Başbakan Erhürman 2,2 milyar TL için adım attı

Cumhurbaşkanı Akıncı ne yaptı?

KKTC mali yardım bağımlısı bir devlet.

Ekonomik olarak ayakta kalabilmesi erişebildiği dış finansmana bağlı...

Son 10-15 yıldır KKTC ile Türkiye ortak bir hedefe kilitlendi:

KKTC ekonomisinin güçlenmesi!

Bu ise kamuyu ıslah edip etkinliğini ve verimliliğini artıracak, özel sektörün önünü açacak yapısal reformlara bağlı.

Son 10-15 yıldır iki devlet ortak bir hedefe kilitlendi kilitlenmesine ancak KKTC siyaseti reformcu bir hükümet modeli geliştiremediğinden, Türkiye ile bir türlü düzgün işleyen nitelikli ilişkiler kurulabilmiş değil.

Sıkıntıların kök nedeni tam da bu…

KKTC’de yapısal reform siyasetinin ikinci planda kalması…

Son 10-15 yıldaki bütün hükümetler, reform yapamadıkları için çöktü.

Kıbrıs Türk halkını yok oluşa sürükleyen bu çılgınlığa artık birilerinin dur demesi gerekiyor.

Dörtlü koalisyonun bu sınavı verip veremeyeceği ciddi merak konusu iken reform karşıtları da silahlarını kuşanmış, mermilerini namluya sürmüş bekliyor.

Maliye Bakanının “mali protokol imzalandı” açıklaması sonrası yaşanan telaştan anlıyoruz bunu.

Düşünsenize;

Türkiye Cumhuriyeti’nin 2013-2015 döneminde Kıbrıslı Türklere sunduğu hibe ve kredilerin yarısı ya kullanıldı ya kullanılmadı.

Reformlardan söz edenleri bir deli çıkarmadığımız kaldı o dönemde.

2016’da 1,4 milyar TL tutarında dış finansman imkânına sahipken bunun sadece yarısını kullanabildik.

Kullandığımızın neredeyse yarısı da zaten savunma gideri yani hükümet olmasa da harcanacak…

Bu arada 1,4 milyar TL’lik dış finansmana erişimin önemini kavrayamadığımız için bir de hükümet bozup hükümet düzmüşüz aynı yılı içerisinde.

2017’de de sadece reformlarımızı hayata geçirerek erişebileceğimiz 540 milyon TL’lik dış finansmanı elimizin tersiyle itmişiz.

Bugün itibariyle 2018 hibe ve kredi protokollerinin yürürlüğe girişinin ancak da yıl ortasında mümkün olabileceği gibi bir görüntü var.

Taraflardan bir imzalamış, diğeri seçim telaşında…

Onaylanacak, resmi gazetede yayınlanacak, yürürlüğe girecek…

Cumhurbaşkanı Akıncı siyaset yapacak diye Türkiye basınında tepkiyle karşılanan bir açıklama yaptı.

Bu açıklamayı yaparken devletin başı olarak 2,2 milyar TL’lik dış finansmana erişimin Kıbrıslı Türkler için önemini bir saniyeliğine bile olsa düşünseydi daha iyi olmaz mıydı?

Şimdi bu karmaşada Türkiye Cumhurbaşkanının onayı beklenecek…

Başbakan Erhürman’ın yaptığı açıklama ekonomiden biraz anlayanların yüreklerine su serpti:

“Protokolü ben imzaladım ve bu kaynağı en etkin ve verimli biçimde kullanmak için çalışacağım”…

Konfüçyüs’ün güzel bir sözü geliyor aklıma:

“Hiçbir şey eyleme geçen cahillik kadar korkutucu olamaz”.

Başbakan açıklaması ile eyleme geçen cahillikten korkmadığını ilan ediyor.

Her ne kadar Maliye Bakanı bu yıl reform destek ödeneğinde sadece 420 milyon TL olduğunu ifade etse de işin gerçeği başka…

Bu yıl reformlar sayesinde erişebileceğimiz dış finansman geçen yıldan devirle tamı tamına 960 milyon TL.

Bunun 300 milyon TL’si finans sektöründeki reformlara bağlı olarak iç borç ödemeleri için kullanılabilecek.

Geriye kalan 660 milyon TL ise kamu sektörü ve reel sektör için öngörülen reformlar gerçekleştikçe KKTC hazinesine girecek.

Bu reformlarla sadece ekonominin önü açılmayacak aynı zamanda eğitim, sağlık, elektrik, su, telekomünikasyon gibi temel alanlarda hizmet kalitesi artacak ve cebimizi yakan faturalar düşecek.

Dahası, erişilen dış finansman ile kamu maliyesi rahatlayacak ve belki de hükümet maaşları ödeyebilmek için akaryakıt zammı yapmak zorunda kalmayacak.

Cahillik etrafa korku saladursun, gelmiş geçmiş en iyi hükümet olmaya aday bu hükümet son 10-15 yılda reform yapamadığı için çöken hükümetlerden farklı olduğunu göstermek üzere korkusuzca reform yapacak.

Ya da feci şekilde çökecek…