POLİSİMİZİN ÇALIŞMA KOŞULLARI VE ÖZGÜR BİR ORTAMDA ADİL GÖREV YAPMA ÇABALARI ZATEN SIK SIK SİYASET ELİYLE DARBELENİYOR… BİNBİR ZORLUKLA YÜRÜTÜLEN KAÇAK AVI, HÜKÜMETİN AF KARARLARI İLE ÇÖPE ATILIYOR

BİR YILDA 100 MİLYON TL CİVARINDA KAÇAKLA MÜCADELE İÇİN PARA HARCANDI. TUTUKLANAN, HAPSE ATILAN, DEVAMINDA ÜLKELEİNE GÖNDERİLENLERE AF GELDİ… BU İŞTE BİR TUHAFLIK YOK MU?

Polis Genel Müdürlüğü, tüm birimleri ile, hem göz bebeğimizdir, ama hayatımızdaki önemi, “sevgimizin” çok da ötesindedir. Bu ülkede bir adalet mücadelesi veriliyorsa, polisin buradaki rolü, kusursuz ve tereddütsüz en baştadır

Hukuktan anlayan herkes de bilir ki, polisin işini kusursuz ve eksiksiz yapması, hem savcılığın, hem de hakimlik makamının işini kolaylaştırır. Polisin, adil bir yargılamada, rolü abartısız birinci sıradadır. Adalet, hazırlanan tahkikat dosyalarının içindedir, iyiyse doğru, kötüyse yanlış….

Ülkemizde artan adli vakalara polis teşkilatının yetişmesi neredeyse imkansız hale geldi. Buna rağmen, uyuşturucu, adli olayların çözümü gibi konularda son derece hassas ve tecrübeli bir polis teşkilatına sahip olduğumuzu belirtmek gerekir.

Bu satırları yazarken asla ve asla amacım polis teşkilatına zarar vermek ya da görevini eksiksiz yapan teşkilat mensuplarını üzmek değildir. Ama, irkildim: Korktum… Gelecek açısından endişelendim. Bunları da yazmazsam, çatır çatır çatlayacağım

Malum, Karaoğlanoğlu’nda, 60 yaşında bir adam, iki genç polis tarafından yerlerde sürüklendi ve kelepçelenerek karakola götürüldü. Hoş, devamında da torpil devreye girdi, hiçbir ceza kesilmeden, mahkemeye çıkarılmadan serbest bırakıldı

Suçu sabit, buradan açıkça belirtiyorum. Hem kasksız motor kullandığı için, hem ehliyetini, kimliğini yanında taşımadığı için, hem polise sinirlenip köpek tekmeleyerek öfkeli davrandığı için kendisine ceza da yazılabilir, dava da okunabilir, bunda en ufak bir sıkıntı görmedim…

Peki, 60 yaşında bir adamı, yaşları 30’larına gelmiş ya da gelmemiş iki genç polisin yerde sürüklemesi… 80 yaşındaki annesinin, eşinin önünde kelepçelemeye çalışması, yere düşürmesi… Kabul edilecek bir davranış değildir

Bazı adımlar, teamüle döner. Biz bu ülkede, diploma sahteciliğinin elebaşısı olan ismin, lütfen mahkemeye gittiğine şahit olduk. Özel aracıyla geldi, biraz kaldı, kaçtı. Kimse kusura bakmayacak. Mafya bozuntularının polise, “lütfen çağrıldıklarına”, çağrıldıktan günler sonra gittiklerine şahit olduk

Polis birini yere yatırır mı? Yatırır. Kelepçeler mi? Kelepçeler… Ama bu işin bir süzgeci olur. Eğer bu teamülü polis içerisine yerleştirirsek, yarın kimin, hangi köşede yere yatırılıp, sürükleneceğinden, kelepçe takılıp götürüleceğinden emin olamayız

Tecavüz etmiştir, amenna… Eşini, annesini darp etmiştir, amenna… Uyuşturucu batağındadır, polisten kaçmak istemiştir, amenna. Ama bunu anlamadım. Anlamadığım gibi, bu görüntüleri görünce, ürktüm…

Polisimizin çalışma koşulları ve özgür bir ortamda adil görev yapma çabaları zaten sık sık siyaset eliyle darbeleniyor. Örneğin, tahkikat dosyası tamamlanmış, mahkemece cezası verilmiş bir çok mahkum, “şartlı tahliye” adı altında, elini kolunu sallayarak dışarıya çıkabiliyor

Daha da kötüsünü yaşadık. Kaçaklara karşı verilen mücadelede polisin uyumadığı aşikardır. Ama, kaçak yakalanan, sınır dışı edilen kişiler için devletin bu yıl harcadığı miktar 100 milyon Türk lirasının üzerindedir. Peki siyaset ne yaptı?

Kapıyı açtı. Ülkeye girişi yasak kriminal tiplerin adaya yeniden girmesi sağlandı. Uyuşturucu, darp, kurşunlama, kadına şiddet… Ne ararsan var. Polis olduğunuzu düşünün… “Yahu bunca mücadeleyi biz neden yaptık, devlet neden bu kadar para harcadı” demez misiniz?

Polisin başında yeteri kadar dert, önlerinde de yeteri kadar yük var. Polisin, hangi olayda, kime nasıl davranacağını tarif etmek haddim değildir. Ama Ayorgi’de yaşanan olay, normal değildir, normalleştirilemez. Çünkü, devamı, her vatandaş için tehdittir…

Nitekim… Ayorgili vatandaşlar dün Girne Polis Müdürlüğü’ne gittiler, dertlerini anlattılar, polisi dinlediler ve bir diyalog kapısı açarak, olayı tatlıya bağladılar. Bu vahim olaydan ders çıkaralım, polisi kendi vatandaşını süründüren bir tabloda görmeyelim… Doğrusu bu…