Ali Baturay yazdı: İnsanlara gerçek anlamda sahip çıkmazsanız böyle olur…

ads ads ads ads
28/05/2020

ads
Ali Baturay yazdı: İnsanlara gerçek anlamda sahip çıkmazsanız böyle olur…

    Koronavirüs salgını nedeniyle zorunlu kapatılan işyerlerinin, sektörlerin çalışamayan personeline hükümetin ödemeyi taahhüt ettiği 1500 TL katkı, herhalde bu dönemin en çok konuşulan konusu oldu.

    İlk açıklandığında, KKTC ve Türkiye vatandaşları dışında kalan diğer ülke vatandaşlarına verilmeyeceğinin duyurulması büyük tepki çekmiş, sonra bu yanlış düzeltilmişti. Üstelik 1500 rakamı az bulunmuş, çokça tartışılmıştı, ardından da ödemelerde gecikme olması eleştirildi.

    “1500 TL gibi bir rakam için bu kadar tartışmaya değer mi?” diyen de var.

    Eğer insanlar bu 1500 TL’ye muhtaç durumdaysa, tabii ki üzerinde tartışılır.

    Daha bir ay dolmadan, ilk 15 gün içerisinde birçok kişinin açlıkla karşı karşıya kalması, bazı işyerlerinin çalışanına tam maaş verememesi, hatta kimisinin hiç verememesi, hatta kimisinin “verememesi” değil “vermemesi”, “gücü olduğu halde vermemesi” gibi durumlar gördük.

    Kimisi haklıydı, kimisi krizi istismar etmişti… Salgın, işverenlerin de insaflısı/ insafsızı, maaş- ücret politikalarındaki anomalileri ve daha fazla denetim gerektiği gibi ülkenin bazı acı gerçeklerini de bir kez daha görmemizi sağladı.

     Salgın ülkede çok sayıda insanı zor durumda bıraktı, 1500 TL’yi almaya hak kazananlar, Çalışma Bakanlığı’na kayıtlı çalışanlardır. Bir de hiçbir yerde kaydı olmayanlar vardır ki devlet iki ay boyunca onlara da 900 TL verecek ki, onun çalışmaları da henüz tamamlanmadı.

     Bu 1500 TL’ler 48 bin kişiye ödendi. Hesap numarasını, kimlik kartı numarasını, adını yanlış yazan ya da bazı kişilerin aynı şirketin yanlışlıkla kapalı olan değil de açık olan iş koluna kaydedilmiş olması nedeniyle sistemin dışına atılan yaklaşık 2 bin kişiye daha ödeme yapılacak ve yarın itibarıyla ödemeler bitecekmiş.

    İşin ilginç tarafı, tam 9 bin kişi, hak sahibi olmadığı halde başvuru yapmış.

    Daha da kötüsü, isteyerek, düşmanlık olsun, sistemi çökertsin diye bir tür saldırı şeklinde başvuruda bulunmuş kimi gruplar…

     Bunlar tespit edilmiş… Hak sahibi olmayan, üstelik “sistem ağırdır” diye eleştiren ama aslında kendisinin yaptığı saldırı ile sistemi çökerten kişilermiş bunlar…

    Bunları, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faiz Sucuoğlu söylüyor…

    Eğer bunlar gerçekse, eğer daire ya da bakanlık yanılmıyor ve böyle düşmanlık yapan kimseler varsa, yazıklar olsun kendilerine.

    Böyle bir salgın döneminde, yardımlaşmanın olması gereken günlerde, insanlar bu kadar paraya ihtiyaç duyuyorken, sırf hükümet ya da ilgili bakanlık kötü görünsün, itibar kaybetsin diye bilerek, isteyerek sistemi çökertme, ödemeyi geciktirme için düşmanlık yapılıyorsa, bunun bir cezası olmalı.

    Bu affedilir bir şey değildir gerçekten… Hata yapanı anlarım ama bu şekilde saldırı düzeyinde düşmanlık yapanı anlayamam.

