Bazı şeyleri merak ediyorum… Herhalde başkaları da merak ediyordur. Hemen merak ettiğim konuları sıralayayım… Konu sayısı 13 ama sorular 13’ten fazla...

   KONU 1: Köy yollarının ihaleye çıkılmadan Türkiye’den iki firmaya verilmesine müteahhitler tepki gösterirken ve bu tepkinin üzerinden bir gün bile geçmeden Başbakan, birkaç bakanla ve Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi ile Kaleburnu’na gidip “köy yolları yapımının tanıtımını” yaptı, Türkiyeli yetkililere teşekkür etti. Böylesine büyük tepki varken, Müteahhitler Birliği Başkanı bunun için Türkiye’ye gitmişken ve yollardan/ ulaştırmadan sorumlu bakan olan Resmiye Canaltay da Türkiye’deyken bu acele neydi? Bu ne demektir; “Ben ne tepki dinlerim ne de başka bir şey, bildiğimi okurum” demek midir? Ulaştırma ve Bayındırlık Bakanı’nın Türkiye’den dönmesini bile bekleyemeyecek kadar acele olan neydi bu “köy yolları yapım çalışması tanıtımı” ve Türkiye’ye teşekkür törenine? Bu arada siz hükümet edenler, köy yolları yapımının KKTC’deki müteahhitlere verilmesi için hiç mi çaba harcamadınız?

   KONU 2: Merak ettiğim başka bir konuya gelince; Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın Almanya’da yasaklı suç örgütü Almanyalı Osmanlılar’ın üyelerinden biriyle fotoğrafının ortaya çıkması sonrası, önce “Tanımıyorum, yanıma geldi fotoğraf çektirdi” mealindeki açıklamayı yaptı ki birçok kişi böyle olduğuna da inandı. Ersin Tatar’ı tanıyanlar, “fotoğraf çekilebilir miyiz?” diyen birisine “hayır” demeyeceğini bilir zaten… Ancak dün ansızın cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamada, bu fotoğraf ve ortaya çıkan yeni fotoğrafın Tatar’a “iki devletli çözüm modeli önerdi diye operasyon düzenlendiğini” iddia etmesi tuhaftı… O zaman sormak istiyorum; “biraz abartmıyor musunuz?” diye… Sayın Tatar, siz iki tane fotoğrafla yıkılacak kadar eğreti mi duruyorsunuz orada? Gelen eleştirilere, daha önce de olduğu gibi gereksiz ve ölçüsüz cevaplar, size yarardan çok zarar veriyor, bunu göremiyor musunuz? Yoksa o sert ve antipatik açıklamaları siz yazmıyor musunuz?

   KONU 3: Bir başka konu; Kutlu Adalı Cinayeti ile ilgili kurulacak meclis komitesinde UBP’nin çoğunluğu almak için verdiği çabanın nedeni nedir? Araştırma komitesi kurulmasına tüm partiler hemfikirken UBP neden çoğunluk olmak istiyor? Acaba diyorum, eskiden kurulan iki komitenin başarısız olması gibi, gerektiğinde bu komitenin de çalıştırılmasının engellenmesi, kapatılması için midir bu ısrar?

   KONU 4: Hükümet, Maliye Bakanlığı üzerinden kesintileri yapılıp, bankalara yatırılan aidatlar için sendikalar ve sivil toplum örgütlerinden yapılmak istenen kesintiler “işlem ücretiymiş”… Peki böylesine zor bir dönemde Maliye Bakanlığı, bazı işlemlerden ücret alan bazı bankalardan mı kıskandı ki işlem ücreti almak istiyor? Maliye Bakanlığı “işlem ücreti” alacak kadar ihtiyaçlı halde mi?

   KONU 5: Güney Kıbrıs’tan Kuzey Kıbrıs’a gelmek isteyen turistlere ekstra kriterler isteniyor sınırı geçmesi için ve o kriterler de geçmelerini engelliyor. Peki, Güney Kıbrıs’taki turistler Kuzey Kıbrıs’a geçemezken, onlarla temas eden Kıbrıslı Rumların geçebiliyor olması tuhaf ve mantıksız değil midir? Amaç kuzeyi korumaksa, turistlerle temas eden Rumların kuzeye geçmesi nasıl koruyor acaba? O nedenle kuzeye geçmek isteyen turistlere engel çıkarmak anlamsızdır. Bunu bile göremiyor musunuz?

  KONU 6: Düşük emeklilik maaşı aldığı için yeniden çalışmak zorunda kalan emekçi emeklilerden bu Covid-19 salgını günlerinde vergi kesmek gerçekten insafsızlık. Hiç olmazsa bu kesintiler için bir maaş barajı koyamaz mıydınız, örneğin “6 bin TL ve üzeri” veya “7 bin TL ve üzeri” diyemez miydiniz?

