Birkaç gündür KOOP-SÜT’ün yaşadığı ambalaj sorunu tartışılıyor ülkemizde.

  KOOP-SÜT, bir litrelik sütlerin ambalajı için ham madde sıkıntısı yaşadığı için bazı ambalajları etiketlerken, bir miktar sütü de krema ambalajına doldurdu.

   Diyet süt ambalajıyla, normal süt ambalajı etiketlenerek piyasaya çıkarken, krema ambalajına doldurulan sütler, marketlere değil de toplu satılan bazı işletmelere dağıtıldı.

   KOOP- SÜT yetkilileri, birkaç gün önce böyle bir sorun yaşandığını kamuoyuna duyurmuştu.

   Yapılan açıklamalarda, sorunun global olduğu, özellikle ham maddenin geldiği Fransa ve İspanya’dan kaynaklanan sıkıntılar nedeniyle bu durumun ortaya çıktığı belirtildi.

   Gerekli siparişlerin verildiğini ama ambalaj ham maddesinin ne zaman geleceğinin belli olmadığını ifade eden KOOP-SÜT yetkilileri, siparişlerde gecikme yaşanmaya devam etmesi durumda light ve laktozsuz süt kutularını tüm ürünler için kullanacaklarını kaydetti.

   Yetkililer, krema kutularına doldurulan sütlerin piyasaya verilmediğini, böyle olması halinde onlara da etiket yapıştırılacağını vurguladı.

   Diyalog Gazetesi’ne konuşan KOOP-SÜT Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Erişmen, “Teminde sıkıntı yaşamaya devam edersek elimizde hangi ambalaj fazlaysa onla yola devam edeceğiz. Sağlık açısından da hiçbir tereddüt yaşanmasın, her etiket değiştiğimiz ambalaj da uzun ömürlüdür” dedi.  

   Şimdi Sayın Erişmen’in söylediklerine baktığınız zaman, “E haklıdır yahu insanlar, bakın ham maddenin geldiği ülkelerde sorun varmış. Bakın Türkiye’deki firmalar da aynı sorunu yaşıyormuş. Ne olmuş yani etiketli ambalajlarda süt içersek? Ne olmuş, krema kutusuna süt doldurmuşlarsa?” diyebilirsiniz…

   Evet bu gözle bakarsanız KOOP-SÜT yetkililerini haklı bulabilirsiniz… Küresel Covid-19 salgınıydı, ülkemizi etkileyen döviz kriziydi ve şimdi yine küresel etkileri olan Rusya- Ukrayna savaşıydı falan derken, hak verebilirsiniz…

   Ancak öyle değil işte… Üretim ve ticaret yapan şirketlerin yetkilileri, tüm olasılıkları göz önünde bulundurmalıdır.

    Hele bu şirket, bir KİT, yani Kamu İktisadi Teşebbüsü ise, ülkenin en büyük kuruluşu olan Kooperatif Merkez Bankası’nın bir iştirakiyse, sektöründe en büyük ve öncü rolündeyse, varlığı hem hayvan üreticisi hem de toplum için hayatiyse, bu pozisyona düşmemelidir.

   Dünyada ve ülkede şartlar ne isterse olsun, böylesine köklü, önemli ve güçlü bir kuruluşun zavallı hale düşürülmesi, dalga konusu olması kabul edilebilir bir durum değildir.

    Türkiye’de bu sektördeki şirketlerin de benzer sorunlar yaşadığını söylüyor KOOP-SÜT yetkilileri.

    Peki bize Türkiye’den bir tane firma, bir tane süt ürün ambalajı gösterebilirler mi ki etiketlenmiş, zebra gibi sunulmuş olsun ya da krema kutusuna süt doldurulsun?

   Gösteremezsiniz… Ne Türkiye’den böyle bir şey gösterebilirsiniz ne de başka bir Avrupa ülkesinden. Çünkü böyle prestij kaybına hiçbir şirketin tahammülü yoktur.

   Piyasaya etiketlenmiş, acayip ambalajlarla çıkmaktansa, üretimi durdurmayı tercih ederler.

   Rekabetin bu kadar çetin olduğu bir ortamda hiçbir şirket, rakiplerine bu şekilde koz vermeyi, rezil olmayı, kendini küçük düşürmeyi göze alamaz.

   Üretimde ve ticarette tedbir ve öngörü çok önemlidir…

   Covid-19 salgını dün mü başladı, iki yıldır salgınla uğraşıyoruz, salgından dolayı tedarik sorunları yaşandığı bilinmeyen bir konu mu? Koskoca şirket kendini buna göre ayarlayamıyor mu?

    Türk Parası’nın değer kaybı, dövizin yükselişi bugünkü mesele mi? Yıllardır bu sorunla uğraşıyoruz, bunu öngörüp ona göre tedbir alamıyorlar mı?

    Peki Rusya ile Ukrayna arasındaki kriz bugünkü mesele mi? Uzun süreden beridir iki ülke arasında sorun yaşanıyor ve bunun savaşa dönüşeceği öngörüleri vardı, bunu hiç mi hesaba katmadılar?

    Piyasayı denetleyici rolü olması gereken KOOP-SÜT, tam tersine hep ilk zammı, en büyük zammı yapan şirkettir.

    Zamma gelince aslan kesiliyorsunuz, kısa aralıklarla zamları yapıyorsunuz da ambalajlar için ham madde sıkıntısı yaşanabileceğini, siparişlerin geç gelebileceğini hesaplayamıyor musunuz?

    Bir de “Teminde sıkıntı yaşamaya devam edersek elimizde hangi ambalaj fazlaysa onla yola devam edeceğiz” gibi lâflar edip, aslında halkı düşündüğünüz, halk için çalıştığınız imajı veriyorsunuz…

    Etiketli ambalajlar, “piyasaya sürmedik” deseniz de vatandaşların eline geçen krema ambalajlarındaki sütler, ancak ülkemizde olur, başka bir yerde değil.

    Basit gibi görünebilir size ama işte hep basit düşünüp, basit gördüğümüz meseleler nedeniyle hiç hayır etmiyoruz.

   “Tanınmamış KKTC’de ne yapsan mubahtır” zihniyetiyle her türlü acayipliğe prim veriyoruz, sonra da ülkemizin neden gelişemediğini, neden ilerleyemediğini, neden hep geri kaldığını soruyoruz.

    Nedeni ortada… Son zamanlarda yaşadıklarımıza bakın; öngörüsüzlük, tedbirsizlik, denetimsizlik, beceriksizlik, ihmal, istismar ve hep küçük düşünmek, vizyon sahibi olamamak, hiçbir çağdaş ülkede olmayacak her türlü acayipliği normal saymak…

    KIB-TEK batırılacak, elektrikler her gün kesilecek, elektrik fiyatları üç misli olacak; normal…

    Ülkede aylardır ilaç yok, aylardır hastalar ilaç sıkıntısı yaşayacak; normal…

    17 gün önce oluşturulan kabinede bakan değişikliği olacak; normal…

    Cumhurbaşkanı katıldığı Tıp Bayramı töreninde, ülkemize Türkiye’den gelen doktoru kürsüde konuşurken susturmaya çalışacak; normal…

    Sektörünün amiral gemisi olarak görülen KOOP-SÜT, ham madde sorunu yaşadığı gerekçesiyle acayip ambalajlarla piyasaya çıkacak, krema kutularına süt koyacak o da normal…

    Tüm anormal şeyler bu ülkede normal sayılmaya devam edecekse, kimse şikâyet etmesin ve bu ülkenin düzelmesini, iyi bir noktaya gelmesini beklemesin.