Alın size dört konu ve dört büyük ayıp

ads ads ads ads
01/07/2021

ads

Ali Baturay Ali Baturay


   Gün geçmiyor ki tuhaf ya da canımızı sıkan bir şey olmasın…

   Hatta bazen o kadar çok tuhaflık bir güne sığıyor ki insan çıldırıyor, canı çıkacak gibi oluyor.

   Mesela bugün olanlara bir bakın da hizaya gelin…

   Meclisi kilitleyen nisap sorununa, istifa eden Çalışma Bakanı’nın yerine yeni bir isim atanamamasına, dolayısıyla hükümet krizine neden olan şey, Denktaş ailesinin Kermiya’daki arazi talebiymiş… “Yine mi o arazi” demeyin, öyleymiş maalesef…

   Ortada bu konuda belgeler de dolaşıyor, bu konuda demeçler veriliyor. Yenidüzen Gazetesi bu konuda kapsamlı bir haber yaptı…

   İddiaya göre, Serdar Denktaş Bey bunun için Başbakan Ersan Saner’le pazarlık yapıyor, Başbakan da sırf o koltukta oturabilsin diye bu tür talep ve tehditlere boyun eğiyor.

   Ne ilginçtir ki DP’den bir milletvekilinin istifasıyla boşalan bakanlık sandalyesine oturacak yeni kişiyle ilgili duruma DP Genel Başkanı Fikri Ataoğlu ile DP yetkili kurulları değil de Serdar Bey karar veriyor ya da karar vermek istiyor.

    Ya Serdar Bey bakan olmalıymış ya da onun istediği biri…

    Hatta Serdar Bey, YDP’den istifa etmeye çalışan Bertan Zaroğlu’nu bile o bakanlık koltuğuna önermiş de kendi patisinin genel sekreterine layık görmemiş…

    İşe bakın ki görüşü sorulan DP Genel Sekreteri Afet Özcafer de olan bitene anlam veremiyor ve kendi partisinden bir milletvekilinin tartışmanın odağında olmasına tepki göstererek, “Halkın gözü önünde çirkin pazarlıkların yapıldığını görmek, güvensizlik ve utançtır” diyor…

    Yaaa, evet tam da öyle, tam da dediğiniz gibi zaten kırıntısı kalan güven de gitti ve evet tam bir utançtır bu… Haklısınız Afet Hanım…

     Ülke kan ağlarken, insanlar evine ekmek götüremezken, iktidardaki partilerin derdi çıkar kavgası, pazarlık yapıyorlarmış, bir iki vekil herkesi hapsedebiliyor, ülke bile mağdur oluyor, ayıp yahu hem de çok büyük ayıp…

     Başka ne tuhaflıklar var bu ülkede? Ne olacak elektrik kesintileri, “bakım, onarım” aldatmacası ile ha bire programlı elektrik kesiliyor, döndük mü yine eski, çok eksi elektriksiz yıllara?

     “Mevcut sistem üretimde ve hizmette yetersiz kalıyor, elektrik yetiştiremiyoruz, Rum tarafından da satın alıyor ama ihtiyacı karşılayamıyoruz” demeye utanıyorlar, “bakım onarım” diyorlar, sıcakların bu kadar yükseldiği günlerde evleri, işyerlerini elektriksiz bırakıyorlar.

     Kara dumanlar yükseliyor yine Teknecik Elektrik Santrali’nden ama yakıt kalitesiyle ilgili değilmiş, neredeyse “zararı yok bu dumanın” diyecekler, hatta “faydalıdır” bile diyebilirler.

     KIB-TEK bir kavga ve bilinmezler alanına dönüşmüş, kimin ne yaptığı belli değil, kim yolsuzluk yapıyor, kim kurtarmaya çalışıyor, kurtarırken bir şeyler götürüyor mu birileri? Kimse hiçbir şey anlayamıyor, bir karmaşadır gidiyor. Yeter ama artık…

     Peki başka ne gibi tuhaflıklar oldu bugün? Oldu, çok tuhaf bir şey oldu. Pandeminin en yoğun, bilinmezliklerin en fazla olduğu dönemde meşhur “Jet Krizi” yaşanmış ve o dönem görevdeki tüm bakanlar, üst düzey yetkililer bu işten sıyırtmış, yağ gibi üste çıkmıştı.

     Polis ve Başsavcılık “Jet Krizi” dosyasını sürekli en alta koyup, sıkıştırıyor, ortaya çıkarmıyor ve muhtemelen de hiç çıkarmayacak ama günah keçisi bulundu.

     Evet bu konuda en masum olan kişilerin peşine düşmüş polis ve başsavcılık. Yaaa, siyasilere güçleri yetmemiş, siyasilere dişlerini geçirememişler ama hiçbir şeyden haberi olmayan memurları günah keçisi olarak seçtiler.

     Neymiş efendim; “Özel Jet Krizi”yle ilgili yürütülen soruşturma kapsamında, jetin geleceğini bilmeyen ve havalimanına gitmek için görevlendirilmeyen gümrük çalışanlarına davalar okunuyormuş…

    Görevdeki bazı siyasilerin pişirip kotardığı, kimilerinin de birbirine göz yumduğu bir olayda hiçbir şeyden haberi olmayan, olayla bağlantısı bulunmayan memurlara alelacele dava okunması ayıptır, günahtır, adaletsizliktir…

      Siyasileri skandaldan kurtarmak için masum memurları yakmaya çalışmak sinema filmlerindeki ya da dizi filmlerdeki kötülük senaryolarını bile geride bıraktı yahu, gerçekten ayıptır bu yapılan. Vicdan mı kalmadı kimsede?

    Hade bir konuya daha değineyim de yazıyı bitireyim; Sağlık Bakanı Ünal Üstel, meclise gelen ‘Kan Yasası’nın nisap sağlanamadığı için geçirilemediğini belirterek, bu durumun meclisin ayıbı olduğunu söyledi.

    Haklısınız Ünal Bey, doğru söylüyorsunuz hem de çok büyük bir ayıp… Kan Yasası da geçirilemedi, erken genel seçim tarihi belirlenip de ara seçim iptal edilemedi, yasağa düşenlere af gelecekti, müjde verilmişti ama o da komiteden genel kurula gelemedi, beklenti içinde olanlara en kötü ayın 10’unda 15’inde “af tamam” dediler ama anlaşılan o da olmayacak… Bütçeler falan da vardı geçirilmeyi bekleyen, onlar da olmadı…

     Ha bunların bazıları tartışmalı konulardı, muhalefetin bazı konularda itirazları vardı, bazılarına kamuoyunun da ama genel kurula bile gelemedi, tartışılamadı bu konular, iktidar kendi meselelerini, kendi konularını bile genel kurula getiremedi, nisap sağlayamadığı için…

     Ünal Üstel Bey haklı, “Kan Yasası” önemli bir yasaydı… Ünal Bey haklı, gerçekten de bir ayıp var ama tüm meclisin ayıbı değil, iktidar partilerinin ayıbıdır bu.

    İktidar partileri içindeki çıkar kavgaları nedeniyle meclisi toplayamadı, keşke bunun ayıp olduğunu arkadaşlarınıza zamanında anlatabilseniz, keşke bazı milletvekilleri ve onlara boyun eğen Başbakan da bu ayıbı görebilse ve engelleyebilse ama bakıyorum da herkes kendi havasında… Çok yazık…

01/07/2021 22:20
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: Alın size dört konu ve dört büyük ayıp
MANŞETLER

HK Ali Baturay

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.