Ateşli silahların zararı, fiyakası ve faydasından fazladır
25/03/2021
Ali Baturay
Bireysel silahlanmaya, yani her türlü ateşli silaha, hatta ateşsiz silah kabul edeceğimiz bıçak taşımaya da karşı birisi olarak bu yazıyı biraz taraflı yazmış olabilirim, baştan söyleyeyim.
Ateşli silahları sevmiyorum, küçükken babam beni ava götürdü ama ne av tüfeğini sevebildim ne de avı…
Askerken G3 piyade tüfeği kullandım, atışlarda genellikle iyi atışlar da yaptım ama orada da tüfeği sevmedim.
Tabanca ya da bıçak taşımayı da hiç benimsemedim, bunları kullanma ihtiyacı da hissetmedim.
Bence ülkemizde bireysel silahlanmaya da gerek yoktur.
Evet, bu ülkede avı seven binlerce insan var ve binlerce de av tüfeğine sahiptirler… Birçok evde av tüfeği vardır zaten, bir de bunun üzerine tabanca taşınması, bunun için izinler verilmesi fazlaydı bana göre.
Av tüfeği kazaları, bazı kişilerin sinirlendiğinde, kafası kızdığında, bazen kavgalarda av tüfeği kullanması sorunu varken, üzerine bir de ruhsatlı tabanca eklenmesi hem tehlikeli hem de gereksizdi...
90’lı yıllarda birçok itiraza rağmen maalesef yasal düzenleme yapıldı, tabanca izinleri verildi.
Bir de tabii ki polislerin ve askerlerin tabancaları var. Polis de uzun yıllar ülkemizde tabanca taşımadı, polisin de tabanca taşımasına itirazlar oldu ama değişen ülke koşulları ve artan suçlar nedeniyle, tabancanın polisin bir iş aracı olması zaman içinde kabullenildi. Tabii polislerin ve askerlerin görev dışında tabancalarının olaylara, ölümlere, intiharlara araç olduğunu da göz ardı etmeyin.
Hade polisler ve askerler görevdeyken silah taşımak zorundadırlar ama emekli olduktan sonra da bu tabancaların taşınmasına gerek olduğunu düşünmüyorum. Bu konuda bir düzenleme yapılıp, bu tabancalar onlardan alınmalıdır.
Av tüfeğiyle cinayet, yaralama, ya da ateşlenmese de birbirine silah çekme, bazen bahçesine gelen kuşları ya da köpekleri, kedileri korkutmak için av tüfeğini kullanma gibi yıllardır mahkemelere meseleler geliyor… Tabii ki polise intikal edenler basına yansıyor… Polislik olmayan birçok mesele de var…
Av tüfeği taşıyan kişilerin uyarılması, eğitilmesi konusunda geçmişte avcı birlikleri eğitimler uygulamıştı ama bunların daha fazla yapılması, devletin de ciddi şekilde evinde av tüfeği bulunan kişileri eğitmesi ve uyarması gerekiyor.
Ülkede avcılık olduğu sürece evlerde av tüfekleri de olacaktır, kaçınılmazdır ama en azından kişilerin bu konuda bilinçli olması gerekmektedir. Ancak yukarıda da dediğim gibi tabanca taşımak bana göre fazla geldi.
Ocak ayının başında Geçitkale’de 14 yaşındaki çocuğun, hem kendisini hem anne babasını vurarak öldürmesi, geçen hafta da Lapta’da 8 yaşındaki bir çocuğun tabanca ile oynarken vurularak yaşamını yitirmesi, evlerdeki ateşli silahların ne kadar tehlikeli olduğunu gösteriyor.
Dizi filmlerde ve sinema filmlerinde aşırı derecede silah gösteriliyor, bilgisayar oyunlarında da bolca silah var ve neredeyse normalleştiriliyor, böyle bir ortamda evde silah bulunması, çocukları, gençleri hatta yetişkinleri etkiliyor, yanlışa sevk ediyor.
Silahın oyuncak olmadığı, öldürücü, tehlikeli bir şey olduğu maalesef kazalarla gelen ölümlerle ya da cinayetle anlaşılıyor ama o zaman da işi işten geçmiş oluyor.
Bazı kişiler silahlanmayı haklı çıkarmak için “ülke eskisi kadar güvenli değil, silah taşımak elzem oldu” diyor ama ben buna katılmıyorum.
