Ali Baturay yazdı: Onur ve irade öylesine önemsiz sözcükler değildir

ads ads ads ads
04/08/2020

ads
Ali Baturay yazdı: Onur ve irade öylesine önemsiz sözcükler değildir

    Bir şey söyleyince ya da yazınca fena oluyoruz.

    Bazı gerçekleri insanların yüzüne vurunca, size güceniyorlar.

    Bazıları daha da ileri gidiyor, “hainsin”, “devlet düşmanısın” diyorlar.

    Peki ben söylemeyim de siz söyleyin, cumhurbaşkanlığı seçimine çeyrek kala; sağ partilerin çatı aday tartışmalarının, hükümetin bozulup bozulmayacağının gündemde olduğu bir dönemde, Başbakan Ersin Tatar’ın ve iki muhalefet genel başkanı; DP Genel Başkanı Fikri Ataoğlu ile YDP Genel Başkanı Erhan Arıklı’nın Ankara’ya davet edilmesi ve güle oynaya oraya gitmeleri sizde nasıl bir duygu yaratıyor?

   Türkiye’den çağrılınca siyasiler, ne isterse olsun koşa koşa oraya gitmeli midir?

   Herkesin gözünün içine baka baka, adeta “kör gözüme parmak” misali bu ziyaretin gerçekleşmesi bu ülkeye ne kazandıracak?

    Bu arkadaşlar kendileri cumhurbaşkanlığı adaylığı için bir çatı aday belirleyemedi de Türkiyeli yetkililer, kulaklarını çekerek onlara bir çatı aday mı belirleyecek?

   Bu çatı aday meselesi çerçevesinde UBP-HP Hükümeti de bozulup yeni üçlü bir hükümet mi kurulacak?

   Hükümet ortakları bir türlü hükümeti bozacak yeteneğe sahip olamadı da bunu Ankara’ya mı yaptıracaklar?

 Dışişleri Bakanı HP eski Genel Başkanı Kudret Özersay da davet edilmiş ama gitmemiş, parlamentodaki tüm sağ partilerin aynı gün Ankara’ya davet edilmesi hiç mi sizi rahatsız etmiyor?

    Şimdi Ankara’ya giden parti başkanları kahraman, gitmeyen de hain mi sayılacak?

    Ankara’ya davet edilen parti başkanları sadece kahve içmek için mi gidiyorlar?

     Dönüşte parti başkanlarının üçü de Türkiye’ye gidişleri için ayrı ayrı mazeretler sunsa da siz bu mazeretlere inanacak mısınız?

    Bu üç parti başkanı, bu ziyareti yaptığı halde Kuzey Kıbrıs’ta hiçbir şey değişmezse, yani çatı aday belirlenmezse ya da hükümet bozulmazsa da bu şekilde çağrılmaları hiç mi içinizi sızlatmayacak?

    Sakın bana yine “Türkiye düşmanlığı yapıyorsun” falan demeyin, çünkü hiç alakası yoktur bu yazdıklarımla Türkiye düşmanlığının…

    Ülkemizde bir cumhurbaşkanlığı seçimi yapılacak, adaylar var, kim kazanırsa kazansın, sonuçta tüm adaylar ülkemizin insanlarıdır, tümünü tanıyoruz, halkı ikna eden kazansın…

     Mesele şu ki; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti için “devlettir” diyorsunuz.

     Daha da ileri gidiyor, “Bağımsız, demokratik bir devlettir” diyorsunuz.

    Göğsünüzü gere gere “Bizim irademiz vardır” diyorsunuz.

    Ülkedeki yapılan seçimlerin, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki demokrasinin göstergesi olduğunu söylüyorsunuz.

     İyi de görüntü hiç de dediğiniz gibi değil…

     Rum lider Nikos Anastasiadis, “Ben Türkiye’yi muhatap kabul ederim, çünkü kuzeydeki yönetim, Türkiye’nin bir alt yönetimidir. Türkiye tarafından idare ediliyor” dediğinde kızıyorsunuz.

     Peki siz ne yapıyorsunuz? Anastasiadis’in tezini güçlendirecek, onu haklı çıkaracak işlere imza atıyorsunuz, ona istediğinden de fazla malzeme veriyorsunuz?

