Bıktık artık pazarlıklardan da MYK’lardan da PM’lerden de
30/11/2020
Ali Baturay
Tıkır tıkır işleyen bir sistemimiz, kamu düzenimiz olsaydı, hükümet kurma çalışmalarını bu kadar dert etmezdik.
Hükümet yok, başbakan yok, bakanlar kurulu toplanamıyor diye yapılması gereken birçok iş yapılamadığı, neredeyse rutinler de sekteye uğradığı, ülke kilitlendiği için “Hade kurun şu hükümeti” ısrarları var…
İnsanlar, hayatlarının çok değişeceğini, başlarının göğe ereceğini zannediyor sanmayın.
Böyle olmayacağını herkes biliyor…
Hatta bazı kesimler “olmasın, böyle daha iyi” bile diyor ama işte hükümet olmayınca o yarım yamalak dediğimiz şeyler bile duruyor, tam kilitleniyoruz.
Sorunlar, sıkıntılar arttıkça insanların öfkesi de yükseliyor, artık partiler arası pazarlıklara tahammül edemez hale geliyor.
Siyasi parti temsilcileri, kendilerince işi sağlama almaya çalışıyorlar, bu nedenle buluşmalar, toplantılar birbirini izliyor, bitmek bilmiyor…
Ortaya konulan şartlar, pazarlıklar falan derken, illaki bir yerlerde sorun yaşanıyor, tam “oldu” derken bozuluyor, olmuyor, tekrar buluşuyorlar, tekrar konuşuyorlar, bu arada aracılar tarafları anlaştırmaya çalışıyor, sayısız telefonlar ediliyor.
Dayan dayanabilirsen, katlan katlanabilirsen, “keçi can derdinde kasap et” misali…
Yaptıkları pazarlıklar sonuçsuz kalınca da birbirlerini suçlamaya başlıyorlar.
Bir bakmışız Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplanıyor, bir bakmışız Parti Meclisi (PM) toplanıyor.
“Parti yetkili kurulları” sözünden nefret ettik, MYK’dan da PM’den de…
PM toplantıları çok uzun sürüyor ve hep oralardan olumsuz haberler geliyor.
PM, kurultaydan sonra siyasi partilerin en yüksek karar organıdır, MYK da siyasi partinin en üst yönetim organıdır, siyasi partilerin bu organlara gitmesi doğaldır ama bu organlar sorun çözmek yerine günah keçisi rolünü üstleniyor gibi…
Partilerin, yetkili kurullarına gitmesi, o partinin tek adamla ya da bir iki adamla değil, onlar da seçimle gelen üyelerin katkısıyla, ortak akılla yönetildiğini gösterir, tabanı temsil eden bu üyelerle daha demokratik kararlar alınabilir.
Sonuçta partinin geleceğine menfi ya müspet etki edecek önemli bir karar için PM’den karar çıkarmak elbette önemlidir.
Ancak bizde son zamanlarda partilerin MYK’ları ile PM’leri meseleleri çözme değil, düğümleyip ortada bırakma organlarına dönüştü.
PM’ler artık topu atma ve orada bırakma yeri olmamalı…
PM’ler planlı günah keçileri olmamalı…
PM’ler parti yöneticilerinin saklanma yeri olmamalı…
Bazı PM’ler başkan ve genel sekreterin etkisinde de kalmamalı…
Bazı PM’lerin parti başkanlarının ya da etkili bir iki kişinin etkisi altında kaldığı, onların yönlendirmesiyle hareket ettiği çok belli oluyor.
Bu halkı ettiler de MYK ve PM lafı duymak istemez hale geldi.
Bıktık artık pazarlıklardan da MYK’lardan da PM’lerden de…
Kuracaksanız kurun artık bu hükümeti, bu çağrımız cazibenize vurulduğumuzdan değil, biraz işler yürüsün ve bu sıkıcı beklenti ve bu yapay gündem bitsin diyedir
- Bu bir veda yazısıdır
- Ülkede tahmin edilenden daha çok zor durumda insan ve işletme var…
- Zor durumdaki vatandaşa dokunacak ve erken sonuç verecek tedbirler alınmalıdır
- Yerel seçimler, aynı zamanda UBP’nin UBP’yle mücadelesi olacak gibi
- Trafiğe çıkan herkes ölüm tehlikesi altındadır
- Mahkûm ve tutuklu aileleri, yeni cezaevindeki eksikliklerden şikayetçi
- Velev ki KIB-TEK’te sorunlar 2023’te bitecek, peki yaratılan enkazın hesabını kim verecek?
- Dev bir krizle mücadele eden esnafa, minicik bir ekonomik paket geliyormuş
- KIB-TEK’teki gelişmeleri kanıksamayın, birkaç yıldır yaşananlar olağan değildir
- Hak ihlallerini herkes biliyor, görüyor ama yasalar çalıştırılmıyor…
- TÜM YAZILARI için tıklayınız