Yaşadığımız bütün saçmalıkların, pespayeliklerin, bayağılıkların ve vasatlığın sonu istifa ile bitti. Böyle ülke mi yönetilir? Böyle memleket gaylesi mi olur? Bu zamanda, siyasetçi dediğimiz güruh, vatandaşına bunları mı yaşatır? Yaşattılar

Şimdi, hükümet var mı yok mu? Başbakanın dün akşamüstü götürdüğü istifası ile aslında yok. Ama, akşam UBP Genişletilmiş MYK’sının aldığı karara göre var. Kısacası ortada bir istifa yok ama, istifanın tehdidi var. İstifa yok ama, şartı var. Yersen…

Şimdi, “DİK DURUŞ” nedeniyle alkışlanıyor Başbakan faiz Sucuoğlu? Kime karşı dik durmuş? Neyle mücadele ediyor? Adı konmamış bir bir düşman mı var? Neden? Çünkü bu dik duruşun kime karşı yapıldığı söylenmiyor. Bir dik duruş sevinci var ama öznesi yok…

Sunat Atun’a karşı mı? Dik durmaya ne gerek var? Ver disipline, partiden at, suçu varsa… Faiz Sucuoğlu Başbakan ve UBP Genel Başkanı değil mi? Bu partinin kurulları yok mu? Gereğini yapacak yok mu? Sunat Atun kurultayda rakip, ana muhalefet mi? Nedir bu dik duruş alkışı?

Peki, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a mı bu dik duruş? Sunat Atun’un görevden alınma kararnamesini imzaladı diye? Bugün imzalayacak, olmadı yarın imzalayacak. Ersin Tatar’a karşı mı bu dişk duruş? Bu alkışlar koparken bunlara mı inanalım?

Maalesef Başbakan Faiz Sucuoğlu, herhangi bir konuda dik duramadı. Gücü, yöneticiliği, organizasyon yeteneği, otoritesi bir tek, Özer kanlı’ya geçti. Kurultaydan çıkar çıkmaz Kanlı’yı parti genel merkezinden kovaladı, govcaladı, o kadar

Gerisi hep kriz. Geri adım. Olmayanları olur gibi anlatma. Tam olacakken, geri adım atma. Yaşadıklarımıza bakar mısınız? Kısa başbakanlık döneminde sayın Sucuoğlu’nun ülkenin en büyük ekonomik sorunları yaşanırken, atama, torpilli istihdam ve adamcılık devam etti

Bu krizden bir kahraman çıkmaz. Kahraman dediğiniz kriz yaşatmaz, kriz çözer. Faizci çıkar, Sunatçı çıkar, Taçoycu çıkar ama kahraman çıkmaz. Neden? Çünkü bu kavga UBP’lilerin kavgası. Ama halk, sapır sapır dökülüyor, sorunlar altında eziliyor

Bu sürecin, kazananı, “şimdilik” Faiz Sucuoğlu olarak görülüyor. Ersin Tatar ise kaybedeni. Neden? UBP MYK dün, Ersin Tatar’a muhtıra verdi aslında. Kendi içlerinden çıkan ve olası bir kez daha aday olması beklenen Ersin Tatar ile UBP bu krizde yol ayrımına girdi.

Herkes aynı şeyi merak ediyor. Neden imzalamadı Ersin Tatar? Neden “düşünmek” için zaman istedi? Sebebi gayet açık ve net. Yetki ve irade başbakanda ve kabinede başbakanın kabinesi. Tahsin Ertuğruloğlu’suz kabineye onay veren Ersin Tatar, Atun’u alırken de belli ki “danışmak” istedi

İşte, bu “dik duruş” da burada yeni bir tartışma doğuracak. Zira, UBP içerisinde bir grup da bu “dik duruş” zannettikleri tavrı “Türkiye hükümetine” karşı algılanacak şekilde satıyor. Oysa, gecikme nedeni, sayın Tatar’ın inisiyatif kullanmak istememesi, “Türkiye’ye danışayım” tavrı

Dün akşam, ansızın makama gelen Din İşleri Başkanımızın iftar programı vardı. Başbakan, orada Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri’ye konuyu anlatmak, açmak istedi. Sayın Başçeri reddetti. “İç meseleniz, beni/ bizi karıştırmayın” dedi ve konuyu kapattı

Ama biz, iç mesele dediğimiz bu kavgayı, yüzümüze gözümüze bulaştırdık. Kim haklı? Bir yere kadar Atun, bir yerden sonra Sucuoğlu… Kim haksız? Görevden alma kararnamesini imzalamayan Cumhurbaşkanı. Kim kaybeden? Biz, icraat, adım, refah, demokrasi bekleyen KKTC halkı

Bir süreci daha yüzümüze gözümüze bulaştırdık çok şükür. Demokrasi yara aldı, ekonomi yara aldı, bürokrasi yara aldı. Atun cephesi sessiz. Sucuoğlu cephesi, “şimdilik” kazandı. Yeni bir krize kadar. YORUMLARINIZI BEKLİYORUM. GÜNAYDIN…