Bu ülkenin en büyük sorunu ve diğer sorunların anası denetimsizliktir…

  Denetimin olmadığı yerde bir düzen kurmak, doğru olanı bulmak, istikrarı sağlamak mümkün değildir.

  Çünkü denetimin olmadığı yerde keyfilik var, kuralsızlık var, usulsüzlük var, kaos var…

  Denetim özürlü bir ülke olduğumuz için sorunların üstesinden gelemiyoruz.

  Devlet otoritesi demek baskıcı devlet demek değildir.

  Yasalar yapan ama bunları uygulamayan, uygulanmasını sağlayamayan, yasaların uygulanması için denetim yapmayan yöneticilerin olduğu bir ülkede devlet otoritesinden söz edemezsiniz.

  Bakıyorsunuz, yapılan yasalarla ülkedeki insanlara haklar kazandırılıyor, mağdur edilmesini önleyecek, onlara her bakımdan güvenli yaşam vaat eden, haklarının ihlal edilmesini engelleyen yasalar…

   Ancak yasalar yapmak değil, bu yasaların uygulanmasını sağlamak önemlidir.  

   Hemen hiçbir alanda ciddi denetim yapılamıyor ya da yapılmak istenmiyor. Tabii beceriksizlik de var işin içinde umursamazlık da…

    Bir ülkede torpil, partizanlık, ahbap çavuş ilişkisi, yandaşı kollama oldukça denetimden söz etmek mümkün değil.

    Birçok kişinin bir dayısı, onu kollayan nüfuzlu bir yakını, torpil yapacak bir siyasi oldukça, o kişiler yasalara, kurallara uymaz. Ne yaparsa yapsın bir şekilde yırtacağına inanır… İşte kuralsızlık da burada başlar.

    Bazıları o kadar ileri gider ki yasa koruyucuları, denetim yapanları tehdit bile eder…

    Trafikteki kaosta, iş yaşamındaki ciddi ihlallerde, her türlü kaçakçılık olayında, kamudaki verimsizlikte, yolsuzlukların, yasadışılıkların, usulsüzlüklerin artışında, çevrenin kirletilmesi ve katledilmesinde, vatandaşın kazıklanmasında ya da onu zehirleyen gıdalar ve ortamlar yaratılmasında, yani aklınıza gelen her olumsuzlukta denetimsizlik var.

    Bir örnek verelim; birkaç gün önce Akçiçek köyünde meydana gelen iş kazasında ağır yaralanan işçi hem kaçak çalıştırılıyordu hem de kamyon kullandığı halde ehliyeti yoktu. Felaket bir durum değil mi? Buna benzer birçok olay ortaya çıktı…

    Bir işveren, neden güvencesiz kaçak işçi çalıştırır, ehliyeti olmayan bir kişiyi nasıl olur da kamyonun üzerine çıkarır? Neden olacak, bir korkusu olmadığı için, onu denetleyen olmadığını bildiği için, yakalansa da bir şey olmadığına inandığı için…

   O iş yerinde bir iş kazası olmasa kim bilir daha ne kadar süre kaçak çalışacaktı o işçi? Kim bilir belki yıllarca…

  Bu şekilde kaçak çalıştırılarak iş kazasında ölen birçok kişi var ama ne kaçak işçi sorunu bitti ne de ölümlü iş kazaları… Çünkü gerçek anlamda bir denetim yok…

   Geçen hafta Yenidüzen Gazetesi, Mağusa ve Girne Limanlarından adaya TIR’larda son bir yılda kaçak olarak neler sokulduğunu derledi, haber yaptı…

   Neler mi bunlar? Uyuşturucu, ekstazi, silah, canlı mermi, ses fişeği, 6 ton patates, 20 bine yakın elektronik sigara tütünü, kaçak olarak TIR’larda ülkeye sokuldu. Yalnızca bunlar mı, bu TIR’larda ülkeye insan, yani göçmen bile girdi… Hatta 2.5 milyon Sterlin kara para girdiği de iddia edildi, emareleri de vardı ama polis parayı bulamadı. Kim bilir daha neler neler girdi de kimsenin ruhu sezmedi?

    Bunlar neden bu kadar rahat ülkeye sokulabiliyor? Çünkü birileri otorite boşluğunun ve denetim yetersizliğinin farkında.

    Peki bu konuda daha ciddi tedbirler almak, denetimi artırmak gibi bir niyet var mı? Yok maalesef, olacak gibi de görünmüyor…