Ali Baturay yazdı: Tutuklamalar, ülkelere sokulmamalar, Kıbrıs sorununun bir parçasıdır…
15/04/2025













Ülkede hiçbir şey tamam gitmiyor, ülke sorunlara boğulmuş durumda. Memleket sahipsiz gibi, adeta kaderine terk edildi.
Acilen yapılması gereken çok iş var ama hükümet “orta eğitimde türban” meselesi yarattı… Şimdi herkes ortalığı darmadağın eden suni sorunla uğraşıyor...
Halbuki tüm kesimlerde, tüm sektörlerde yığınla sorun var, gündemde yer bile alamıyor, tartışacak zaman bile bulamıyoruz.
Mesela Noyanlar Şirketler Grubu sahibi Ahmet Noyan, Dubai’ye gitti ama girişte ülkeye alınmadı.
İsmi açıklanmayan bir başka müteahhit de Rusya’ya girmek isterken benzer bir muameleye maruz kalmış. Yani Rusya’ya girmeyerek geri dönmek zorunda kalmış.
Rum hükümetinin, Afik Grup CEO'su Simon Aykut'la başlattığı tutuklamalara devam etti. Tutuklananların tümü yabancıydı ama Kıbrıslı Türk müteahhitler de her an başlarına böyle bir olay gelebileceği endişesi taşıyordu.
Başka ülkelere sokulmama, geri gönderilme ya da tutuklanma olaylarının Avrupa’da, özellikle de Avrupa Birliği üyesi ülkelerde olacağı tahmin ediliyordu ama görüyoruz ki engellemeler Avrupa’yla ya da Avrupa Birliği ülkeleriyle sınırlı değil.
Alın işte, kısa sürelerle iki müteahhit şirketi sahibi iş insanlarımız, Dubai’ye ve Rusya’ya sokulmadı. Buralarda tutuklama olmadı ama olmayacağını kim garanti edebilir?
Demek ki Rum hükümeti dur durak bilmiyor, uğraşıyor, Avrupa Birliği dışında da engelleme çalışmaları yapıyor.
Ahmet Noyan, Birleşik Arap Emirlikleri’ne girişi yasaklı kişiler listesinde yer alıyormuş. Yasak gerekçesi, Kıbrıs Rum mallarına izinsiz inşaat yapmak ve yapılan inşaatları satmakmış…
Rusya’ya sokulmayan müteahhit için de gerekçe aynıymış…
Yani Rumların, Kuzey Kıbrıs’taki müteahhitlerle ilgili bir yasaklı listesi hazırladığı, şehir efsanesi değil, gerçektir.
Hükümetimiz için önemsiz bir mesele mi bu? Ciddiye aldılar mı bu konuyu?
Müteahhitler başka ülkelere gidiyor ve giremiyor, geri çevriliyor. Sorun değil mi yani bu?
Simon Aykut'un Güney Kıbrıs’ta tutuklanmasıyla ilgili ne yapıldı mesela? Hiçbir şey… Yalnızca izlediler, Simon Aykut yalnız bırakıldı.
Ülkeyi yönetenler bu konuyu ciddiye almadı, almıyor, “Biz ne yapabiliriz ki?” umursamazlığı var. Bütün ciddi sorunlarda olduğu gibi “Biz bir şey yapamayız” acizliğine yatılıyor.
Elbette kolay bir mesele değil ama böyle olacağı belliydi, bağıra bağıra geldi.
Sırasında “KKTC devlettir, biz de ilelebet yaşayacak bu devleti yönetiyoruz” diyorsunuz da iş sıkıya girince devlet, devlet olmaktan çıkıyor, sizin de yöneticiliğiniz ortadan kalkıyor mu? Hiçbir şey yapmıyor, her şeyi Türkiye yöneticilerinin yapmasını bekliyorsunuz diye hiç mi yapacak bir şeyiniz kalmadı?
Zaten yabancıların mal almasıyla ilgili yaptığınız “Taşınmaz Mal Edinme ve Uzun Vadeli Kiralama (Yabancılar)” yasasıyla adeta kendi ayağınıza kurşun sıktınız.
Bu yasa öncesinde, yasa yapılma sürecinde ve sonrasında öyle bir tartışma ortamı yaratıldı, öyle bir kendi kendimizi yedik ki düşmanlarımızın bize yapamadığını kendi kendimize yaptık. Yaratılan fırtına neticesinde bir anda Türkiye medyasında yalan, yanlış dolu birçok acayip haber çıktı.
Rum Hükümeti zaten yıllardır bu konuda bir lobi yürütüyor, engelleme çalışmaları yapıyor, onların ekmeğine de hem yağ hem bal sürüldü. Konu onların da çabasıyla başka ülkelerin de medyalarına yansıdı, Kuzey Kıbrıs’tan mal alanlar ve alacak olanlar korkutuldu.
Simon Aykut’la gelen tutuklamalar da başlayınca, zaten yapılan yasanın yarattığı endişe, tutuklamalarla birlikte yabancı müşterileri tam korkuttu, kaçırttı. Sektör büyük darbe aldı, zarar çok büyük, iflaslar başladı.
Tamam ülkede inşaatla ilgili bazı tedbirler alınmalıydı, bu anlaşılır bir şeydir. Genellikle ülkelerde inşaat lokomotif sektör olmaz, çünkü inşaatın bir sonu, doyum noktası vardır. Hele bizim gibi küçük bir ülkede de olmaz ama yok da bir sektörde devam eden sistemi bir anda durdurup, felaket yaratasınız.
Tam da öyle oldu, şalteri indirir gibi dev gibi bir sektör şak diye durdu, çok büyük bir mağduriyet yaşanıyor. Yalnızca inşaat sektörü değil, ona bağlı çok sayıda yan sektör de zorda…
Bu konuda ne yapmayı düşünüyor bu ülkeyi yönetenler?
Ey ülke yöneticisi efendiler, vatandaşın olan müteahhitler, Dubai’den, Moskova’dan geri gönderiliyor, İsrail asıllı ama vatandaşın olan bir müteahhit Güney Kıbrıs’ta uzun süreden beridir tutuklu ve bunlar yalnızca bir inşaat sorunu değil, Kıbrıs sorununun bir parçasıdır. Evet o pek ciddiye almadığınız Kıbrıs sorununun.
Çözümsüzlük sizin için çözümdü ama görüyoruz ki artık değil, çözümsüzlük her bakımdan vuruyor bizi ve ülkeyi yönetenler seyrediyor. “Ne yapabiliriz?” mi diyeceksiniz?
Seçim dönemlerinde bize cennet vaat eden sizsiniz, ağzınız dolu dolu “devletiz” diyen sizsiniz, “bu ülkeyi biz yönetiyor” diyen sizsiniz. Eeee, yüce devletin yüce yöneticilerine çözüm önerisini ben mi vereyim?
Daha kaç tutuklama, başka ülkelerden kaç geri döndürme olayı olacak acaba? Taşınmaz Mal Komisyonu’nu ciddiye almayan, yüzlerce dosyayı bekleten, kaymak bulamayan da siz değil misiniz?
Rumlar şikâyet etti, Taşınmaz Mal Komisyonu’nun ortadan kalkması için uğraşıyorlar, haziran ayında akıbeti belli olacak. Bunun için ne yapıyorsunuz acaba? Cayır cayır yanıyoruz da farkında değilsiniz. Bu kafayla bizim daha göreceğimiz çok felaket var maalesef.






