Bir mahkum, asgari ücretli ailenin çocuğundan daha iyi besleniyor.
07/09/2023
Hüseyin Ekmekci
ASGARİ ÜCRETLİ BİR AY ÇALIŞIP 15 BİN 750 TL KAZANIYOR. BİR MAHKUMUN DEVLETE AYLIK MALİYETİ 22 BİN 800 TL. YA BÜYÜK BİR SOYGUN VAR, YA DA GERÇEKTEN ENAYİ OLAN BİZİZ
900 MAHKUMUN SADECE BESLENME MALİYETİ AYLIK 20 MİLYON 520 BİN TL. BU RAKAMIN YILLIK KARŞILIĞI 246 MİLYON 240 BİN TL… KİM ÖDÜYOR? SUÇ İŞLEMEYEN BİZLER. BİR MAHKUM, ASGARİ ÜCRETLİ AİLENİN ÇOCUĞUNDAN DAHA İYİ BESLENİYOR. SÖYLEYECEKLERİM BU KADAR
Plansızlığın ve denetimsizliğin ülke yaşamında ciddi sorunlar yarattığı bir gerçek. Ülkeye girenin çıkanın belli olmadığı, kaçak yaşamın arttığı, sınırların delik deşik olduğu bir ortamda suç oranlarının artması da kaçınılmaz. Şimdi biz bu hazin sonu yaşıyoruz
Üniversite ve turizm ülkesiz. Bu nedenle nüfus akışı son derece normal. Ancak dünyada turist ve öğrenci alan tek ülke biz değiliz. Muhaceret sistemleri bunun için vardır. Sağlam bir sistem kurarsınız, denetim mekanizmasının sadece sınır kapılarınızda değil ön kabulde de sağlarsınız
Ancak bizim ülkemiz öyle bir noktaya geldi ki; maalesef istismar ediliyor. Suç çeteleri memleketin her tarafına çöreklenmiş, Güney Kıbrıs ve Kuzey Kıbrıs mafyası işbirliği içerisinde. Aklınıza gelen her türlü kaçakçılık için tüm kurum ciddi bir işbirliği içerisinde
Elbette denetim sıfır değil. Ancak çok kötü. Bir kere ülkemizde denetim ve ceza caydırıcı bir unsur olmaktan çıkmış durumda. Kimse korkmuyor. Kimse ürkütmüyor. Suç işlemek Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde bir özgürlük halini aldı.
Bunun aynı zamanda ülkemize de ciddi maliyetleri var. Suçla mücadele ciddi bir insan, ciddi bir teknoloji, büyük bir efor gerektiriyor. Acı ama gerçek. Fakiriz, bizde yeterli mali ve insan kaynağı olmadığı için suç oranları da günden güne artarak devam ediyor
Uyuşturucu kullanımı ve satışı ciddi oranda arttı. Eskiden gram haberleri yapardık, şimdi okka okka uyuşturucunun her türlüsü yakalanıyor. Sınırlarımız kevgire dönmüş, insan, canlı cansız hayvan, uyuşturucu ve aklınıza gelecek her türlü madde kaçakçılığı birilerinin servetine servet katıyor
Çok basit bir örnek vereyim size. Avrupa Birliği’nin yasakladığı tarım ilaçları var, bizim ülkemizde satılıyor. Türkiye’nin yasakladığı tarım ilaçları var, Güney Kıbrıs’ta satılıyor. Türk ve Rum Üretici bu ilaçların nerede satıldığını çok iyi biliyor. Çanta çanta buradan güneye, oradan kuzeye tarım ilacı geçiyor
İnsan kaçakçılığı noktasında Kıbrıslı Rumlar illallah etmiş durumda. Güneydeki mülteci kamplarının yüzde 80 müdavimleri kuzey Kıbrıs’a gelerek, ardından güneye kaçırılıyor. Hem de 10’lu 20’li gruplar halinde. Güneyde yaşanan birçok sıkıntının nedeni de burada kurulan insan kaçakçılığı sistemi
Gerçeklerimiz bunlar. Saydıklarımın tümüyle mücadele etmek mümkün. Adli olaylarla mücadelede Türk- Rum işbirliği bir türlü sağlanamadı. Kaçakçılar, mafya, kriminal tipler işbirliğini daha iyi sağladığı için, bugün hem Güneyde hem de Kuzeyde cezaevleri dolu
“200 kişilik cezaevine, artık yetmiyor” diyerek 800 kişilik yeni bir cezaevi yaptık. Yeni cezaevine taşınalı iki sene olmadı. Şimdi yeni cezaevinde dokuz yüze yakın hükümlü hükümsüz tutuklu var, eski cezaevi ise mülteci ve hükümsüz tutuklulara ev sahipliği yapmaya devam ediyor
Orada da başka bir sorun var. Öğün başına her mahkum için devlet 231 TL ödeme yapıyor. İhale böyle. Bir mahkumun toplam maliyeti günlük 736 TL. Aylık sadece yemek maliyeti ise 22 bin 800 TL. Bugün 900 mahkumun sadece beslenme maliyeti aylık 20 milyon 520 bin TL
Bu rakamın yıllık karşılığı 246 milyon 240 bin TL… Bir asgari ücretlinin eline geçen rakam 15 bin 750 TL. Yani bir mahkum 22 bin 800 TL gıda tüketiyor, ama bir masum, 1 ay işleyip sadece 15 bin 750 TL kazanıyor. Varın hesabını siz yapın
NOT: 12 EYLÜL SALI GÜNÜ; YENİ YAYIN DÖNEMİNDE EKRANA GERİ DÖNECEĞİZ
- Adalet olası kastla gelecek
- İsias denen garabet ortaya çıkarken herkes oradaydı
- Her gün yüzlerce insan ölümle burun buruna geliyor
- Kendi arasındaki uyumsuzluğu ve sevgisizliği ülke geneline yayan üçlü bir koalisyon
- Aynı araç, tasdik memuru marifeti ile 5 kez satılabiliyor…
- Ortada ihbar var, para yok
- Başbakanlık şeffaf bir şekilde bu harcamaların hesabını vermek zorundadır
- Devlet bir mekanizma olarak müdahale etmekten aciz
- Vatandaşın alım gücü giderek dibe vuruyor
- Başbakan isterse, hemen düzelir… İsterse…
- TÜM YAZILARI için tıklayınız