Bizim esas sorunumuz Covid-19 salgını değil, Kıbrıs sorunudur…

ads ads ads ads
21/08/2021

ads

Ali Baturay Ali Baturay


Birkaç gündür yazı yazamadım, çünkü yurt dışındaydım…

   Niyetim yazmaktı aslında, izinli de olsam yazıyorum ama kısıtlı süreye fazla iş sığdırmaya çalışınca ve yurt dışı ziyaretim koşuşturmacaya, yorgunluğa dönüşünce kendimde yazı yazacak takati bulamadım…

   Aslında, doğrusunu isterseniz, üniversite eğitimi için oğlumu Hollanda’da bırakıp dönmek de çok zor geldi bana, sanki canımı orada bırakıp dönmüşüm gibi, konsantremi yitirdim…

   Biliyorum, onun geleceği/ istikbali için önemli, duygusallığı bir tarafa bırakmak lazım ama biz anne- babalar böyleyiz işte hem gururlanır hem kederleniriz…

   Yaklaşık iki yıl sonra yurt dışına çıktık ama Covid-19 salgını nedeniyle, gitmek bir dert, dönmek başka bir dert… Gerçekten uçak yolculuğu, öncesi ve sonrasıyla tam bir eziyet…

   “Covid-19 salgınını” suçluyoruz ama aslına bakarsanız bizim esas sorunumuz Kıbrıs sorunudur, lanet olasıca Kıbrıs sorunu...

   Covid-19 salgınını mazerete dönüştüren Kıbrıs sorunu canımızı yakıyor, bu sorunu karşılıklı “suçlama”, “can yakma”, “misilleme” olarak kullanan Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum yetkililerin “ayrılıkçı” duygularının hortlamasıdır sorun…

   Biri bir şey yapsın da diğeri eleştirsin, kınasın… Bizim ihtiyacımız bu mudur, yoksa diyalog ile sorun çözme midir? Tabii her iki tarafta da sorun çözme niyeti yoktur…

   Bakın Hollanda’ya gidip, gelirken neler yaşadık? Güney Kıbrıs’tan uçacaklar için KKTC’de yaptırılan PCR’ların geçersiz sayılacağı söylenince Güney Kıbrıs’ta PCR yaptırdık.

    Havaalanında bavulları verirken önce aşı sordular, olmayacağını biliyorduk ama madem sordular verelim dedik; KKTC aşı kartını ve adapası gösterdik, “olmaz” dediler, biz de Güney Kıbrıs’ta yaptırdığımız PCR sonuçlarını sunarak uçabildik.

   Yaklaşık beş saat maskeyle yolculuk yapmak gerçekten çok zor, insanın canı çıkacak gibi oluyor.

   Esas mesele dönerken tabii ki… Dijital ortamda “Cyprus Flight Pass” formunu doldurup, cep telefonuna indirmek veya çıktısını almak gerekiyor. Bundan haberi olmayan vatandaşlarımız var.

   Bundan haberi olmayıp, formu doldurmayan yolcular uçağa alınmıyor, yetkililer bunu anlatmaya çalışırken kuyrukta beklemeler oluyor.

   “Cyprus Flight Pass” formu doldurmayanların işlemini yapması için süre verdiklerinden dolayı uçağımız geç kalktı.

   Verilen süreye rağmen işlemi yapamayıp, uçağı kaçıranlar olduğu söylendi.

   Esas sıkıntı, Larnaka Havaalanı’na geldiğimizde oldu.

   Bizde dediler ki; “Dönerken Hollanda’da PCR yaptıracaksınız ve Kıbrıs’a geldiğinizde göstereceksiniz.” Doğal bir uygulama, biz de öyle yaptık…

   Hollanda’da eşimle 70 Euro kişi başı PCR yaptırdık ama Güney Kıbrıs’a geldiğimizde Rum görevli bu PCR’ı kabul etmeyip bize yeniden test yaptırdı.

    Rum görevliler, uygulama ile cep telefonuna indirilmiş, üzerinde “uluslararası PCR” yazan bilgiyi ve QR kodunu kabul etmiyor.

    Söylüyorum onlara; “Hollanda’da yaptırdık hem tüm Avrupa Birliği ülkelerinde hem de tüm dünyada geçerlidir” diye ama kabul etmiyorlar.

     İşin ilginç tarafı bizimle birlikte gelen Hollandalıların ve diğer ülke vatandaşlarının Hollanda’da yaptırdığı PCR testleri kabul ediliyor, yani onların da telefonunda bulunan benzer uygulama kabul ediliyor ama biz Kıbrıslı Türklerin ve birkaç Arap ülkesi vatandaşının testleri kabul edilmiyor.

    Soruyorum, “Neden bize ‘dur’, onlara ‘geç’ diyorsunuz?” diye?  “Prosedür böyledir” diyorlar. Prosedür Kıbrıslı Türkler ve Avrupalı olmayanlar için geçerli adeta.

    İtirazlarımıza devam ederken, “Aşınız varsa test yapmayız, aşınızı gösterin” diyorlar.

    Aslında olmadığını biliyorlar, halen aşılarda uyumlaştırma olmadı, bizi bir şekilde susturmak istiyorlar…    

    KKTC aşı kartını ve adapass uygulamasını gösterince de “Bu olmaz” deyip, kişi başı 15 Euro ile test yapıyorlar bize.  

