Metabolik ve Bariatrik Cerrahi Diyetisyenliği Derneği tarafından Meclis'e gönderilen raporda Türkiye’de obezite prevalansının ortalama yüzde 40 arttığı belirtiliyor. 

Milliyet gazetesinden Önder Yılmaz'ın haberine göre, artış kadınlarda yüzde 34 iken erkeklerde yüzde 107’dir.

Raporda, yaşamın ilk yıllarında anne sütü ile beslenilememesinin de obezitede etkili olduğu belirtildi. Çocuklar ve adolesanlarda (ergen); tatlandırılmış içeceklerin tüketimi, okullarda enerji yoğunluğu fazla olan atıştırmalıkların tüketilmesi ve ayaküstü beslenme, televizyon ve yazılı basında yer alan reklamlar etkili.

MBCDD’nin sunduğu raporda şu bilgiler yer aldı:

SIK DOĞUM

Kadınların fiziksel olarak daha az aktif olması, sık doğum yapması, uzun laklasyon süreleri, psikolojik sorunlar ve kullanılan ilaçlar da sebepler arasında.

TATLANDIRILMIŞ ÇAYLAR 

Tatlandırılmış içecekler obezite ile yakından ilişkilidir. Bu içecekler: Gazlı içecekler, şeker eklenmiş içecekler: mısır şurubu, tatlandırılmış çaylar, sporcu içecekleri, meyve suları, haz oluşturan ve gıdada tat değişimine neden olan katkı maddelerinin tüketimi.

MEDENİ DURUM BİLE ETKEN

Obeziteye neden olan diğer etmenler: Medeni durum, sigara içme, alkol tüketimi, yanlış beslenme alışkanlıkları, fiziksel aktivize düzeyi, doğurganlık öyküsü, toplumdan dışlanma ve sosyo-ekonomik düzey, psiko-sosyal stres şeklinde sıralanabilir.

ÇOCUK SAHİBİ OLAMIYORLAR 

Obez bireyler toplumdan dışlanmaktadır. Birey hem kendisi topluma çıkmak istememekte, hem de toplum tarafından rencide edilmektedir. Her iki durum sosyal problemlere neden olmaktadır. Obeziteye bağlı üreme sorunları yaşayan, çocuk sahibi olamayan obez bireyler psikolojik, toplumsal ve bireysel sorunlar yaşamaktadırlar.

KARBONDİOKSİT SALIMI

Obeziteye bağlı olarak daha çok yemek yenilmesi, daha çok karbondioksit salımına neden olur. Bu salınımın artmasının, iklim değişikliklerine neden olacağı öngörülmekledir.