Siyasi partiler için illaki en önemli şey “oy” mudur, oy uğruna her türlü kötülük yapılabilir mi?

   Oy toplayacaklar diye iktidar partilerinin ülkeyi riske atması, toplumu rahatsız etmesi reva mıdır?

  Evet, maalesef öyledir… Oy uğruna, o koltuklarda kalabilme aşkına, kötülüklere de kapı açıyorlar…

  Nasıl bir zararlı iş yaptıklarını göremeyecek kadar gözleri kör oluyor ya da şuurlarını kaybediyorlar…

   Ciddi suçlar işleyen ve bu ülkeden sınır dışı edilen kişileri bakanlar kurulu kararıyla bağışlamak ve ülkeye davet etmek de o kötü icraatlarından birisi…

   Üstelik daha önce de yaptıkları ve tepki gördükleri halde aynı hatayı (ya da kötülüğü diyelim) yeniden yapıyorlar.

    Suç işlemiş ve mahkeme kararıyla sınır dışı edilmiş inanları bir mazeret uydurup geri getiriyorsunuz…

    Mahkeme kararlarını, bakanlar kurulu marifetiyle geçersiz kılmak marifet midir?

    Bu suçluları yakalayan polise, davalarına bakan mahkemelere saygısızlık değil midir bu yaptığınız?

    Az buz bir süreç midir, tutuklama ve davalarını görme süreçleri?

    Siz bir çırpıda bunları sıfırla çarpma hakkını nereden buluyorsunuz?

    Bu ülkedeki suçlular yetmedi mi bize? Cezaevinde 800’ü aşkın suçlu var, şartlı tahliye ile serbest bıraktıklarınızı ve halen her gün yakalanan yeni suçluları saymıyorum bile…

    Sırf ailelerinden oy devşireceksiniz diye ciddi suçlar işleyen ve sınır dışı edilmiş insanları affederken hiç mi vicdanınız sızlamıyor?

     Kılıfını da buldunuz tabii… “Aile birliklerini sağlamak”, “bölünen aileleri birleştirmek” içinmiş bu af... Yani Kuzey Kıbrıs’ta eşi, çocukları var, sınır dışı edilmiş kriminal kişiler, ailelerinin yanına gelsinler, mutlu mesut aile olsunlar…

      İyi hoş da bu suç işlemiş ve sınır dışı edilmiş kişiler neden illaki aile birliğini Kuzey Kıbrıs’ta kuracak? Sınır dışı edildikleri ülkelerde aile birliğini kursunlar?

     Aile birliğiymiş, suç işleyen bu kişiler ailelerini düşünseydi, sınır dışı edilecek suçlar işlemezdi.

     Üstelik bu kriminal tiplerden ailelerine bir fayda gelir mi acaba? Bu konuda da ciddi şüphelerim var…

     Biliyorum, “Önyargılı olmayın, suç işleyip hapis yatanlara da bir şans tanıyın” diyeceksiniz.

      İşledikleri suçlara baktığınız zaman bunların bazılarının aynı suçu yeniden işleme potansiyeli olduğunu göreceksiniz.

      Üstelik bu ülkenin vatandaşı olmayan ve “sınır dışı” gerektirecek suçlar işleyen kişiler düzgün insanlar olmaya karar verdiyse kendi ülkesinde yapsınlar bunu. Biz niye risk alıp, ciddi suç işlemiş kişileri affedip geri getirelim?

     Çocuk oyuncağı mı bu iş? Suç cenneti haline gelmiş bir ülkenin, sınır dışı edilmiş kişileri geri getirme lüksü mü var?

     Mecliste muhalefetin eleştirileri arasında vardı, affedilip ülkeye sokulacak kişiler arasında evli olmayan, ailesi bulunmayan kişiler bile varmış ama “aile birliği” gerekçesi altında onlar da affedildi. Yani anlayacağınız “aileleri birleştirme” gerekçesi aslında bir kılıf, bir kamufle…

     Mesela bu affedilenler arasında karakol basıp polise saldıran bir kişi var. Üstelik de bu suçu üç kez işlemiş. Polise saldıran, görev yapmasını engelleyen, darp eden kişiyi affetmek, ülkeye almak delilik değil de nedir?

      Affedilenlerden bir başkası, defalarca şiddet tehdidinde bulunmuş… Bir diğeri kavgaya karışmış, rahatsızlık yaratmış ve en sonunda yaralama suçundan sınır dışı edilmiş. Birini yaralamış, az daha katil olacaktı… Hayata şiddet gözlükleriyle bakan bu kriminal kişileri affederken utanmadınız mı?

      Bir başkası, defalarca birilerine şiddet tehdidinde bulunmuş ve başkasına ait bir aracı kundaklamış. Yani şiddet yanlısı bir kundakçıyı da affettiler. Hırsızlık yapmış ve uyuşturucu tasarrufu suçu işlemiş olan kişiyi de…

    Uyuşturucu suçları işleyen ve ayrıca ikamet izni de bulunmayan kişiler de affedildi. Yine ikamet izni olmayan ve trafik kazasına sebebiyet veren bir başkasını da af kapsamına aldılar…

    Yeter artık, hükümet her işi halletti de sınır dışı edilmiş kişileri affetmeye mi geldi sıra?

   İşlenen ciddi suçlardan dolayı, güvenlik sorununun arttığı ülkemizde hükümet eliyle suçlular bağışlanıyor.

    Bu hükümet, 2024 yılında 40 kişiye yakın sınır dışı edilmiş kişiyi affetmiş, ülkeye almıştı, tüm tepkilere rağmen bu yıl da aynı şeyi yapıyorlar. Bu ülkeye kötülük yapmaktan çekinmiyorlar. (Aynen ülkeye bavullarla para sokmak için ikinci defa kara para aklama yasası veya operasyonu yaptıkları gibi, tepkileri, itirazları dikkate almıyorlar…) O bakanlar kurulunda bir kişi de çıkıp, “Ne yapıyoruz be arkadaşlar? Doğru değil bu iş” diyemiyor.

    Yürütme, sınır dışı edilenler için çıkardığı aflarla ve suçlulara yönelik şartlı tahliye kararlarıyla kendini yargının yerine koyuyor, polisin, savcılığın, yargıçların emeğini sıfırla çarpıyor. Ülkenin en ciddi sorunu haline gelen, halkın en büyük korkularından olan suçluları, kriminal kişileri sınır dışı edilmişken ülkeye geri alıyorlar. Yeter, halkınıza yaptığınız kötülüklere bir son verin artık…