Belediye reformunun içinde ‘reformun’ ruhuna ters uygulamalar var
21/03/2022







Ali Baturay
Hükümet çevreleri; belediyeler reformu taslağına yönelik tepkiler için, “Herkes reformdan söz ediyor, işte reform çalışması yapıyoruz, bu kez de itiraz ediyorlar…” diyor.
Neden acaba? Neden bu tepkiler? Sırf tepki olsun diye mi yükseliyor sesler?
Kapalı kapılar ardında kendi başınıza bir şeyler yapar, kendi başınıza pişirir, kurtarırsanız tabii ki sonuç böyle olur.
Yerel yönetimler reformu ya da belediyeler reformu, çok geniş kitleleri, birçok vatandaşımızı ilgilendiren bir konudur.
Belediyelerin birleştirilip azaltılması hedefi ve beraberinde alınmak istenen diğer kararlar birçok kişiyi direkt ilgilendirmektedir.
İnsanlar tedirgindir, çünkü ne yapılacağını, yapılacak olanların kendilerini nasıl etkileyeceğini tam olarak bilemiyorlar.
Hükümet edenler ne muhalefetle ne sivil toplum örgütleriyle ne de vatandaşla paylaştı bunları.
Siz katılımcılıktan uzak tavırlarla herkesi dışlarsanız, tabii ki eylem yapıp sizi protesto ederler.
Tasarının “kapatılacak belediyelerin başkanlarını danışman olarak belediyeye istihdam etmeyi ve emeklilik hakkı kazanana kadar maaş vermeyi” öngörmesi ciddi eleştiriler alıyor.
Ülkemizde müşavirlikler bu kadar eleştirilirken, reform denen şeyin içine bir tür müşavirlik koymak aslında bu çalışmayı yapanların reform denen şeyden ne anladığını da ortaya koyuyor.
Reformun içine “rüşvet” gibi maddeler koyup, bunun sayesinde bir tür “müşavirlik” yaratılması, reformun ruhuna ters şeyler.
Reform çerçevesine anayasal hak olan toplu sözleşmelerin feshedilme isteği de bu reformun iyi niyetli olmadığını göstermektedir. Böyle bir girişimin tepki görmemesini mi bekliyordunuz?
Tasarının içinde “kayyum” yazmasa da belediyeler için kayyumu tarif eden ifadeler yer alıyor.
Merkezi hükümetin mazeretler üreterek, seçilmiş belediye başkanlarının yerine kayyum atamasının önünün açılmak istenmesi çok tehlikeli bir girişimdir.
Mevcut yasalar çalıştırılıp, belediyeyi zora sokan belediye başkanları için daha hızlı yargı yolu açılmalı, kayyum gibi istismara açık işlerle uğraşılmamalı.
Üstelik bu tasarıyı yapanların “belediyelerin gelirlerini artırma” sözünden anladığı şeyin, halkın ödeyeceği vergilerin artırılması olduğunu görmek de gerçekten üzüntü verici.
Batak belediyelerin sıkıntısını zaten her şekilde halk yaşıyor, halk perişan oluyor ama şimdi siz “reform yapıyorum” diyerek, vergileri, harçları yükseltip yine halka yükleneceksiniz.
Yıllardır yerel yönetimlerde reform yapılacağı söyleniyor ama bir türlü el atılmıyorken, buna pek niyet de yokken, şimdi seçime çok kısa bir süre kala sözde reform diye tuhaf bir paketle halkın karşısına çıkılıyor.
Hiçbir kesimle istişare etmeden “ben yaparım olur” mantığıyla hareket ediliyor…
Eski alışkanlıklarından vazgeçmeden, çağdışı anlayışla reform yapmak mümkün değildir.
İçine partizanlık, kıyak, kayırma, rant sıkıştırılan bir yapıya “reform” demek mümkün mü ki?
- Hem suçlu hem güçlü olmayın, halkın huzurunu kimin bozduğu çok belli
- KIB-TEK can çekişiyor ama birilerinin oradaki hesapları, rant kavgaları bitmek bilmiyor
- Olacağı buydu zaten, elektrik iflası bağıra bağıra geldi
- Ali Baturay: Lağım sorunu, naylon poşetlerden daha mı önemsiz?
- Ülkede ekonomik yangın var ama bu ‘ekonomik paket’ normal bir zamandaymışız zihniyetiyle yapıldı
- Büyük yangınla ilgili Meclis araştırma komitesi kuruldu da ne olacak, bir işe yarayacak mı ki?
- Taşeron işçilerinin sorunlarına kalıcı çözüm üretilmeli…
- Çocukken Cüneyt Arkıncılık oyunu oynar, gömeç bitkilerine yumruk, tekme atar, tahta kılıçla çakırdikenlerini haklardık
- Gerçekleşmeyen vaatlere, yalanlara, palavralara halk fazla tahammül gösteriyor
- Aslında yangın tecrübemiz var, sorunumuz ders çıkarmamaktır, tedbirsizliktir, sorumsuzluktur
- TÜM YAZILARI için tıklayınız
