Yeni hükümetler kurulduğunda genellikle gazeteciler, sektör temsilcilerine hükümetten beklentilerini sorarlar, gazetelerde bu yönde haberler yer alır.

   Yine öyle oldu, birkaç gazetede bu haberleri okudum.

   Sektörlerin beklentilerine baktım; yeni yasa isteyenler var, reform isteyenler var, kalkınma planları önerenler var, politika değişikliği beklentisi olanlar var, eski zaman modeli bürokrasinin bitmesini ve tamamen dijital işlemlerin başlamasını isteyenler var, devlet işlerinde merkeziyetçiliğin bitmesini isteyenler var… Talep çok…

    Tabii sektör temsilcileri hem kendi sektörlerini ilgilendiren sorunların hem de ortak sorunların çözülmesini istiyor.

   İsteklere baktığımız zaman ise yıllardır aynı şeylerin istendiğini, bir türlü çözülmeyen sorunları hiç usanmadan sıraladıklarını görüyoruz.

    Aslında tüm sektörlerin sorunlarına ve taleplerine baktığımız zaman; tüm bunlar yapılabilse bambaşka bir devlet ortaya çıkar.

    Aslında talepleriyle “yeniden dizayn” öneriyorlar.

    Evet bu ülkede her şeyi sil baştan değiştirmek gerekiyor…

    Bugüne kadar yapılanları bir tarafa bırakarak, dikkate almayarak yeni bir şey yaratmak…

    Ülkedeki yapı o kadar kötü ve orası burası o kadar bozuk ki tamir edilebilecek gibi değil.

    En iyisi yıkıp yeniden yapmak lazım…

    Mevcut sistemin üzerine derme çatma yerleştirmeler olmuyor işte görüyorsunuz.

    Neresini tutsak elimizde kalıyor, her taraf dökülüyor.

    Ülkede iyi bir şeyden bahsetmek neredeyse mümkün değil.

    Halbuki Covid-19 salgını başladığında, o kapanmaların olduğu günlerde, önce kamu düzenini değiştirmekten söz eden, daha sonra hedefi daha da büyütüp, bir bütün olarak devlet düzenini de değiştirmek için bunun bir fırsat olduğunu söyleyen siyasiler, devlet yöneticileri olmuştu.

    Yanlışlarımızdan da ders alarak, yepyeni sayfalar açabileceğimiz söylenmişti.

    “Pandemi bir vesile olabilir kendimizi düzeltmek için” diyorlardı.

    Öyle olmadı tabii ki… Ben zaten öyle bir şey olabileceğine hiç ihtimal vermemiştim.

    Seçimler ve kurultaylar nedeniyle, ülkeyi yönetenler ezberlerine devam etti.

    Normal zamanda ne yaptılarsa, salgın zamanı da aynısını uyguladılar.

    Bir taraftan birçok yükümlülüklerini yerine getiremediler ama diğer taraftan seçimler ve kurultaylar nedeniyle partizanlığa devam ettiler.

    Hem de normal zamandan bile beter bir şekilde bir taraftan partizanlık, diğer taraftan popülizm gördük…

     Hatta cumhurbaşkanlığı seçimini düşünün, partizanlık da yetmedi, seçime müdahaleyi de çağırdılar…

     Ülkeyi yönetenlerde değişim isteği hiç olmadı; çünkü bozuk, çarpık düzende iktidarlarını daha rahat sürdürebiliyorlardı, öyle de oldu zaten…

     Düşünebiliyor musunuz, pandemi nedeniyle Sağlık Bakanı’na personel istihdam etme yetkisi verildi ve o gitti bunu bile partizanca yaptı, kendi taraflılarını topladı, böylesine önemli bir zamandaki önemli istihdamı kendine seçim avantajına dönüştürdü.

     İstihdam edilen kişiler, ihtiyaç olmayan yerlere gönderildi, kimisi bir süre işe bile gitmedi.

    Benzer zihniyet, başka alanlarda da kendini gösterdi, hele azınlık hükümeti dönemi yönetenler, akıl almaz işlere, fiyaskolara neden oldu.

   Peki halk ne yaptı? Tüm bu olanlara onay verdi… Aynı kişileri ve aynı partileri yeniden seçti.

   Şimdi bakıyorum, herkes değişim istiyor; yeni yasalardan, reformlardan, yeni politikalardan, kalkınma planlarından söz ediyorlar. Peki bunu kim, nasıl yapacak? Yapma niyetleri ya da yetenekleri var mı ki?

    Beklentiler kısa süre sonra hayal kırıklığına dönüştü. Başta elektrik ve akaryakıt olmak üzere fahiş artışlardan, zincirleme zamların yarattığı ve önümüzdeki günlerde daha da yaratacağı yıkımdan söz ediyorlar.

    Ülkenin çoğunluğu bu bozuk düzenin devamını istemiştir, yönetenler de bunu yapıyor zaten.

    Ülkeyi yönetenlerin zihniyetine, yönetim anlayışına baktığımız zaman, mevcut sorunları çözebilecek yetenekleri ya da sil baştan yeni bir sayfa açabilecek iradelerinin olduğunu söylemek pek mümkün değil. Bu yönde ışık da vermiyorlar…

     Şu sıralar KKTC, fırtınaya kapılmış, nereye gittiği belli olmayan ve her an batabilecekmiş izlenimi veren bir gemi gibi…