Ayşe Teyzelerin, Fatma Ablaların gidebileceği yer mi kaldı?

ads ads ads ads
14/09/2021

ads

Ali Baturay Ali Baturay


   Ülkeyi yönetenler, yaşanan sorunlara nasıl çözüm bulunacağı yönündeki sorulara cevap veremez duruma geldikleri için komik şeyler söylemeye başladılar…

   Yani anlayacağınız; hükümet edenler için söz de bittiği için kendilerince orijinal lâflar ediyorlar.

   Aylardır hükümet üyelerine; “sürekli artan bu pahalılık ne olacak?” diye soruluyor…

   En nihayet Başbakan Ersan Saner bu konuda konuştu ve fiyat denetimini sokaktaki Ayşe Teyzelerin, Fatma Ablaların yaptığını söyledi.

   Ülkemizde serbest piyasa ekonomisi varmış...

   Halkımız hangi ürünün nerede daha uygun fiyata bulunduğunu biliyormuş...

   Sokağa çıkıp Ayşe Teyze’ye, Fatma Abla’ya sorsak hemen söylerlermiş...

   Sabah kahve içerken bu Ayşe Teyzeler, Fatma Ablalar, otomatik piyasa denetimini zaten yapıyorlarmış…

    Öyle diyor Sayın Başbakan ve “Dolayısıyla vatandaşlarıma söyleyeceğim en güzel olay, sürekli marketlerde olan bu rakamları dostlarıyla, arkadaşlarıyla paylaşarak, kendileri uygun gıdanın nerede olduğunu bulmalarıdır” diye de bağlıyor…

   Başbakan, serbest piyasa ekonomisini anlatmak için bu sözleri kullandı ama kimsenin “serbest piyasa ekonomisinin” tarifine ya da dersine ihtiyacı yoktur.

   Bu toplum normal bir zamanda değil ki böyle sevimlilik yapma çabalarınıza katlansın…

   Ülke ateş içinde, vatandaş cayır cayır yanıyor ama siz ilkokul çocuğuna serbest piyasa ekonomisini anlatır gibi bir dil kullanıyorsunuz.

   Ayşe Ablalar, Fatma Teyzeler piyasa denetimi yaparmış… Lâfa bakar mısınız?

   Bırakın bu sözlerin ekonomik vizyonla ya da hükümet etme sorumluluğuyla bağdaşmıyor oluşunu ama Başbakanın bu tuhaf mantığıyla gitsek de bir yere varamayız…

   Bu Ayşe Teyzelerin, Fatma Ablaların gideceği yer mi kaldı ki uygun fiyatlı bir yer bulabilsinler?

   Teyzeleri, ablaları, neneleri tatmin edebilecek öyle ucuz bir yer var mı ki?

   Nerede kim ucuz satış yapıyormuş da bu ülke insanı onları bulacakmış?

   Kim nerede, nasıl zararına, ucuz ürün ya da mal satıyormuş da kimse duymamış?

   Ola ki bir veya iki yer birazcık ucuz ürün satıyor, belki o yerdeki kişi ya da kişilerin elinde geçmişten kalmış ürün vardır ve onu tüketiyor ama varsa bile bu küçük örnekler, tüm ülkeye yetecek ya da tüm ülkeyi oraya taşıyacak bir genelleme içeremez ve çare de olamaz…

  Bu ülkede genel olarak hemen her şeyi kapsayan bir pahalılık vardır, bunu görmezden gelemezsiniz.

  Hükümet edenlerin de ucuzluk olması için yapabilecekleri vardır.

  Devlet kendi gelirlerinden feragat etmeye hazırsa bazı tedbirler önerelim isterseniz haddimiz olmayarak…

  Mesela yurt dışından ithal ettiğimiz ürünler ülkeye girerken, devlet bunlardan aldığı vergileri, fonları ya da diğer masrafları düşürebilir, daha düşük değerlere çekebilir, hatta belki bir rahatlama olsun diye bazı hayati ürünlere, belli süreler için tamamen devletin payları kaldırılabilir…

  Yalnızca ithal ürünler için değil, ülkede üretilenler için de devlet tedbir alabilir; üretim yapanların bazı girdileriyle ilgili indirim ya da muafiyet getirebilir…

  “Sonsuza kadar yapın” da demiyoruz, belli sürelerde halkın rahatlaması için…

  Ha siz, gerekli indirimleri, muafiyetleri yaptıktan sonra yine ucuzlatmazlarsa da işte onları hem deşifre eder hem de cezalandırırsınız…

  Serbest piyasa ekonomisi vardır diye sanki de “hükümet hiçbir şey yapamaz” gibi bir anlayış yanlıştır.

   Bakın serbest piyasa ekonomisine ters bir uygulama olarak “narh getirin” yani “ihtiyaç maddeleri için değişmez fiyat belirleyin” de demiyoruz.

   “Hem üreticinin hem de ithalatçının üzerindeki yükü hafifletin ki vatandaşa yansısın” diyoruz…

   Siz hükümet olarak sanki de pandemi yokmuş, sanki de döviz krizi yokmuş gibi davranamazsınız ki…

   İstediğinizde “mücbir sebep” deyip ne anayasa ne yasa ne tüzük dinliyorsunuz da iş halka, emekçiye gelince mi önünüzde duvarlar olduğunu söyleyip sıvışacaksınız, sorumluluktan kaçacaksınız.

  Ben hayatı bir nebze ucuzlatmak için “yasaları, tüzükleri ihlal edin” demiyorum, yasalar çerçevesinde yapacaklarınız olduğunu söylüyorum.

   Devlet kendi alacaklarından, kendi kazancından feragat etmek istemiyor, yükün halkın üzerine yıkılmasını seyrediyor, bu konuda da soru sorulunca da komiklik yapıyorlar.

   Zaman kötü bir zaman, halk kan ağlıyor, şakanın, komikliğin de bir zamanı var; Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakanlar, diğer üst düzey yöneticiler, tarihinin en zor günlerini yaşayan vatandaşlar şaka kaldıracak durumda değildir.

   Lütfen bu sevimlilik çabalarından, bu şakalardan, komiliklerden de artık vazgeçin.

   “Keçi can derdinde kasap et…” misali davranamazsınız, kimse size bu hoşgörüyü gösteremez, hele de o kadar, başarısız, o kadar çelişkili, ne yaptığını bilmez bir hükümet varken ortada…

14/09/2021 18:26
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: Ayşe Teyzelerin, Fatma Ablaların gidebileceği yer mi kaldı?
MANŞETLER

HK Ali Baturay

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.