TRAFİKTE RADAR CEZALARI DAĞILMIYOR. DEVLETİN 70 MİLYON TL ALACAĞI BEKLERKEN, DENETİM SİSTEMİ DE SEKTEYE UĞRUYOR

BALLI İHALELERİ TAKİP ETMEKLE ÜNLÜ ÜÇLÜ HÜKÜMET VATANDAŞI İLGİLENDİREN BASİT BİR DENETİM SİSTEMİ İÇİN İHALE SÜRECİNE ÇIKAMADI… KIB- TEK YAKIT İHALESİ OLSA HEPSİ SEFERBERDİ…

Bir memleket düşünün, iktidarının bakış açısı daracık. Türk Lirası dibe vurma konusunda almış başını aşağı, döviz de haliyle yukarı. Faizler düşeceğine yükseliyor, yatırımcı ise geceden sabaha artan borcu ile uğraşıyor, vatandaşı fakirleştikçe fakirleşiyor

Emlak üzerinden ciddi bir zenginleşme var ama onun da getirdiği sosyal sıkıntılarla uğraşacak gücü yok hükümetin. Planı yok, programı yok. Son Ercan rezaleti ise, işe tuz biber ekiyor. “Emir eri” konumundaki üçlü hükümet, AK Parti seçim kampanyasının da önemli bir halkası

Peki memleket işleri? Hiçbirinin umurunda değil. Kurumları ile birlikte çöken bir ülkeye dönüştük. En güçlü kamu kuruluşları bir bir mali olarak sıkıntıya düşüyor. Gerekçesi kötü yönetim. Zamanında müdahale edilmediği için de bazen geri dönüşü olmuyor

Bir örnek vereyim? Koop Süt. Kurumun üç yıl içerisinde geriye götürüldüğü muhakkak. Sadece Süt Kurumu’na borcu 6 milyon TL. İhracat kalemi düşmüş, yatırım yapamaz hale gelmiş. En kaba hesapla kendi haline gelmesi için ihtiyaç duyulan kaynak 10 milyon TL. En az…

Peki ne yapılmış? Seyredilmiş. Koop Süt yönetimini ele geçiren siyasi bir partinin, DP’nin yani, yan kuruluşu gibi görev yapılmış. Sonuç? Hafta sonu yapılan seçimde koskoca yönetim kurulu başkanı listeye dahi girememiş. Kooperatifler haddini bildirmiş ama siyaset sadece seyretmiş.

Zarar 1 milyon TL olmuş seyretmiş, 2 olmuş seyretmiş, 4 olmuş seyretmiş, 6 milyon TL olmuş seyretmiş. Neden? Çünkü istihdamdan fatura ödemelerine, seçim kampanya masraflarından içki masalarının hesabının ödenmesine kadar tepe tepe kurum kaynakları kullanılmış.

Bir örnek daha vereyim size. Trafikte hız tespit kameraları ile, ölümlü kazalarda ciddi bir azalma yaşandı. Tüm itirazlara rağmen doğru bir uygulama olduğunu görüyoruz. Peki, cezalar nasıl belirleniyor. Asgari ücrete göre. Nasıl tahsil ediliyor? Özel bir dağıtımcı aracılığı ile

Devlet denemiş, dağıtamamış, polis denemiş, dağıtamamış. En sonunda özele ihale etmişler. Ayda ortalama 8 ile 10 bin sürücü radara yakalanırken, ilgili ceza kağıtları imza karşılığı dağıtılmış. Nereye kadar? Aralık 2022’ye kadar…

Aralık 2022’de dağıtımla ilgili ihale süreci bitti. İhale şartnamesinden kaynaklı, 3 ay uzatma da kullanıldı. Polisin ve trafik dairesinin tüm uyarılarına rağmen, bu üç ayda da yeni bir ihale süreci başlatılmamış. Devlet ne kendi dağıtıyor, ne de özele ihale ediyor

Son üç gündür, ve dahi Mart ayı, cezalar dağıtılmıyor. Nasıl dağıtılacağı da belli değil. 2022 yılında 100 bin civarı ceza kesilmiş. 50 bin civarı dağıtılmış. Devlet de bundan 40 milyon TL para kazanmış. 40 milyon TL tahsilat yapılmış yani. Diğer 60 bin bir şekilde ceza sahiplerine ulaşmamış…

2023 yılına girerken, asgari ücret de arttığı için, devletin gelirleri de haliyle artacak. Öngörülen kaynak, sadece geçen yılki gibi yarısı tebliğ edilse, 75 milyon TL civarı bir gelir olacak. Hem denetim devam edecek, hem gelir artacak.

Bir taraftan ihale sürecini tamamlaması gereken devlet, diğer yandan da cezaların tamamının nasıl dağılacağı ile ilgili kafa yoracağına, 3 aylık uzatma sürecine rağmen ihaleyi yapamıyor. Şimdi 15 bin civarı ceza bekliyor, ciddi bir denetim mekanizması da haliyle çalışmıyor.