Lefkoşa’da bir lisede, bir erkek öğretmenin, kız öğrencisiyle cinsel ilişkiye girdiği iddia ediliyor, konu ile ilgili ciddi bulgular ve şahadetler olduğu söyleniyor. Mesele polislik oldu, öğretmen açığa alındı. Hatta aynı okulda, olaydan haberi olduğu iddia edilen bir öğretmenin daha açığa alındığı bildirildi.

    Korkunç, dehşet verici bir durum… Haklı olarak, başta o okuldaki öğrencilerin aileleri olmak üzere ülkede çok sayıda insan olaya büyük tepki gösterdi. Okullarda çocuklarımızı öğretmenlerine emanet ediyoruz ve öğrencisini gözü gibi koruması, anne/ baba şefkatiyle yaklaşması beklenen bir öğretmenin böyle bir şey yapması gerçekten insanı delirtiyor, çılgına çeviriyor.

    Çocuklarımızı eğiten, geleceğe hazırlayan öğretmenlik gibi kutsal bir meslekteki kişilerin, kesinlikle böyle sapkın düşünceler, istismar eylemleri içinde olmaması gerekir. Bu nedenle toplumun infial içinde olması, büyük tepki göstermesi normaldir, yetkililer de gerekenleri yapmalıdır…

     Ancak bu olayla ilgili normal olmayan bir şey var; o da bazı kesimlerin bu olayı vesile edip, tüm öğretmenlere ve öğretmen sendikalarına hakaret yağdırmasıdır. Sosyal medyada tüm öğretmenlere ve iki öğretmen sendikasına “sapıklık” suçlaması yapacak kadar kendinden geçenler var.

     Sevinmeyi de abartıyoruz, üzülmeyi de tepki göstermeyi de… Sevinirken de, üzülürken de, tepki gösterirken de başkalarını yaralıyoruz… Hiç hak etmeyen kesimlere, hiç hak etmediği muameleleri reva görüyoruz. Lanet olasıca önyargılarımız, lanet olasıca genelleme hastalığımız nedeniyle çirkinleşiyoruz, sağduyumuzu, objektifliğimizi kaybediyoruz…

     Elbette bir öğretmen böyle bir şey yapmamalı ama hangi meslek dalının çürük elması yok ki? Zaman zaman görüyoruz, tüm mesleklerden “yüz karası” denilebilecek insanlar çıkıyor. Birkaç kötü kişi nedeniyle tüm bir meslek grubunu, o meslekteki herkesi sorumlu tutmak ve tümüne hakaret etmek haksızlıktır, insafsızlıktır, ayıptır…

    “Fırsat bu fırsattır” deyip öğretmen sendikaları Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmen Sendikası’na (KTOEÖS) ve Kıbrıs Türk Öğretmeler Sendikası’na (KTÖS) saldırmak da haksızlıktır, art niyettir. Ne yaptı öğretmen sendikaları, o öğretmene “git de çocuğu istismar et” mi dedi? Sendikalar tepki vermiyormuş… KTOEÖS Başkanı Selma Eylem, ilk günden bakanlıkla istişare içine girdiklerini belirtip, olayın kabul edilmez olduğunu, meselenin yargıya intikal ettiğini, öğretmenin açığa alındığını, suç işlenmişse en ağır cezanın verilmesini istediklerini, tüm bunların takipçisi olacaklarını açıkladı. Hatta ilk günden medyaya bu konuda bilgi veren, kamuoyunu aydınlatan kişi de Selma Eylem’dir. Başka ne yapsın yani KTOEÖS yetkilileri? Ne bekliyorsunuz, gidip adamı mı öldürsünler, yoksa kendilerini yargı yerine mi koysunlar? Olay orta eğitimin alanı içindeki okulda geçiyor, bir ilköğretim sendikası olan KTÖS’ü de illa ki olayın içine çekmek istiyorlar, hakaret yağdırıyorlar. Olmaz böyle şey, olmamalı…

    Bu arada sosyal medyada istismara uğrayan çocuğa da hakaret edenler, o kızın öğretmeni ayarttığını söyleyenler var. Onlara da diyorum ki; o çocuktur, henüz doğru karar verecek durumda değildir. Sizin iddia ettiğiniz gibi, öğretmene gönül vermişse ya da ayartmaya çalışmışsa (ki bu benim iddiam değil), öğretmen bununla başa çıkabilmeli, çocuğu doğru yola çekebilmeli. Okullardaki rehber öğretmenler bu iş içindir. Öğrenci öğretmenine çocukça, platonik bir ilgi duyarsa, öğretmen bunu istismar edemez. O nedenle o kız çocuğuna yapılan hakaretleri de kabul edemeyiz, o kıza yapılan saldırılar da haksızdır…

    Ne hoşgörüsüz bir toplum olduk böyle. Birilerimizi karalamak, birilerimize çamur atmak, linç etmek için adeta fırsat kolluyoruz. İnanılmaz bir çekememezlik var… Meseleleri birbirine karıştırıyoruz. Bizden başka herkes “tu kaka”, herkes kusurlu, bir biz tamam… Bir şey okuyoruz, bir şey duyuyoruz, daha işin aslını öğrenmeden, meseleyi derinlemesine irdelemeden veryansın ediyor, başlıyoruz hakarete, saldırmaya… Lütfen kendimize gelelim ve aklımızı kullanarak, objektif, mantıklı, sağduyulu konuşalım, sosyal medyadaki paylaşımlarımız da böyle olsun…