“Çözüm Yörüngesine Girilmesi Ön Şartları”

ads ads ads ads
21/09/2019

ads
“Çözüm Yörüngesine Girilmesi Ön Şartları”

AKEL, Polit Bürosu tarafından dün alınan  “Kıbrıs sorununda müzakerelerin yeniden başlaması tek yoldur” kararı ile Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’e "mesajlarını" dün basına verdi. 
Haravgi’nin “Çözüm Yörüngesine Girmemiz İçin Ön Şartlar” başlığıyla manşete çektiği habere göre, AKEL Polit Bürosu kararında, Kıbrıs sorununa bulunacak çözümün şekliyle ilgili TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’na “cevap” da verildi.
Yayınlanan kararda şu ifadeler kullanıldı: 
“Sayın Çavuşoğlu’na cevabımız: Kıbrıs’ı kurtarmayacak ve yeniden birleştirmeyecek hiçbir çözüm tartışma konusu değildir.  Garantilerin ve müdahale hakkının devamı söz konusu değildir.  Uzlaşılmış zemin olan iki bölgeli iki toplumlu, BM kararlarında tarif edildiği şekliyle siyasi eşitliğe sahip federasyon çözümünden uzaklaştıracak –eski ya da yeni- hiçbir fikir tartışma konusu değildir. Türkiye, 
Sayın Çavuşoğlu’nun açıklamalarının ötesinde, bu taleplerini BM Genel Sekreteri’nin önüne koyarsa, Crans Montana sonrası olanların aksine BM ile çatışmaya girecek.”
Habere göre 2017’de Crans Montana’da yaşanan çöküş ve sonrasında AKEL’in, yeni başarısızlıktan kaynaklı tehlikeler ve BM Genel Sekreteri raporunda Türkiye’nin Kıbrıs sorununda aklanmış göründüğüne dair uyarılar yaptığı hatırlatılan Polit Büro kararında özetle şunlara dikkat çekildi:
 “Anastasiadis, halihazırda  uzlaşılmış olan meseleleri açarak  uzun bir süre  Kıbrıs sorununda gerilemeler ve çelişkiler gösterdi ve BM Genel Sekreteri’ni, gerçekten manası olacak müzakerelere hazır olduğuna ikna edemedi. ABD ve İsrail ile üçlü ittifak ve askerî işbirliklerinin Kıbrıs MEB’ini Türk saldırganlığına karşı zırhlandıracağı  hatalı algısı işlendi.  Devamında,  Türkiye ile AB üyesi devletler arasındaki derin ekonomik-siyasi çıkarlar görmezden gelinerek AB’nin  Türkiye’ye karşı yaptırım uygulayacağı yersiz beklentisi işlendi.  Hükümettekiler, Maraş örneğinde olanları yine anlamadı ve ilk başta ‘iletişim maytabı’ndan söz ettiler. 
Bugün herkes, yeni emrivakilerin engellenmesi ve Türkiye isterse Kıbrıs sorununda, ülkeyi iki bölgeli iki toplumlu, BM kararlarında tarif edildiği şekliyle siyasi eşitliğe sahip federasyon zemininde yeniden birleştirecek  bir prensip çözümü  yolunun açılması için tek yolun Kıbrıs sorununda özlü müzakerelerin yeniden başlaması olduğunu anlamalıdır.
2014 Ortak Açıklaması, bugüne kadar varılan yakınlaşmalar ve BM Genel Sekreteri’nin çerçevesi, olguları, liderlerin BM Genel Sekreteri ile görüşmesini, BM himayesinde gayrı resmî konferans çağrılmasını ve devamında Kıbrıs müzakerelerinin Crans Montana’da kaldığı yerden başlamasına yeterli zemin olduğuna göre referans şartlarında mutabakata varılması bu kadar zor olmamalıydı.
AKINCI VE ANASTASİADİS’İN “KABUL ETMESİ GEREKENLER”
Siyasi eşitlik meselesi  müzakerelerin yeniden başlamasına engel teşkil etmemeliydi. Akıncı, bir olumlu oyun her şeyde değil sadece  düşük  politika organlarından bazılarında gerekeceğini kabul etmelidir. Anastasiadis de  Bakanlar Kurulu kararlarında bir olumlu oyun gerekli olduğu yakınlaşmasına geri dönmelidir. 
BM Genel Sekreteri’nin 18 Eylül 2019 tarihli açıklaması bütün yönlere gür bir mesajdır. AKEL olarak iki lideri  uzlaşılmış çerçeveye ve özlü müzakerelerin yeniden başlaması çabasına sıkı sıkıya bağlı kalmaya çağırıyoruz. Müzakereler BM Genel Sekreteri’nin önerdiği şekilde başlar ve bütün taraflarca gerçek siyasi irade ortaya konulursa  yakında çözüm yörüngesine girme realist olasılığı vardır.” 
Aynı gazete “Başkan AKEL’in Saptamalarından Yine Rahatsız” başlıklı haberinde ise Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in AKEL Polit Bürosu kararından, Sözcü Prodromos Prodromu’nun, “son iki yıldan beridir, müzakerelerin yeniden başlamasını tutarlılıkla ilk isteyenin Başkan Anastasiadis olduğunu herkes biliyor”  vurgusuyla  yazılı cevap vermesini gerektirecek kadar rahatsız göründüğünü yazdı.
“AKEL’İN İKİ TARAF ARASINDAKİ TARAFSIZLIK TUTUMU DİKKAT ÇEKİCİ”
Fileleftheros, Prodromu’nun “müzakerelerin yeniden başlaması için harcanan çabada Ankara’nın saldırganlığı ve mutlak uzlaşmazlığıyla karşılaşılırken  AKEL, iki lideri  uzlaşılan çerçeveye v.b. sıkı sıkıya bağlı kalmaya çağırarak  tarafsız davranıyor. AKEL’in iki taraf arasındaki bu tarafsızlık tutumu gerçekten dikkat çekicidir” dediğini aktardı. 
Haravgi de Prodromu’ya AKEL Basın Sözcüsü Stefanos Stefanu’dan anında cevap geldiğine işaret etti. 
“İÇTE İZLENİM YARATMA OYUNUNUN ULUSLARARASI UNSUR AÇISINDAN ÖNEMİ YOKTUR”
Gazeteye göre Stefanu, “Türkiye Crans Montana’daki tavrı nedeniyle takdir ediliyor, Genel Sekreter çöküşten her iki tarafı (Kıbrıs Türk ve Rum tarafları) da sorumlu tutuyor ve bu nedenle iki taraftan, müzakerelere yeniden başlamak için siyasi iradeye sahip olduklarına ikna etmelerini istiyor”  vurgusunu yaptı, şunları ekledi:
“Hükümet edenler, BM Genel Sekreteri’nin tarafların niyetleri konusunda ikna edilmesi gerektiğini artık anlamalıdır. Hükümetin yaptığı gibi içte izlenim yaratma oyununun (tribünlere oynama), uluslararası unsur açısından hiçbir önemi yoktur.”  

21/09/2019 12:46
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: haber, kıbrıs, çözüm
MANŞETLER

HK KIBRIS

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.