    “Havaalanından çıkmadan testin sonucu telefonunuza gelecek” diyorlar ama iki toplumlu GSM uygulaması da hikaye telefonlar çalışmıyor… Ne telefon ne internet çalışıyor… Havaalanı internetine bağlanmasak bizi bekleyen taksiciyle bile iletişim kuramayacaktık…

    Rumlar Türk tarafına misilleme yapıyor, Kıbrıslı Türklere eziyet ediyor, bezdirme politikası uyguluyor. Tavırları çirkin, onca kalabalığın içinden çekip alıyorlar sizi, bir suç işlemiş gibi, mülteci muamelesi yapıyorlar…

    Avrupa Birliği üyesi Hollanda’nın uluslararası PCR’ını kabul etmemek ne demek? Aynı PCR’ı yapan Hollandalı ya da başka ülke vatandaşınınkini kabul edip de Kıbrıslı Türkünkünü kabul etmemek ne demek?

    Kıbrıslı Türk yetkililerle Kıbrıslı Rum yetkililer arasında bir inattır gidiyor. Türk tarafı aşı verilerini vermekten kaçınıyor, başka bazı endişelerinden dolayı. Rum tarafı, verilmeyeceğini bildiği verileri inadına istiyor. Rum tarafı uyumlaştırma adı altında aşı kartları için verilen formda uçak bileti zorunluluğu getiriyor. Amaç eziyet, işi yokuşa sürme…

     Onlar birbirine inat edip, birbirini sert bir şekilde eleştirirken, kınarken, zararını Kıbrıslı Türkler görüyor…

    Kıbrıslı Türkler yurt dışına giderken sorun yaşıyor, hatta havaalanından geri dönmek zorunda kalanlar var. Kıbrıs’a gelirken bin bir eziyet çeken yine Kıbrıslı Türklerdir.

   Maharet demeçlerle kavga etmek, birbirini kınamak değil, çözüm üretmektir. Ancak ne Kıbrıslı Türk yetkililerin ne de Kıbrıslı Rum yetkililerin çözüm üretme niyeti var. Onların niyeti ayrılıkçılık, karşılıklı gerginlikten besleniyorlar.

   Biz Hollanda’da PCR yaptırırken de eziyet çektik. Hollanda’da PCR yaptırdıktan sonra telefonunuza bir şifre geliyor ve o şifreyle e-mailinize gelen bildirimi açıp bir cep telefonu uygulamasına sahip oluyorsunuz. O uygulamaya girdiğinizde sonucunuz görünüyor.

     Hollanda sistemi bizim telefonlarla uyumsuz olduğu için şifre bize gelmedi. Soruyoruz, bu kez de “Siz Kıbrıs’tan geliyorsunuz, neden Türkiye telefonu kullanıyorsunuz?” diye karşı soru soruyorlar.

    Cep telefonlarının önüne koyduğumuz +90 nedeniyle telefonlarımızı Türkiye telefonu olarak görüyorlar. Gel de meram anlat, neden böyle oluyor diye.

    “Bir Hollanda hattı bulacasınız” diyorlar. Otelin resepsiyonundaki kadın bize yardımcı oluyor, kendi cep telefonu numarasını veriyor, şifrelerimiz oraya geliyor. Uygulamamızı böyle indiriyoruz ama gelin görün ki Rum görevliler, Hollanda’da yaptığımız PCR’ı kabul etmiyor.

    Oğlumuz Hollanda’da üniversitenin düzenlediği yaklaşık 10 gün sürecek oryantasyona (uyum/tanıtım etkinliği) katılacak. KKTC aşı kartı, Kıbrıs Cumhuriyeti’ninki ile uyumlu olmadığı için geçerli sayılmıyor, her sabah hızlı test yaptırıp öyle oryantasyona katılmak zorunda kalacak.

    10 gün boyunca her gün test yapacak, oryantasyona katılmak için. Aşısını oldu ama yok hükmündeki KKTC’de aşılandığı için aşısız sayılıyor… Kıbrıs Türkünün kaderi bu işte… Yok sayılan ülkenin bitmek bilmez sorunları… Tam bir eziyet…

   Şimdi ben bunları yazıyorum ya; “Çözüm istiyorsun ha? Rumların gerçek yüzünü gör” deyip oh çekecekler bana.

   Halbuki ben tam da bunlar için Kıbrıs’ta çözüm istiyorum, tam da bunlar, bu eziyetler yaşanmasın diye… Bu dünyada yok hükmünde yaşamayalım diye… İnsanca yaşayalım diye…

   Çözüm olana kadar da bu ülkenin yönetenleri, özellikle de cumhurbaşkanı vatandaşının yaşamını zorlaştıran sorunların çözülmesi için Rum lider ile diyalog kurmalı, bunda ısrar etmelidir.

    Kınamak, eleştirmek, laf yetiştirmek kolaydır, onu herkes yapar, önemli olan sorun çözebilmektir. Sorun çözebiliyor musunuz? Tabii sorun çözmek için niyet lazım, sorunlardan, gerginlikten beslenen bir zihniyetten bunu beklemek saflık olur…

    Anlaşılan Kıbrıslı Türkler eziyet çekmeye devam edecek, alışmak istemiyoruz ama yönetimler çözüm üretemeyince vatandaşlar kendi çözümlerini zor da olsa yaratmaya çalışıyor… Başka çaresi yok çünkü…

 

21/08/2021 19:27
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: ali baturay, haber, kıbrıs, kktc, yorum, yazı, kıbrıs haberleri
MANŞETLER

HK Ali Baturay

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.