çıkarıldı ve yine önemli şeyler söyledi.
Serdal Gündüz, hayatından endişe ettiğini, birilerinin kendisini öldürebileceğini söyledi. Bazı milletvekilleri ve üst düzey yöneticilerle ilgili öyle şeyler biliyormuş ki, bunlar hayatına mal olabilirmiş…
Gündüz, “Ben adil bir şekilde yargılanmak istiyorum. Herkes dışarıda teminatla gezerken ben cezaevindeyim. Niye? Çünkü benim konuşmamı istemiyorlar. Çünkü ben konuşursam çok fazla taşlar yerinden oynayacak. Bunlar bunun farkındadırlar. Ya cezaevinde beni öldürecekler ya da yolda gidip gelirken polis aracında öldürecekler” diyor.
Ciddi iddialar, ciddi sözler bunlar… Bir sanık, hayatından endişe ediyor. Konuşursa taşlar yerinden oynayacakmış hem de öyle böyle değil, fazla taşmış bu taşlar…
Biraz tüyo da veriyor aslında… İsim vermese de bazı milletvekillerinden söz ediyor… Gündüz, “Nerede her hafta üniversiteden ayrılmayan sayın vekiller? Her hafta üniversitede kalıp, pazar günü sabah kahvaltısı yapan, cuma günü akşam yemeği yiyen, yukarıda Kemal Dürüst ile alkol içip sarhoş olan vekiller nerede? Niye hiçbiri ortalarda yok?” diye soruyor.
Baksanıza sanki de üniversite değil de bir meyhane ya da eğlence merkezi orası. Üniversiteye gelen milletvekilleri orada birkaç gün kalabiliyor, kahvaltılar yapıyor, akşam yemekleri yiyor, içki alemi düzenliyormuş. Hatta sarhoş bile oluyorlarmış… İnsanın tüyleri diken diken oluyor. Nedir yahu bu böyle?
Bir şey daha söylüyor Serdal Gündüz ki Başsavcılık, polis buna hemen bakmalı. Resmen ihbar ediyor birilerini… Gündüz’ün iddiasına göre, üniversiteye Hamitköy’de büyük bir arsa verilmiş ve dönemin bakanı ve çalışanları üniversiteden karşılığında rüşvet almış… Çok ciddi bir iddia bu, mutlaka üzerine gidilmeli…
Gündüz, “Mesele neden ilerlemiyor biliyor musunuz? İşin sonu UBP vekillerine dayandığı için ilerlemiyor” diyor… Yaaa, işte böyle de bir iddia var… Bugüne kadar ortaya çıkan meselelere bakınca, mantıklı da geliyor insana.
Vay anam vay… Üniversite adeta suç merkezine dönüştürülmüş. Bu iddiaların mutlaka üzerine gidilmeli, kim suçluysa cezasını çekmeli, makamına, mevkisine, görevine bakmaksızın. Gündüz, “UBP milletvekilleri” diyor, kimse bu kişiler açığa çıkmalı, masum olanlar da zan altında kalmamalı… Çirkefi kurutmak için mutlaka suçlular cezasını bulmalı. Yetkililer bu iddiaları duymazdan gelmemeli…
Serdal Gündüz, “Konuşursam çoğu yanacak, taşlar yerinden oynayacak” diyor ya. Konuşsun artık, açık açık isimleri de versin de hangi taş oynayacaksa yerinden oynasın. Gündüz, bunları kanıtlayacak emarelerle ilgili de polise yardımcı olsun da bu çürümeye artık bir neşter vurulsun…





