Atalay’ın miyadı doldu… Durup dururken Başbakan’a ne oldu?

ads ads ads ads
09/09/2017

ads

Hüseyin Ekmekci Hüseyin Ekmekci


Din İşleri başkanı talip Atalay ile ile ilgili görüşüm nettir.

Öyle “FETÖ’cü” falan da demem, diyemem. Diyene de inanmam.

Türkiye’de, “milletvekili aday adayı” olduğu gün benim için bitmiştir.

O günün devlet yöneticileri, CTP’li başbakanları maalesef, kendini “buralı olmayan, buralı hissetmeyen, burayı arka bahçe gören” birisini, halen daha makamda tuttular.

Sonra öğrendik ki aslında…

Türkiye’de FETÖ’den tutuklanan, Mısır’a kaçmak isterken yakalanan İbrahim Duman’ın, KKTC uydusu Talip Atalay…

Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı’nca burada görevlendirilmiş…

 Evet…

Bizim Din İşleri Başkanlığı’nın “Vakıflar İdaresi’ne bağlı olduğunu” sanıyorduk ya…

Bu sayfada gördüğünüz küpüre göre…

Öyle de değilmiş…

Atalay dediğimiz adam, Dicle Üniversitesi’nden izinli sayılarak, burada görevlendirilmiş…

30 Nisan 2015 tarihli yazı ile de…

“Biz atadık, biz aldık” demiş Türkiye Diyanet İşleri başkanlığı…

İşte o zaman aklına gelmiş dönemin başbakanı Özkan Yorgancıoğlu’nun…

“Başbakan benim, Türkiye Diyaneti istedi diye iş yapmam” demiş…

Ardından Ömer Kalyoncu…

 Sonra da Hüseyin Özgürgün…

Talip Atalay’a dokanmamış bile…

Atalay bu arada, önce İbrahim Duman ile…

Sonra da…

Cübbelilerle…

Süleymancılarla el ele- kol kola bugüne kadar gelmiş…

Ta ki, bir hafta önce, Başbakan Hüseyin Özgürgün’ün aklına, Atalay’ın görevden alınması gerektiği gelene kadar…

Top her zaman Başbakan’da…

Onca gerekçe…

Onca tartışma kalem oynatmayan başbakanlar…

Şimdi Hüseyin Özgürgün diyor ki, “alalım görevden…”

Neden?

Hepimizin bunu bilme hakkı var.

Ben diyorum ki, “İmzala sayın Cumhurbaşkanı…”

Ama inanın ben de merak ediyorum…

Bu sürede ne değişti de, aradan iki yıl geçip, üç başbakan değişince, Talip Atalay’ın görevden alınması istendi.

Bu satırları okuyanlar bilirler ki, Atalay’ın kırdığı cevizler bini geçti.

Memleketi “tekkeci- zaviyecilerle” doldurdu…

Din eğitimini “bilim” çizgisinde oturtmak yerine…

Sadece kendi makam ve menfaatleri için hareket etti.

İlk fırsatta da bu ülkeyi terk ederek, Türkiye’de vekil seçilmek istedi.

İşte o gün eline vizeyi vermek gerekliydi…

Veremediler.

*****

Peki neden sorumlu Başbakan?

Görevden alma da, atama yetkisi de Başbakanlık’ta…

Öneri yapar yasal olarak, Cumhurbaşkanlığı da onaylar…

 Cumhurbaşkanı “noter” değildir.

Sayıştay başkanının eşinin atamasında olduğu gibi…

Birileri “kurumları” değil, çıkarlarını düşünse de, Cumhurbaşkanlığı kamu vicdanını temsil eder.

Orada olması, imza yetkisi, aslında aynı zamanda halk adına da bir denetim görevidir.

“Kafasına esince” devlet yöneticisi olamaz.

Din İşleri Başkanı, üçlü kararname sisteminde alınıp- atanmıyor…

“Öneri- onay” sistemi işler…

Bu noktada da bir gerekçe istiyor.

Başbakan samimi mi?

Bunun için gerekçelerini de sunmalı…

Alsın benim köşe yazılarımı, gerekçe olarak arkasına yapıştırsın…

***

Yerine kim gelecek?

Evet…

Cumhurbaşkanının “yerine kim atacak” sorusu da önemlidir.

Hayati önemi vardır…

Yine Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı mı atama yapacak?

Yoksa, Kıbrıs’ı bilen…

Dipkarpaz’dan Yeşilırmak’a, Kıbrıslı Türklerin, bu kara parçası üzerinde yaşayan herkesin hassasiyetlerine sahip çıkacak biri mi atanacak?

Bunu bilmek hakkımız…

Neden?

İbrahim Duman- Talip Atalay ikilisi, toplumu geren, birbirine düşüren bir çok icraata imza attılar.

Benzer bir Din İşleri Başkanı’nı daha bu ada kaldırmaz…

Süleymancıların, Nakşibendilerin, Cübbelilerin uydusu olarak bir din işleri başkanı…

Düşmanımın başında da olmasın…

09/09/2017 11:06
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: Atalay’ın miyadı doldu… Durup dururken Başbakan’a ne oldu?, hüseyin ekmekçi
MANŞETLER

HK Hüseyin Ekmekci

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.