Ayla Kahraman Yazdı: Babalık rolleri değişiyor mu?
14/06/2025












Malum babalar gününü anıyor kutsuyor ve yorumluyoruz. Anneler günü biteli çok oldu ve ben analık, babalık rollerini düşünmekte olduğumu fark ettim.
Öyle bir şey ki biri öbürünü telafi edemez, aslında. Anne; baba rolünü yüklendiğinde, denge sarsıntı geçirebilir. Bu, babanın annelik rolü için de geçerlidir. Ama bilirsiniz, yaşamsal akışta her iki rolün tek ebeveynde toplandığını izler ve büyük olasılıkla takdir ederiz.
Anlaşılan, anne-baba olmak; eksiği tamamlama gayreti ile yakından ilgilidir. Sonuç yürek ağrısı veya ruhsal acıları getirse de sanırım bu böyle devam edecek.
Annelik, ana rahminde daha fetus döneminde başlayan ve doğumdan sonra yükselişe geçen bir duygu, davranış bütünlüğünü kapsarken; babalık duygusu ve davranışsal gelişimi daha toplumsal boyutla ilgili. Bebek doğduğunda, erkek baba olur. Annelik ise, çok daha önce, gebeliğin başlarında kadını taçlandırır. Elbette bu sözcükler, ebeveyn-çocuk ilişkisini anlamakta yeterli değil. Genel geçer bir yorum gibi üstelik. Çünkü biz gönülde büyüten anne ve babaların biyolojik şifrelerin ötesindeki sevgi anlayışına tanık olduk. Her şeyde bi-yo-lo-ji diye çınlayan seslere kulak vermeden, insanın insani zaferini ve duygu-akıl ilişkisinin üstünlüğünü izlemeye devam edeceğiz. Özellikle milyonlarca sperm ve yumurta genetik bankalarda bekletilirken hem de.
İnsanlık tarihi değişik “baba” rollerine sahne olmuştur. Farklı kültürlerden günümüze kadar uzanan farklı baba tipleri de var. Kendi çocuklarına değil, kız kardeşlerinin çocuklarına babalık yapan kültürlerden tutunuz da biyolojik bağın önemsiz olduğu, kabilenin seçilen kişisinin baba olarak atandığı topluluklara kadar farklı babalık anlayışları sadece insanlık tarihinin sayfalarında değil günümüzde de izlerini sürdürmektedir.
Batı toplumları veya çağdaş toplumlardan söz ettiğimizde ise sınırları giderek belirsizleşen toplumsal cinsiyet rollerindeki değişimi dikkate almamız gerekir. Eski zamanın, özellikle tarım toplumunun, sanayi devriminin otoriter, eve ekmek getiren baba rolleri, ciddi bir değişime uğramıştır. Kadının özgür, eşit ve eşdeğer bir birey olarak toplumsal dinamikteki rolleri, annelik ve babalık rollerinin de değişimine yol açmıştır. Babalar artık daha duygusal. Çocuk yetiştirme sürecine birebir katılma hakları var. Hatta babalara doğum izni veren ülkeler bile var.
Nihayetinde analık ve babalık rol ve görevleri, günümüz çağdaş dünyasında epey değişmiştir. Çocuğun babasına olan ihtiyacı da öyle. Duygusal paylaşımların anne ile yapıldığı bir geçmişten gelen erkek çocuklar; çocukları ile birlikte ağlayabiliyor, gülebiliyor, duygusal veya sosyal sorunları paylaşabiliyor.
En güzeli, babalarının ayak izlerini takip etmeye yönlendirilmiş geçmiş nesil; şimdilerde çocuklarının ayak izlerini takip ederken babalığını yüceltiyor. Tıpkı José Marti’nin yüzyıldan fazla zaman önceki şiirinde olduğu gibi: “… Ve hazırım yeniden/ En uzak yollara gitmeye;/ İçimde bir sevinç/ Dudaklarımda bir gülüşle;/ Bu demektir ki/ Oğlum öptü beni;/ Omuzumda oturan/ Kimsenin görmediği.