  KONU 7: İçişleri Bakanlığı, parayla/ komisyonla/ rüşvetle vatandaşlık dağıtıldığı yönünde ses kaydı bulunan memura ne gibi bir işlem başlattı? Bu memurun yaptıkları yanına mı kalacak? Bu kadının arkasında daha yetkili kişiler var mıdır? Başsavcılık ve polis bu ses bandındaki “parayla vatandaşlık”, “UBP lehine 50 bin vatandaş yapılacak” gibi iddiaları araştırıyor, soruşturuyor mu?

   KONU 8: Bu ses kaydıyla ilgili üç gazeteciye “özel yaşamın gizliliğini ihlal” nedeniyle dava okundu, cep telefonlarına ve pasaportlarına el konuldu, onlara yurt dışı yasağı ve belirli sürelerde ispatı vücut yapma zorunluluğu getirildi. Tüm kamuoyu ve bu yasayı yapanlar da bu gazetecilerin, kamu hizmeti yaptığına, ortada “özel yaşamı ihlal suçu olmadığına” inanıyor. Polis Genel Müdürlüğü, “neye dayanarak bu davaların okunduğu” yönündeki sorulara neden cevap vermiyor? Zor mu bu sorunun cevabı?

KONU 9: Sağlık Bakanlığı ile Kuzey Kıbrıs Turkcell yetkililerinin dün düzenlediği basın toplantısında Sağlık Bakanlığı Müsteşarı’na “Siz nisan ayından itibaren yüz yüze eğitimin başlayabileceği kararı aldığınızı söylediniz ama Eğitim Bakanı bundan haberi olmadığını söyledi. Bu nasıl olur?” şeklinde bir soru soruldu. Soruya karşılık, tüm müdürlerin mart ayında ortak toplantı yaptıklarını söyleyen Sağlık Bakanlığı Müsteşarı, “O dönem yüz yüze eğitime kademeli geçiş kararını Eğitim Bakanlığı’nın da müdürleri ile birlikte almıştık” dedi. Yani, şimdi müsteşarın bu cevabını; “Eğitim Bakanlığı müdürleri, Eğitim Bakanı’nı bilgilendirmedi” diye mi okumak lazım? 

    KONU 10: Peki, Eğitim Bakanına; “Yüz yüze eğitim yaptırmaya korkarken, öğrencileri yurt dışına, kamplara göndermeye korkmuyor musunuz?” diye soranlar, şimdi yanlış bir şey mi söylemiş oluyor?

    KONU 11: Döviz durmaksızın yükselirken, hükümet edenler sanki de ülkede döviz krizi yokmuş gibi davranmaya devam mı edecek? Hiç mi gündemlerine almayacaklar? Hiç mi yapacakları bir şey yoktur?

    KONU 12: Erken genel seçim için Ekim 2021 ile Nisan 2022 arasında bir tarih belirlemek mümkün değil mi? İktidar ile muhalefetin uzlaşmasının hiç mi imkanı yoktur? Hükümet bu konuda ad-hoc komite kurmaktan vazgeçmedi mi? Serdar Denktaş’ın iktidar ile muhalefeti uzlaştırma girişimi başarısızı mı oldu? Yoksa böyle bir girişim hiç mi olmadı? Muhalefet, erken genel seçim için oluşturulan ad-hoc komiteyi mahkemeye taşıdı da mahkeme erken zamanda bu konuda karar alabilecek mi?

    KONU 13: CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ülkemizi ziyaret etti ve bazı görüşmeler yaptı. Kılıçdaroğlu, kiminle konuştuysa ona göre tavır aldı. Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Dışişleri Bakanı ile görüşürken, Kıbrıs sorunuyla ilgili “iki devletli” yeni teze destek veren bir dil kullandı, “Türkiye’de Kıbrıs politikası milli bir davadır. Siyasi partiler arasında görüş farklılıkları yoktur” dedi. Ana muhalefet CTP’yi ziyaretinde ise Kılıçdaroğlu, Tufan Erhürman’a; “CTP’nin parlamentoda temsil sayısının artmasını bekliyoruz. Sizler başarılı olduğunuz sürece Kıbrıs’ın sorunlarının daha hızlı çözüleceğine inanıyorum” diye konuştu. Acaba diyorum, Kılıçdaroğlu, Kıbrıs sorunu konusunda Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile UBP’nin ‘iki devletli tezi’, CTP’nin ise “federal tezi” desteklediğini biliyor mu?