Bizim oyumuz…

ads ads ads ads
17/10/2020

ads

Aybike Yektaoğlu Aybike Yektaoğlu


Herkes geleceğini kendi tayin eder. Oy hakkı verilen herkes de bundan sorumludur. O oyu versin veya vermesin.

Yarın yine seçim var. Bu ülkede eksik olmayan tek bir şey varsa o da seçimdir. Cumhurbaşkanlığı seçimi için 11 adaydan ikisi ikinci tura kaldı.

Elbette ki bu iki adayın dışında kalan 9 adayı destekleyenler inandıkları ve destkeledikleri adayların ikinci tura kalmamasından dolayı hayal kırıklığına uğramıştır. Ama hayat devam ediyor ve bu seçim de bitecek.

Pazar gecesi saat 10 gibi sonuçlar belli olacak. Bu seçimin bıçak sırtı gideceğini herkes hissediyor. 19 Ekim günü oy farkı çok olmaz da tekrar sayım olmazsa, K.K.T.C’nin yeni Cumhurbaşkanı ile güne uyanacağız.

Bu seçim bize artık gösteriyor ki, ülkenin içinde bulunduğu mevcut durumun çıkmazı dolayısı ile sürdürülebilir bir yapıda olmayışımızın sinyalleri kulak zarlarımızı patlatırcasına çalıyor. Hem de geri dönüşü olmayan bir şekilde.

Toplum olarak artık aklımızı başımıza toplamamız gerekiyor. 19 Ekim günü pandemi halen devam ediyor olacak, Doğu Akdeniz’deki gerilimler maalesef bizden bağımsız sürüyor olacak, esnafdan daha çok insan kepenk kapatıyor olacak, halk olarak fakirleşmeye de devam edeceğiz.

İçinde olduğumuz çıkmazın ardına 19 Ekim tarihinden itibaren yeni bir seçim konuşmaya başlıyor olacağız. Bu seçimler ya 3, ya 6 ay  ya da 1 yıl sonra gerçekleşecek. Onun ardına da belediye seçimleri olacak.

2020 yılı pandemisi tüm dünyaya mesaj verdiği gibi bize de veriyor. Durumunuz sürdürülebilir değil. Artık kendinize geliniz.

Eğer ki BİZ yönetmek istiyorsak, bizim için neyin daha iyi neyin de daha kötü olduğuna dair bir tanı koymamız gerekiyor ve buna BİZ karar vermeliyiz. Başkaları değil.

Eğer ki biz olmak istiyorsak, ne kuzey ne de güney endeksli politika üretmekten vazgeçmemiz gerekiyor. Dünyadaki sayılı ülkeler arasında olduğumuz kesin. Ne açıdan mı? Başkalarının bizim için karar vermesi, bizim ne istediğimizi söyleyebilmesi, ne olduğumuzu tanımlaması gibi.

Biz böyle bir toplum değiliz. Eğer bunlara izin veriyorsak da sonuçlarına katlanmalıyız. Hem de hiç şikayet etmeden. Parmağımızın arkasına saklanarak, toplum için olduğunu iddia ettiğimiz söylemlerimizin arkasında bireysel çıkarlar yatmamalıdır.

Klavye arkasına saklanıp, kahramanlığa soyunarak dünyayı yönettiğimizi zannetmekten vazgeçmeliyiz. Çünkü biz zilyon içinde küçük bir zerreyiz.

Kendimizi dünyaya anlatmaktan vazgeçtik. İnsanları ayrıştırmak için radikal söylemlerin bizi yücelttiğini zannederek yaşamaya çalışıyoruz. Her açıdan hem de. Konunun ne olduğu bağımsız olmakla birlikte yalnızca kendimiz çalıp kendimiz oynuyoruz.

İki fotoğraf, bir iki şatafatlı cümle ile kanaat önderi olduğumuzu zannediyoruz ve bunun üzerinden prim yaparak populizmin dibine vuruyoruz. Sonra da alternatif arayarak, geriye kalanları da aynileştirme gibi bir huyumuz var. Ayrıca sığ düşünceli insanlara da bel bağlıyoruz. Sonra da herkes, herşey aynı diye ağlıyoruz.

Bir bebeğin konuşmadan ses çıkararak ne istediğini anlatmaya çalışması tam da toplum olarak içinde bulunduğumuz durumun özetidir. Su verdiğinde ıııgıgg, oyuncak verdiğinde ıgıggg, yemek verdiğininde ıgıgggg. Toplum olarak konuşmayı artık öğrenmemiz lazım. Kendi derdimizi anlatıp, kendi sorunlarımıza çözüm bulabilmemiz gerekiyor. 

Hepsini bir kenara atıp da ne istediğini ifade edemeyen bir bebek gibi hergün yatıp kalkıp yeni güne uyanıyoruz. Konuşarak, anlatarak kendimizi ifade etmemiz gerekiyor. Olgunlaşması gereken zaman dilimi içerisine çoktan girmemiz gerekiyorken, halen aynı yerde saymanın tek zararlısı biziz. Sadece BİZ.

Pazar günü sandığa gideceğim. Kendi irademi göstermek için. Fikirlerime, düşüncelerime en yakın aday için oyumu kullanacağım.

19 Ekim günü sonuç ne olursa olsun yeni bir gün başlayacak. Sonuç ne olursa olsun, devlet adı altında kurulan, cumhuriyet ilan edilen bu ülkede, sahip olduğumuz ve bizim olan oyumuzun birer vatandaş olarak bize verdiği haklar doğrultusunda yapılanların veya yapılmayanların hesabını her gün sormalıyız. Hem de sonuna kadar, parmağımızın arkasına saklanmadan, geleceğimizi ve Kıbrıs’ı-evimizi-yurdumuzu düşünerek.

BİZİM OYUMUZ, TOPLUMUN İRADESİDİR.

17/10/2020 10:20
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: Aybike Yektaoğlu
MANŞETLER

HK Aybike Yektaoğlu

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.