     Ankara’dan sizi çağıyorlar, siz de paşa paşa talimat almaya gidiyorsunuz ve size yöneltilen tüm suçlamaları adeta doğruluyorsunuz…

    Siz istediğiniz kadar “biz devletiz” deyin, siz istediğiniz kadar “seçimler için özgürce aday belirliyoruz” deyin, siz istediğiniz kadar “ülkemizde seçimler demokratik ortamda yapılıyor” deyin, siz istediğiniz kadar “Anastasiadis haksızdır, biz alt yönetim değiliz” deyiniz…

     Kim inanır size?

     “İrademiz vardır” dediğinizde en yakınlarınız bile size inanacak mı?

     Siz acaba kendi kendinize inanıyor musunuz?

     Siz bu ülkeye döndüğünüzde ve halka bir şeyler söylediğinizde sesiniz titremeyecek mi, size sorduklarında bu ziyaretin doğru olduğunu mu savunacaksınız?

     Bunu yaparken hiç mi içiniz sızlamayacak, hiç mi onurunuz kırılmayacak?

     “E ne yapalım, Türkiye bize o kadar katkı yapıyor, çağırınca gitmeyecek miyiz?” mi diyeceksiniz?

     Mesele de bu zaten, sürekli eliniz açık Türkiye’den para dilendiğiniz sürece bazı şeylere “hayır” diyemiyorsunuz.

     Diyemiyorsunuz ama bundan rahatsız da olmuyorsunuz.

     Türkiye’den buraya bakan yetkililer, bu davetin de olası talimatların da doğru olduğuna inanabilir, bunun doğru olmadığını, şık görülmediğini, iradesizlik göstergesi olduğunu, toplumun da iradesine saygı duymamak olduğunu anlatamaz mısınız?

     Kendi aklını, kendini iradesini kullanamayan siyasiler olmaktan ya da öyle görülmekten sizin onurunuz kırılmıyor ama sizin nezdinizde bizim onurumuz kırılıyor.

     Ben Ankara’ya giden üç başkana da bugüne kadar hiç oy vermedim ama onlar benim ülkemin insanlarıdır, benim ülkemin siyasileridir ve “bana ne” diyemiyorum, üzülüyorum, kahroluyorum, bu ülke insanı olarak irademin elimden alındığını düşünüyorum.

    Devletçilik oyununun bir parçası olmaktan rahatsız oluyorum, birçok insan da benim gibi rahatsız oluyor.

    “Kendi kendine yeter olalım” sözünü önemsemiyorsunuz, “Kıbrıs’ta çözüm olması gerektiği gerçeğini” ciddiye almıyorsunuz, bunlar için mücadele etmeye inanmıyorsunuz ama sizi çağırınca koşa koşa gidiyorsunuz ve bunu normal karşılıyorsunuz.

    Siz siyasiler, siz vatandaşlar, “Bu ülkenin gerçeği budur, kabul et, niye dert ediniyorsun?” diyorsanız ve feveranımı anlamsız buluyorsanız, bu şekilde bir devlet olabileceğini, bu şekilde idare edilmenin onur kırıcı olmadığını düşünüyorsanız, bu şekilde bir irade olacağına inanıyorsanız, ben size ne diyebilirim ki?

    Böyle bir devlet yapısı içinde doğru bir yönetim olacağını ve siyasilerin ülkeyi gerçek bir devlette olduğu gibi yöneteceklerini mi sanıyorsunuz? Onuru ve iradeyi unutmuşsanız, zaten siz hiç yoksunuz.

    O zaman başınız sıkıştığında, mağduriyet yaşadığınızda, bozuk düzene öfkelendiğinizde bu devletten de bu sistemden de şikayet etmeyin, çünkü siz baştan bu devletçilik oyununa alışmış, bu talimatlı yaşama uyum sağlamışsınızdır demektir, normal gördüğünüz sistemden de o zaman başınız sıkıştığında şikayet etmeyeceksiniz…

 

    

04/08/2020 17:26
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: ali baturayi fikri ataoğlu, ersin tatar, erhan arıklı, türkiye ziayaret, ubp-hp hükümet, kıbrıs ankara,
MANŞETLER

HK KIBRIS

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.