Ali Baturay yazdı: “Özgürgün Sendromu” Nedeniyle Yeşilırmak’ın Dokunulmazlığı Kaldırılamadı
23/04/2025













UBP Milletvekili Emrah Yeşilırmak'ın dokunulmazlığının kaldırılıp kaldırılmayacağını ele alan Meclis komitesi, "ret" kararı vermiş.
Yani komitedeki üç UBP milletvekilinin oylarıyla, oyçokluğuyla Emrah Yeşilırmak’ın dokunulmazlığının kaldırılması engellendi.
Bildiğiniz gibi komitede 3 UBP milletvekili, 2 de CTP milletvekili var. CTP’li vekillerin, dokunulmazlığın kaldırılması yönündeki oyu yeterli olmadı.
Emrah Yeşilırmak’ın dokunulmazlığının kaldırılması neden gündeme geldi?
Tabii ki “sahte diploma” araştırması çerçevesinde Başsavcılık tarafından Meclise gelen talep üzerine…
Başsavcılık suç unsuru bulmuş ki Yeşilırmak’ın dosyasını Meclise yollanış.
Ben “suçludur” demiyorum, Başsavcılık suç unsuru buldu ama sonuçta yargılandıktan sonra suçlu olup olmadığı anlaşılacak.
Peki komitedeki UBP’li vekiller neden Yeşilırmak’ın dokunulmazlığının kaldırılmasını engelledi?
Kamuoyunda bu kadar tartışılan bir konuda UBP’li vekiller neden yargıya yardımcı olmuyor?
Yeşilırmak, katıldığı bazı TV programlarında yargılanmaktan korkmadığını, dokunulmazlık pelerininin ardına saklanmayacağını söylemişti.
Mademki Yeşilırmak yargılanmaktan korkmuyor, dokunulmazlık pelerininin ardında da saklanmak istemiyor, UBP’li vekiller onu neden koruyor, neden izin vermiyorlar yargılansın?
Çünkü UBP’lilerde halen “Hüseyin Özgürgün’ün dokunulmazlığının kaldırılmasının sendromu” var da o nedenle…
2019 yılında UBP’liler eski başkanları ve eski Başbakan Hüseyin Özgürgün’ün dokunulmazlığının kaldırılmasına onay vermişti.
Hüseyin Özgürgün'ün yasama dokunulmazlığının kaldırılması konusunda kurulan Meclis Özel Komitesinin oluşturduğu rapor, Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu'nda oylamaya sunulmuş ve komitenin tavsiye nitelikli kararını içeren rapor, oy çokluğuyla onaylanmıştı. Komite raporu 41 kabul ve 2 ret oyu almıştı, 7 vekil ise oylamaya katılmamıştı.
2019’dan beridir, UBP’liler Hüseyin Özgürgün’ün dokunulmazlığının kaldırılmasını tartışıyor. Birçoğu bu kararın doğru olmadığına inanıyor. Bu karar nedeniyle Özgürgün Türkiye’ye gitti ve bir daha geri dönmedi ya da tutuklanacak diye dönemedi. Özgürgün, dokunulmazlığının kaldırılmasına onay veren partili arkadaşlarını eleştirdi, sitem etti, duygu sömürüsü yaptı.
Özgürgün’ün iddiasına göre, UBP’liler o dönemin hükümet ortağı Halkın Partisi’nin “hükümetten çekiliriz” tehditleri ve Halkın Partisi Genel Başkanıyla, o dönemki UBP Genel Başkanı’nın yaptığı pazarlık sonucu dokunulmazlığı kaldırıldı. Özgürgün, bu konuyla ilgili bazı kimseleri hiç affetmeyeceğini söyledi.
UBP’de dönem dönem yaşanan lider sıkıntısı nedeniyle de bazı partililer “Özgürgün dönsün, partinin başına geçsin” gibisinden şeyler söylemeye başlayınca, dokunulmazlığa onay veren UBP’liler bir vicdan muhasebesine zorlandı.
İşte böyle bir ruh hali içinde olan ve “arkadaşını ipe gönderen” konumuna düştüğünü düşünenlerin olduğu UBP’de “Aynı hatayı tekrarlamayız” duygusu hâkim anlaşılan.
