Baturay: Cinayet anını, sosyal medya malzemesi yapma vicdansızlığı

ads ads ads ads
10/03/2020

ads
Baturay: Cinayet anını, sosyal medya malzemesi yapma vicdansızlığı

   “Dünya Emekçi Kadınlar Günü”nde bir kadın cinayetinin işlenmesi ülkemiz adına ne kadar utanç vericiyse, bu cinayet işlenirken söz konusu kadının yardım taleplerine karşılık verilmeyip, olayın cep telefonuyla kaydedilmesi de o derece utanç verici ve insanlık dışıdır…

    Önce, kadına şiddete yönelik alınmaya çalışılan tedbirlere değinecek olursak, bunların ne kadar yetersiz olduğu açıkça ortadadır. Yalnızca bunu, son cinayete dayanarak söylemiyorum, hemen her hafta mahkemelere kadına şiddet olayları yansıyor. Bazı kesimler tarafından, şiddete uğrayan kişilerin genellikle yabancı uyruklu olduğu üzerinde duruluyor ama ben böyle bir ayrım yapılmasına karşıyım. Kıbrıslı Türkler arasında da çok sayıda ve çeşitli türlerde kadına şiddet uygulandığını aslında hepimiz biliyoruz.

   Son dönemlerde cinayete kurban giden ve basına yansıyanların çoğunluğunun yabancı uyruklu kişiler olması, Kıbrıs Türk toplumunu “kadına yönelik şiddet” konusunda aklamaz ve bu konuda ülke olarak yetersiz kaldığımız gerçeğini değiştirmez. Hangi ülkeden gelirse gelsin, uyruğu ne olursa olsun, bir kadın bu ülkede öldürülüyorsa, sorumlusu bu ülkenin yetkilileridir. “Öldürülen Kıbrıslı Türk değil, yabancı uyrukludur” deyip işin işçinden çıkılamaz. Zaten böyle bir düşünce ayrımcılık içerir, insani değildir.

    Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bünyesinde “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dairesi” var. Polis Genel Müdürlüğü bünyesinde 2018 yılında “Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Şubesi” kuruldu ama kadına yönelik şiddet vakaları yine faza. Demek ki alınan tedbirler yeterli değil. Demek ki ülkemizde cinsiyet eşitliği içselleştirilmiş değil. Mesela, ülkede tek kadın sığınma evi var, o da devletin değil, Lefkoşa Belediyesi’nin bünyesinde. Nedense kadın sığınma evi, hükümetlerin önceliği de olamadı.

    “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” nedeniyle çok sayıda açıklama yapıldı. Bunların çoğunu siyasiler ve ülkeyi yönetenler yaptı. Demek ki kadına şiddeti önlemek için kadınlarla ilgili güzel sözleri alt alta sıralamak yetmiyor. Keşke olmasaydı ama 11 bıçak darbesiyle bir kadının öldürülmesi, adeta o güzel sözlerden oluşan açıklamaları tekzip etti. Bir kadın öldürüldükten sonra mahkemede cinayeti işleyene ağır cezalar verilmesi bekleniyor ama önemli olan o aşamaya gelmeden, yani bir kadın hayatını kaybetmeden tedbir alabilmektir. Elbette ağır cezalar nispeten caydırıcıdır ama mesele cinayete varacak noktaya gelmemelidir.

    Öte yandan, öldürüleceğini anlayıp yardım çağrısında bulunan kadına neden yardım yapılmadığı ve neden yardım yapmak varken, olayın cep telefonuna çekildiği meselesine gelelim. Bu tuhaf davranış şekli aslında ülkemize özgü bir olay değil. Zaman zaman başka ülkelerde de benzer şeyler olduğunu görüyoruz. Hem cinayet hem de intihar olaylarında bizi insanlığımızdan utandıran davranış şekilleri, tüm dünyada yaygın.

   İntihar etmek üzere olan kişileri ikna edip, bu eyleminden vazgeçirmek yerine film seyreder ya da film çeker gibi cep telefonuna kaydedilen insanlar olduğunu görebiliyoruz. Üstelik, bu tip olayları birden fazla kişinin, bir grup insanın izleyip cep telefonu ile kaydettiğini görmek olası. Hatta hatırlayacaksınız, Türkiye’deki bir olayda, yüksekten atlayarak, intihar girişiminde bulunmak üzere olan bir kişiyi telefonlarla görüntüleyen bazı insanların “atla, atla” diye tempo tutması büyük tepkiye neden olmuştu.

   Teknolojinin birçok insanın duygularını körelttiğini, neredeyse insanlığından uzaklaştırdığını söylemek olası. Sosyal medyayla kendine sanal bir yaşam dizayn eden birçok insan, sevincini de, heyecanını da, korkusunu da, karşılaştığı kötü bir durumu da burada yaşamak, buradan paylaşmak istiyor. Yardım çağrısı yapan kişiye, gerçek dünyada olduğunu unutmadan, yardım etmesi gereken kişi, sosyal medyadaki sanal hayatına devam ediyor ve o zordaki insanı video ya da fotoğraf çekip, tıklanma, beğeni alma derdine düşüyor. Kişi, sosyal medyada toplumsal düşünmek yerine, bireysel saplantılar ve hazlar içinde, bütün insani duyarlılıkların dışına çıkıyor…

    Bu arada, yine sosyal medyadaki paylaşımlardan görebildiğim kadarıyla; “Ben bu ülkede artık otostop yapan kişileri arabama almaya korkarken, cinayet işlemeye meyilli bir canavardan nasıl korkmamayım?”, “Orda neler olduğunu bilmediğimiz bir olay varken, bizim de başımıza kötü bir şey gelir diye yardım etmekten korkuyoruz”, “Kim olduklarını bilmediğim kişiler için kendimi tehlikeye atamam”, “Yardım etmek isterken canını kaybeden insanlar olduğunu görüyoruz, korkuyoruz” diyenler var.

     Elbette ki insanların korkuyor olmasını yadırgamıyorum. Mutlaka haklı tarafları vardır ama yardım etmenin çeşit türlü yolu vardır, illa ki gidip de bıçağın önüne atlamak değildir yardım etmek. Başı dertte olanlar, hiç tanımadığımız insanlar dahi olsa, yardım etmek insani bir davranıştır. İmdat çağrısı yalnızca tanıdıklara değil, insan olan herkese yapılır. İnsani duygu taşıyan kimse de buna kayıtsız kalmamalı, hele yardım etmeyip de yaşananları görüntüleyip, sosyal medyada paylaşmak hiç kabul edilebilir bir davranış değildir.

10/03/2020 20:52
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: Baturay: Cinayet anını, sosyal medya malzemesi yapma vicdansızlığı, haber, kıbrıs,
MANŞETLER

HK KIBRIS

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.