“Trafik kazaları” ya da diğer söylenişiyle “trafik çarpışmaları”, bizde olduğu gibi Güney Kıbrıs’ta da ciddi bir sorundur…

    Altyapısı bize göre çok daha iyi olmasına rağmen Güney Kıbrıs’ta “ölümlü trafik kazaları” bir türlü engellenemiyor.
    Bu ciddi sorun nedeniyle Rum hükümeti, trafik cezalarını daha da ağırlaştırdı.

    Para cezasıyla sonuç alınamadığını gören Rum yöneticiler, “alkollü araç kullanımına” ve “süratli araç kullanımına” 1 Eylül’den itibaren geçerli olacak şekilde, hapis cezası getirdi.

   Tabii hapis cezasıyla birlikte para cezası da artırıldı…

   70 promile kadar alkollüyken, hız sınırının yüzde 75 üzerinde bir süratle araç kullanırken yakalanan sürücüye çifte ceza yazılabilecek.

    Buna göre alınan alkol oranı 70 promil ve üzerinde ise bir ay ile 2 yıl arasında hapis ve/veya 1500 Euro ile 10 bin Euro arasında para cezası kesilebilecek. 

     Rum sürücüler, alkollü araç kullandığı için 2 yıl hapis yatabilir ve 10 bin Euro ödeyebilir.

     Kafanızda canlandırabilesiniz diye, bugünün kuruyla hesapladım, 10 bin Euro’nun Türk Lirası karşılığı 81 bin 800 TL’dir…

     Yani çok ciddi bir para, aynı zamanda 2 yıl hapislik de ciddi bir ceza…

     “Hapis cezasını” doğru buluyorum, nedenini aşağılarda yazdım ama isterseniz önce Güney Kıbrıs’ta artırılan diğer cezalara da bir göz atalım…

     Güney Kıbrıs’ta emniyet kemeri takmadan araç kullanmanın cezası 150 Euro, dönüş yapılması yasaklanan noktalardan dönüş yapmanın cezası da 150 Euro ve de başkasına ait aracı ehliyetsiz kullanmanın cezası da 150 Euro…

   150 Euro’yu Türk Lirası’na çevirdiğimizde 1227 TL eder…

   Güneyde kasksız motosiklet kullanmanın cezası 200 Euro, aynı suçun ikinci kez işlenmesi halinde ceza iki katına yani 400 Euro’ya çıkıyor.

    Yaya kaldırımından geçmek de 200 Euro…

    200 Euro’yu Türk Lirası’na çevirdiğimiz zaman 1636 TL eder…

    Engelli park yerine park etmenin cezası 300 Euro, ehliyetsiz otobüs kullanmanın cezası da 300 Euro…

    300 Euro’yu Türk Lirası’na çevirdiğimiz zaman 2454 TL eder…

    Bunlar ciddi miktarlar mıdır, caydırıcı mıdır sizce?

    Rumlar, mahkemeye gidilmeden trafik polisi tarafından kesilebilecek para cezası tavan miktarını 85 Euro’dan 500 Euro’ya da yükseltmiş...

    Yani trafik polisi 500 Euro’nun Türk Lirası karşılığı olan 4090 TL’ye kadar ceza kesebilecek…

    Para cezaları, görebildiğiniz gibi ciddi cezalardır, Rum halkını bilmiyorum ama Kıbrıslı Türklerde para cezasına karşı, “Bir şekilde öderim” anlayışı var.

    Kuzey Kıbrıs’ta alkollü yakalanan bir sürücü, bir asgari ücret para cezası ödüyor ve 6 ay ehliyetine el konuluyor.

     Sürücü bir şekilde bu bir asgari ücreti ödüyor ve gizli gizli, polisten kaça kaça ehliyetsiz araç kullanmaya devam ediyor.

     Şaşırmış gibi yapmayın, maalesef durum budur…  

     Yani zihniyetin değişmesi, bilincin gelmesi, denetimin artması, kimsenin ceza sildirememesi gerekmektedir.

     Kuzey Kıbrıs’ta da alkollü araç kullanana ve aşırı sürat yapana hapis cezası gelsin mi?

     Bana göre gelsin, alkol kullanıp yola çıkan, kendinin ve başkalarının hayatını riske atan kişiye, kaza yapmadan önce hapis cezası verilsin, zaten kaza yaptıktan sonra ne değeri var ki?

     Bir gecelik bir eğlence sonunda alkollü araç kullanmak neredeyse hayatınızı altüst ediyor.

     81 bin 800 TL para ve 2 yıl hapislik cezası, ciddi cezalardır, gerçekten caydırıcıdır.

     KKTC sosyal medyasında Güney Kıbrıs’taki bu cezalarla ilgili bazı yorumlar görüyorum; “Yahu kaza da yapmadığı halde sırf alkollü araç kullandı diye bu para ve bu hapis cezasıyla adamın hayatı kararıyor” gibi şeyler yazıyorlar.

    Yüklü para ödeyince ve hapis yatınca hayatı kararıyormuş; peki alkollü araç kullanıp kaza yapmak, ölmek veya birilerinin ölümüne sebebiyet vermek, hayat karartmak değil midir?

    Yüklü para ödemek ve hapis yatmak mı daha büyük hayat karartmadır, yoksa ölmek veya birilerinin ölümüne sebebiyet vermek mi?

   “Bana bir şey olmaz, ben içince daha dikkatli olurum” gibi saçma paylaşımlar da görüyorum.

   Alkol size özgüven verebilir ama buna kanmak en büyük tehlikedir, alkolle emniyet olmaz, bunlar yan yana gelemez.

    Alkollü araç kullanımına ağır cezalar ve sıfır tolerans yalnızca Güney Kıbrıs’ta değil, dünyanın birçok ülkesinde vardır, en ciddi suçlardandır.

    Alkol alacak kişi ya alkolsüz bir sürücüyle ya da taksiyle, bulursa o saatte toplu taşıma araçlarıyla evine dönmelidir, birçok çağdaş ülkede bu durum benimsenmiştir.

    Bizde de böyle olmalıdır… Evet yalnızca ceza olmaz, çok kötü olan yollarımız, kavşaklarımız, anayollara açılan uygunsuz, tehlike yaratan tali yollarımız, altyapımız da düzeltilmelidir.

    Toplumun bilinç kazanması için eğitimler verilmeli, denetimler de artırılmalı ama tüm bunlar olsa da ülkemizde alkollü araç kullanmaya alışmış ve bunu normal gören halkımızın ciddi cezalarla caydırılması şarttır.

    Bu anlamda Rum hükümetinin hazırladığı, Rum meclisinden de geçen “ciddi para cezası” ile birlikte “hapis cezası” doğru bir karardır ve Kuzey Kıbrıs’ta da uygulanmalıdır.

    Parasına güvenen kişileri para cezası caydırmaz ama onu özgürlüğünden edecek “hapis cezası” caydırıcıdır.

    Yani hapis cezası, fakiri de orta halliyi de zengini de korkutur…

    Alkol alan sürücülerin sebebiyet verdiği ölümlü kazaların arttığı bir ortamda alkollü sürücüye, kaza yapmadan hapislik, isabetli bir cezadır…

    KKTC yöneticileri, yalnızca Güney Kıbrıs’ı değil başta İngiltere olmak üzere diğer Avrupa ülkelerini de incelesin, mutlaka “hapis cezası” konusunda ikna olacaklardır…

    Bu karar bazı kesimlerce tepki çekebilir, engellenmeye çalışılabilir ama bazı odakların bastırması ve popülizm buna engel olmamalı, hiçbir şey insan yaşamından daha önemli değildir.