Ancak, 2019’da Özgürgün’ün dokunulmazlığının kaldırılması için onay veren UBP’liler yanlış yapmamıştı. Doğru olan buydu, onay vermelerinin nedeni ne olursa olsun, tüm partilerden onay veren herkes doğrusunu yapmıştı.
Başsavcılığın meclise gönderdiği dosya çok ayrıntılıydı. Başsavcılığın, Eski Başbakan, UBP Milletvekili Hüseyin Özgürgün'ün yaptığı mal bildiriminde 'gerçeğe aykırılık' tespitini içeren 2 belge Meclis Başkanlığı'na sunulmuştu. Ayrıca bu süreçte yeni dosyalar da ortaya çıkmıştı.
Başsavcılık raporuna göre Özgürgün, 43 ayrı davadan itham edilirken haksız mal edinme suçlamaları, detaylarıyla resmi belgeye yansımıştı.
Başsavcılık raporunda, Özgürgün'ün Türkiye İş Bankası hesabına, 2015-2017 yılları arasında 2 Milyon 773 bin 800 TL, 252 bin 525 Dolar, 325 bin 800 Sterlin ve 242 bin Euro yatırıldığı, bu miktarların tümünün haksız olarak edinildiği iddia edilmişti. Rapora göre Özgürgün, 43 ayrı davadan itham edilirken haksız mal edinme suçlamaları, detaylarıyla paylaşılmıştı.
Bunları hatırlattım, çünkü halkımız hatırlama özürlüdür, bazı şeyleri çok kolay unutuyorlar. Ortada bu kadar iddia, suçlama ve belgeler de varken, neden o dönem dokunulmazlığın kaldırılmasına onay verenler vicdan azabı çeksin, neden suçlansın ki?
Eğer Özgürgün, suçsuz olduğuna inanıyorsa, gelir mahkeme karşısına çıkar ver suçsuzluğunu kanıtlardı.
Başsavcılık bu kez de Emrah Yeşilırmak’ın “sahte diploma” aldığı gerekçesiyle, hakkında hazırladığı dosyayı Meclise gönderdi.
Yani diyeceğim o ki UBP’li vekiller, Yeşilırmak’ın dokunulmazlığının kaldırılması için verdiği ret oyu doğru olmadı.
Hiçbir milletvekili dokunulmazlığın ardına saklanmamalıdır. Halka hizmet vermesi ve halka örnek olması gereken milletvekilleri “ayrıcalık” istememelidir. Nasıl ki bir vatandaş, bir suçlamadan dolayı yargılanıyor, milletvekilleri de yargılanabilmelidir. Milletvekillerine yetkileri, kendi kendilerine ayrıcalık yapsın diye verilmiyor. Yeşilırmak, çıksın mahkeme huzuruna suçsuzsa, suçsuzluğunu kanıtlasın, suçluysa cezasını çeksin.
Birçok konuda partizanlıkla, bazı kişilerin kollandığı görülüyor ve zaten halk bu nedenle tepkili.
UBP Girne Kadın Kolları Başkanı Fatma Ünal Hanımefendi de “sahte diploma” meselesiyle suçlanıyor ama hatırlayın, basın mensupları davayı takip etmesin, fotoğraf çekmesin diye sabahın köründen mahkemeye çıkarılmış, ona ayrıcalık sağlanmıştı. Kimselere yapılmayan ayrıcalık Fatma Hanım’a yapılmıştı. Bu durum kamuoyunda büyük tepki görmüştü. Partizanlığın, kayırmacılığın, torpilin mahkemeye kadar yansıması tarihi bir skandaldı.
UBP’li vekillerin Emrah Yeşilırmak’ın dokunulmazlığının kaldırılması için verdiği ret oyu da kamuoyundan büyük tepki gördü. Siyasi partiler, milletvekilleri, hükümetler, yandaşlarına kıyak çeksin, en üst düzeyse torpil ya da kayırmacılık yapsın diye değildir. Onların görevi halka hizmet etmek, icraat yapmak, halkın huzurunu sağlamaktır.
Bu ülkeyi yönetenler, halka huzur vereceğine, huzurunu kaçırıyor. Göz göre göre bunları yapan, perde gerisinde neler yapmaz ki?
Bir kere de doğru bir iş yapın, bir kere de bu halkı rahatlatın, bir kere de vicdanlarda yara açmayacak bir işe imza atın.