Evet, ülkemiz eskisi kadar güvenli değildir, polisiye olaylar artmıştır ama ben yine de tümümüzün silahlanmasını gerektirecek durumda olduğumuzu düşünmüyorum, güvenliği sağlayacak olan kurumlar vardır, herkes güvenliğini tabanca veya tüfekle sağlayacaksa polis ne iş yapacak?
Vahşi batı filmleri koşullarında değiliz ki… Hade tabanca taşıdınız, tehdit gördüğünüz anda kullanacak, başkalarını vuracak mısınız? Tetiğe basmanın o kadar kolay olduğunu mu sanıyorsunuz?
Vurmanın, yaralamanın, öldürmenin ne demek olduğunu biliyor musunuz ve bunun size yaratacağı sorumluluğun farkında mısınız? Bu işler filmlerdeki kadar basit değildir ki.
Evet, yasada silahın nasıl saklanacağı, muhafaza edileceği belirtiliyor ama buna kaç kişi uyuyor, eğer buna uyulsaydı üç ayın içinde iki çocuğun sebebiyet verdiği 4 ölüm olur muydu?
Yenidüzen Gazetesi’ne konuşan Barolar Birliği Başkanı Hasan Esendağlı, ateşli silah tasarrufunun yasaklanması, mevcut tabanca izinlerinin gözden geçirilmesi ve ülkemizde bireysel silahsızlandırılma yönünde adım atılması gerektiğini söyledi. Ben de Esendağlı’ya katılıyorum, bu toplumun bireysel silahlanmaya ihtiyacı olduğunu düşünmüyorum.
Evlerdeki yaklaşık 30 bin kayıtlı av tüfeğinin yanı sıra, Bakanlar Kurulu kararıyla da yaklaşık 1500 kişiye tabanca taşıma izni verilmiş. Bu tabanca izinlerine bana göre gerek yoktu, verilmeye başlandığı 1990’da da bu konu çok tartışılmıştı.
Bu arada yıllardır çok sayıda insanın bir yerlerde sakladığı ruhsatsız tabancası olduğu da biliniyor. Zaman zaman bunlarla suç işlendiğinde mahkeme haberleri içinde geçen “ruhsatsız tabanca tasarrufu” ifadesi anlaşılan sıradan bir söz olarak görülüyor, aslında çok tehlikeli bir durumken.
Türkiye’deki haber bültenlerinde hemen her gün ateşli silahla veya bıçakla işlenmiş birçok suç olduğu göze çarpıyor. Ülkemizde de bu tür olaylarda artış vardır ama bunlar ancak ölüm olduğunda dikkatimizi çekiyor.
Bir ayda 4 kişi, çocukların silaha erişmesi sonucu meydana gelen istenmeyen olaylar sonucu yaşamını yitirmiştir, bunlar bize ciddi uyarı olmalıdır.
Ülke yöneticilerinin ve birçok siyasinin bu konuya dokunmak istemeyeceğini, bu iradeyi ortaya koymakta zorlanacağını biliyorum ama bir yerden başlamak/ ellemek, ciddi tedbirler almak ve kademe kademe bireysel silahsızlanmaya gitmek şarttır.
Ortaya çıkan olaylar, yitirilen canlar düşünüldüğünde ateşli silahların faydası veya fiyakasından daha fazla zararının olduğunu görebilmeliyiz.
Ülkede “şiddet son bulsun” derken, en büyük şiddet aracı olan ateşli silahlara kısıtlama gerektiğini kabullenmeliyiz.
- Bu bir veda yazısıdır
- Ülkede tahmin edilenden daha çok zor durumda insan ve işletme var…
- Zor durumdaki vatandaşa dokunacak ve erken sonuç verecek tedbirler alınmalıdır
- Yerel seçimler, aynı zamanda UBP’nin UBP’yle mücadelesi olacak gibi
- Trafiğe çıkan herkes ölüm tehlikesi altındadır
- Mahkûm ve tutuklu aileleri, yeni cezaevindeki eksikliklerden şikayetçi
- Velev ki KIB-TEK’te sorunlar 2023’te bitecek, peki yaratılan enkazın hesabını kim verecek?
- Dev bir krizle mücadele eden esnafa, minicik bir ekonomik paket geliyormuş
- KIB-TEK’teki gelişmeleri kanıksamayın, birkaç yıldır yaşananlar olağan değildir
- Hak ihlallerini herkes biliyor, görüyor ama yasalar çalıştırılmıyor…
- TÜM YAZILARI için tıklayınız