Bu ülke 1974’ten sonra belki de en kötü günlerini yaşıyor ama bazı kesimler sanki de ortada hiçbir sorun yokmuş, her şey yolundaymış gibi davranıyor.

   Hükümet edenlerin başarısızlıklarını örtmek için bize pembe tablolar çizmeye çalışmasını anlıyorum da onlara inananlara anlam veremiyorum.

   Gerçi gerçekten inanıyorlar mı, çıkarları çerçevesinde inanır gibi yapıyorlar mı, her daim vazgeçemedikleri yalakalığa devam ediyorlar mı bilemiyorum ama böyle bir zamanda halen böyle davrananları görmek üzücü…

    Sosyal medyaya bakıyorum, bazı kesimler aslanlar gibi yanlışı savunuyor, sorunları ve sorunlu kesimleri görmezden geliyor. Şimdi birkaç örnek verelim isterseniz...

    Her fırsatta “gerçek anlamda ilçe olamadık” diye serzenişte bulunan Lefkeliler, eksiklikleri, sorunları anlatıyorlar bildiğiniz gibi.

    İşte tam da istekileri gibi, hastanın ayağına doktor geldi; Başbakan, bazı bakanlarla bölgeyi ziyaret etti.  

   Bugüne kadar bölge için hiçbir şey yapmayan ülke yöneticileri Lefkelileri nasıl ikna etti acaba?

   Başbakan Ersan Saner, bölge halkına Kıbrıs sorununu anlatarak, “Biz Filistin olmayacağız” diyerek, Lefke- Güzelyurt yolunu bitireceklerini söyleyerek tüm sorunları çözmüş mü oluyor?

    Türkiye’den gelen suyun Güzelyurt ve Mesarya ovalarına büyük katkı sağlayacağı repliğini bin kez tekrarlayarak sorunlar mı çözülürmüş?

     Peki döviz krizi için ne yapıyor hükümet? Gündemlerine hiç aldılar, “ne yapabiliriz?” diye kafa patlattılar mı? Hayır öyle bir şey yok. Sterlin 12 TL’yi geçti, Euro 11 TL’ye dayandı, hükümette tık yok.

     Zor durumdaki iş çevrelerine, esnafa, perakendecilere ne gibi katkılar yaptılar?

     İş yerini kapatan ya da kapatmakla yüz yüze kalan insanlar, işsiz kalan emekçiler için yapılan hiçbir şey yok.

    Borç altında ezilen, çalışmadığı, kazanmadığı için hapislikle karşı karşıya kalan mazbata mağdurları için var mı bir formülleri? Hayır yok…

    Akaryakıta, tüp gaza yapılan zamların hayatı ne kadar zora soktuğunun farkında mıdırlar? Hiç sanmam. Bir taraftan zam yapıp, diğer taraftan çalışanın hayat pahalılığı ödeneğini kesmeye çalışıyorlar.

    Başka tuhaf neler var acaba? Ne olacak, ülkede neredeyse tüm kesimlerin tepkisini çekmiş, milliyetçileri, TMT’cileri de çıldırtmış, Kıbrıs Türk toplumu lideri Dr. Fazıl Küçük’ün ve Birinci Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın ailelerinin sert tepkilerine neden olmuş “Bir Zamanlar Kıbrıs” dizisine halen ülke yöneticilerinden övgü geliyor.

    Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, dizide oynayan Kıbrıslı Türkleri kabul ediyor ve herkesin aksine diziye halen övgü düzüyor, toplumu tepki koyduğu halde. Dizi ekibine de “eleştirileri dikkate alıp, devam eden bölümlerde düzeltmelerini” tavsiye ediyor. Halbuki dizi yapımcı ve yönetmeni haftalardır diziye yapılan eleştirileri zerre dikkate almıyor. Toplumun gördüğünü Cumhurbaşkanı Tatar göremiyor mu, yoksa işine mi böyle geliyor?

    Bu arada, Anıtlar Yüksek Kurulu’ndan izin alma gereği duyulmadan Mağusa’da tarihi surlarının üzerine beton döküp iki bayrak dikmek büyük marifet sayılıyor ve eleştiri yapanlara da “bayrak düşmanı” deniyor. Yıllardır bayrağın ardına saklanarak yapmadığınızı bırakmadınız, halen bayrak üzerinden imaj yaratmaya çalışıyorsunuz.

    Ülkede bütün sorunlar bittiydi de tarihi surların üzerine beton döküp bayrak dikmek kaldıydı. “Bayrağımıza dil uzatıyorlar” diyenler de aynı çevreler, “bakımsızlıktan dökülen tarihi eserlerin restore edilmemesine ses çıkarmıyorsunuz ama bayrağa ses çıkarıyorsunuz” diyenler de aynı çevreler…

    Bayrak sevgisi, öyle her yere bayrak dikerek, daha büyük dikerek kanıtlanmaz. Organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in anlattıklarını duyuyorsunuz işte; bayrağın, sözde vatan sevgisinin ardına saklananlar neler yapmış neler? Bayrağın arkasına saklanıp cinayetler işlendi, görmüyor musunuz?

    Ha tarihi eserlerin dökülüyor olmasına, restore edilmemesine ses çıkarılıyor, sıkça gündeme geliyor, gazeteler sıkça bunları haber yapıyor ama bunlarla ilgilenmeyen de hükümet. Bakmadığınız dökülen tarihi eserlerin her tarafını bayrak doldursanız ne yazar? Kara bulutlar arasında pembe tablolar çizmeye çalışıyorsunuz ama çabanız boşuna. Böyle tuhaflıklar daha çok var, yığınla sorunlar beklerken, pembe tablolar çizilmesi de gerçekten çok can sıkıcı…