    Bakan Faiz Sucuoğlu, bilerek isteyerek sisteme saldırı düzenleyenleri polise bildireceklerini, haklarında yasal işlem yapılmasını sağlayacaklarını söyledi.

    Bana göre de bu kişiler hem teşhir edilmeli, hem de haklarında yasal işlem başlatılmalıdır. Böyle hassas bir dönemde böyle hassas bir konuda bunu kim ne amaçla yaparsa yapsın, cezasını çekmelidir.

    Ha ben, hükümetin ya da bakanlığın varsa bu kişiler, bunlardan şikayetçi olacağına da inanmıyorum ama neyse...

    Bu arada düşmanlık olsun diye değil ama “ya tutarsa”, “ya gözlerinden kaçarsa”, “ya aldatır da biz de alırsak” diye, hak sahibi olmadığı halde, devletten maaş çektiği halde ya da işletmesi açık olduğu halde buraya başvuranlara da birkaç söz söylemek isterim.

    Böyle zamanda, böyle kurnazlıklar yapmanın ne anlamı var? Biliyorum, o parayı almak az da olsa sizi rahatlatabilir ama sizin yüzünüzden daha ihtiyaçlı olanlar bu parayı geç alıyor.

    Her ne durumda olursak olalım ama önce “dürüst olalım” be arkadaşlar, tinyozluk, kurnazlık zamanı değil. Vermeyecekler işte, bunları ayıklayan bir ekip var ve onları oyalıyorsunuz.

     9 bin kişi yahu… 9 bin kişi yalan beyanda bulundu… 9 bin kişi hak etmediği halde başvurdu, yalan beyan vererek suç işledi, olacak iş değil…

   Evet zor zamandan geçiyoruz, evet herkesin her kuruşa ihtiyacı var ama bir de daha ihtiyaçlı olanlar var, bırakın onlar alsın, oyalamayın…

   Bu ay normalleşme çerçevesinde hizmete açılan sektörlerin çalışanlarına 1500 TL’ler verilmeyecek. Peki o açık olanlar işyerleri çok mu çalışıyor, çok mu kazanıyor?

    Görün şimdi olacak olanları, bu ay sonu açık olduğu halde iyi iş yapamayan ve çalışanına maaş ödeyemeyenler olacak.

    İşte bunun için “Reel sektöre, bazı işyerlerine, bazı sektörlere, küçük esnafa yardım şart, kredi değil, hibe şart. Para pompalama şart” diyoruz. Bu katkı yapılmadıkça bazı işletmeler, işyerleri ayağa kalkamayacak.

   Siz katkı yapamıyorsunuz, ondan sonra da 1500 TL için herkes her kılığa giriyor, insanlar hak etmediği halde yalan beyanda bulunuyor, bin bir türlü rezillik oluyor.

    Düşmanlık olsun diye sisteme saldırı yapanları ayırıyorum, onlar her türlü cezayı hak ediyor zaten ama “birkaç kuruş alır mıyım?” diye yalan beyanda bulunanlar için o kadar katı olamıyorum, çünkü içinde bulunduğumuz şartlar onları buna zorluyor.

    Evet suç işliyorlar ama devlet gerçek anlamda vatandaşına sahip çıkamazsa, piyasaya, özel sektörde ihtiyaçlı olanlara gerçek anlamda destek veremezse, ortaya böyle durumlar çıkıyor.

    O nedenle Türkiye’den gelen destekle ve yetkisi alınan borçlanma ile reel sektöre çok ciddi katkı yapılmalıdır, bu yönde hiç bıkmadan usanmadan çalışılmalıdır.

    Siz zannetmeyin de sektörleri açtınız ve sorunlar bitti, esas sorunlar bundan sonra başlayacak, sonradan üzülmek istemiyorsanız elinizi çabuk tutun…

28/05/2020 20:57
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: ali baturay, haberkibris, , kktc hükümet maddi destek, korona virüs
MANŞETLER

HK KIBRIS

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.