Bülent Ersoy’un müzisyenleri Almanya’ya, İngiltere’ye de sahte PCR’la girmeye cesaret eder miydi?

ads ads ads ads
05/10/2021

ads

Ali Baturay Ali Baturay


   Türkiye’nin ünlü ses sanatçıları sadece Kıbrıs’ta konser vermiyor, Türklerin yoğun olarak yaşadığı Avrupa ülkelerinde de konserler veriyorlar.

    Örneğin Almanya’da, Hollanda’da, Avusturya’da… Zaman zaman oralarda konser verdikleri ve oldukça da ilgi gördükleri, gazetelerde veya televizyonlardaki magazin programlarında haber oluyor.

    Bülent Ersoy, yaklaşık bir ay önce Kuzey Kıbrıs’a değil de Türklerin yoğun olarak yaşadığı Almanya’ya, Fransa’ya, Hollanda’ya, Danimarka’ya, İngiltere’ye konser vermeye gitmiş olsaydı, müzisyenleri o ülkelere sahte PCR ile girmeyi dener miydi sizce?

    Bence kesinlikle KKTC dışında bir ülkede böyle bir şey yapmaya cesaret edemezlerdi. Ancak KKTC’ye gelirken yaptılar, sahte PCR ile ülkeye girmeyi denediler… Sonuçta yakalandılar, mahkemeye çıkarıldılar ve hapse mahkûm oldular…

    Yakalanmak, mahkemeye çıkarılmak, yargılanmak ve hapse mahkûm olmak hiç hesapta yoktu. Neden bunlar hesapta yoktu biliyor musunuz? Çünkü onlara bu sahte PCR’ları hazırlatanlar, “Siz uğraşmayın, burası KKTC, burada her şey olur, biz hallederiz” demiştir.

    Onlara bu sahte PCR’ları hazırlatanlar aslında KKTC’ye saygı duymuyor, aslında burada kural, kanun/ yasa, tüzük gibi şeylerin önemli olduğuna inanmıyor, aslında o sahte PCR’ları hazırlatanlar, en az o sahte PCR’lar kadar sahte bir devlet olduğuna inanıyor burasının…

    Paraları ile her şey yapabileceklerine ve sözlerini geçirebilecekleri yetkililer olduğuna inandılar, o nedenle en fazla 100 TL veya 200 TL’ye yapılabilecek bir PCR’ın sahtesini yapmayı tercih ettiler.

    Mesele PCR’ın ücreti değil zaten. Müzisyenlere sahte PCR hazırlatanlar, PCR ücretinden kurtarmak için yapmadı bunu, hatta PCR ücretinden çok daha fazlasını ödeyerek sahtesini hazırlattılar.

      Neden biliyor musunuz? Bu ülkeye, bu ülkenin yetkililerine ve yasalarına saygı duymadıkları ve inanmadıkları için… Bu ülkeden ekmek yiyorlar, para kazanıyorlar ama bu ülkenin hiçbir şeyine saygı duymuyorlar.

     Müzisyenlerin başını yakanlar; “Niye gidesiniz de PCR için zahmet edesiniz, ağzınıza, burnunuza çubuk soksunlar? Siz rahat olun, biz size zahmetsiz hallederiz” demiştir ve bunun için sahte PCR hazırlatmıştırlar…  

      Eğer bu ülkeye saygı duysalardı, eğer bu ülkenin kurallarından, yasalarından, tüzüklerinden, polisinden, yargısından çekinselerdi, bu sahteciliği yapmayacaklardı ama korkmuyorlar çünkü KKTC’yi Türkiye’nin arka bahçesi olarak görüyor ve yetkililerine de her şeyi yaptıracaklarını sanıyorlar…

      KKTC Cumhurbaşkanının, Başbakanının, sabah akşam Türkiyeli yetkililere şükran çekmesi, oradan gelen her isteği, buraya uyup uymadığına bakmadan ve onlara uymadığını söyleyemeyerek yerine getirmeye hazır olması, hatta bazen öyle bir talep de olmadan gönüllü yapmaları, işte bu sahte PCR’ları hazırlatanları da yanılttı… Bu şükran kalabalığı içinde ne yaparlarsa normal sayılacağını, müzisyenler yakalanırsa da birilerinin onları kurtaracağını düşündüler.

     Tabii ki bu kez evdeki hesap çarşıya uymadı… Evet bu ülkede birçok kansunsuz şey kapatılıyor, “araştırılıyor, soruşturuluyor” deyip de hasıraltı ediliyor, unutturuluyor… Nüfuzlu kişiler araya girebiliyor ancak, tüm bunlara inat bu ülkede görevini yapan, yapmak isteyenler de var ve görevlerini yaptılar… Konu medyada geniş şekilde yer alınca, kamuoyuna mal olunca bu kez saklanamadı, önüne geçilemedi…

   Bülent Ersoy’un 21 müzisyeni, KKTC’nin bir devlet olduğuna inanmayan ve burada her istediğini yapabileceğini düşünen kişilerin kurbanı oldu. “Sıradan küçücük bir torpil olarak” gördükleri sahte PCR, hapislikle son buldu…

   Bülent Ersoy da bir ara KKTC’de her şeyin kolay olduğunu sanıp, salladı; “Onları kurtarmak için gerekirse servetimi ortaya dökerim” gibisinden şeyler söyledi ama o da anladı ki bazı şeyler için bazen para yetmiyor…

   Orkestra şefine 45 gün, diğer müzisyenlere birer ay hapislik geldi, müzisyenler şok oldu, mahkeme koridorlarında kendilerine yöneltilen kameralara konuşurken hem onları kurtarmak için servetini ortaya koyacağını söyleyen Bülent Ersoy’a hem de konser verdikleri otelin görevlilerine tepki gösterdiler, “Yaktınız bizi” dediler.  

    Sahte belge hazırlamak da sahte belge kullanmak da suç… “Ortada insan sağlığını riske atacak bir durum da var” diyenler oldu… Olabilir, elbette “sağlığı ilgilendiren, başkalarını riske atan bir durumda sahtecilik hiç yapılmamalı” da diyebilirsiniz ancak belgede sahtecilik her durumda suçtur.

    Yalnız KKTC’de değil, dünyanın her yerinde suçtur, cezası vardır… Ancak esas sorun olan ve üzerinde durulması gereken şudur; Almanya’ya, Fransa’ya, Hollanda’ya, Danimarka’ya, İngiltere’ye giderken sahte PCR hazırlama imkanını ve cesaretini bulamayanlar KKTC’ye gelirken neden bu cüreti kendinde buluyor, neden onlara aracılık yapanlar bu rahatlığı ve cesareti gösterebiliyor?

     Bu cüreti gösterenleri şımartan kimdir ve tüm bunlar olurken, arada görülmeyen, sıyrılan, kayrılan birileri olduğunu düşünüyor kamuoyu… Müzisyenler cezasını çekecek ama onlara torpil yapamaya yeltenenlerin ve bu kişileri şımartanların görünmez olması can sıkıyor, vicdan yaralıyor…  

05/10/2021 21:42
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: Bülent Ersoy’un müzisyenleri Almanya’ya, İngiltere’ye de sahte PCR’la girmeye cesaret eder miydi?
MANŞETLER

HK Ali Baturay

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.