Yakın zamanda mutlaka patates almışsınızdır. Eminim fiyatlar sizin de dikkatinizi çekti. Hem market raflarında hem de pazarda patates fiyatları uçmuş durumda.

Halkın temel gıda maddelerinden biri olan patatesin kilosu 130-140 TL’yi buluyor. Peki bu halk ne yiyecek? Sofraların vazgeçilmezi olan bu sebzeyi halk nasıl alacak?

Halkın mutfağındaki ateş zaten yeterince el yakarken bir de patates fiyatlarıyla iyice körükleniyor.

Herkesin kolayca erişebilmesi gereken bu temel gıda, lüks bir ürün haline nasıl ve neden geldi?

Bu fiyatlardaki artışın asıl kazananı yine üreticiler değil. Burada hem üretici hem de tüketici kaybediyor. Tarlada kilosu 55 TL’ye tüccara verilen patates, market raflarına geldiğinde 130-140 TL’lik bir etikete kavuşuyor.

Aradaki devasa fark, çiftçiye değil, aracıların ve perakendecilerin cebine giriyor. Artan maliyetler ve düşük kâr marjı nedeniyle üretici, sadece hayatta kalmaya çalışıyor.

Üretici ile tüketici arasındaki aracılar, fiyat artışının başlıca sebeplerinden biri. Nakliye ve depolama gibi maliyetlerin yanı sıra spekülatif fiyat politikaları, patatesi ulaşılamaz hale getiriyor

Patates fiyatlarındaki bu astronomik artışın bir diğer sebebi de tarımda planlama eksikliği.

Gübre, mazot gibi girdiler, fiyatları fırlatıyor. Devletin uzun vadeli bir tarım politikası geliştirmemesi, bu sorunun büyümesine neden olurken patates ülkesinde vatandaşlar patates alamaz hale geliyor.

Tüketici sofrasına bir kilo patates koymak için bir saatlik asgari ücretini harcamak zorunda, Üretici, mazot, gübre ve sulama maliyetlerini karşılamak için borç yükü altında eziliyor.

Üreticiden tüketiciye kadar olan süreçte şeffaf bir fiyatlandırma sistemi kurulup aracıların oluşturduğu fiyat farkı denetlenmezse bu fiyatlar daha da yükselecek.

Sıkı denetim ile fahiş fiyat artışlarına karşı caydırıcı cezalar uygulanmalı.

Devlet, tarımda planlama ve destekleme politikalarını yeniden gözden geçirmeli, üreticiyi destekleyecek somut adımlar atmalı.

Halkın sofrasında temel gıda ürünlerinin yer alabilmesi bir lüks değil, temel bir ihtiyaçtır. Patates gibi temel bir ürünün fiyatının bu denli artması, yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda sosyal bir krizdir.

Bu krizden çıkışın yolu, sürdürülebilir tarım politikaları, etkin denetim ve üretici ile tüketiciyi koruyan bir ekonomik yaklaşımdır.

Aksi takdirde, sofralarımızdaki patates yalnızca fiyatıyla değil, eksikliğiyle de gündeme gelmeye devam edecektir.