Çavuşoğlu:Rum kesimi Kıbrıslı Türklerle işbirliği içinde olmalı

ads ads ads ads
11/12/2019

ads
Çavuşoğlu:Rum kesimi Kıbrıslı Türklerle işbirliği içinde olmalı

TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye’nin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi hariç Akdeniz’e kıyısı olan ülkelerle anlaşabileceğini, Rum kesiminin Kıbrıs Türk halkıyla, Yunanistan’ın da Türkiye ile iş birliği arayışı içinde olması gerektiğini vurguladı.

Çavuşoğlu, Suriye’de yönetim bulunmadığı için bir anlaşmanın şu anda imkânsız olduğunu, Mısır ile de halklar arasında sorun olmamasına rağmen yönetimle sıkıntılar yaşandığını ifade etti.

Bakan Çavuşoğlu, Mısır ile anlaşma ihtimali konusunda, “Yarın çıkarlar örtüşürse niye olmasın. Şartlar oluştuğu zaman Akdeniz etrafındaki ülkelerle çalışırız, ortak bir noktaya gelirsek anlaşmaları imzalarız.” dedi.

Çavuşoğlu, ABD Başkanı Donald Trump’ın, ABD halkının parasını YPG’ye verilen yardımlara harcamak istemediğini belirterek, “ABD’nin YPG’ye öyle veya böyle verdiği her yardım, esasen bir suçtur. Bu terörizmin finansmanına girer. O nedenle ABD, YPG’nin PKK’nın Suriye kolu olduğunu kabul etmesine rağmen belgelerde yer almasına karşı çıkıyor.” ifadesini kullandı.

Çavuşoğlu, A Haber canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Libya ile deniz yetki alanlarının belirlenmesine ilişkin imzalanan mutabakat zaptını ve Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki kıta sahanlığını harita üzerinde anlatan Çavuşoğlu, Türkiye’nin daha önceki kıta sahanlığı içindeki parsellerini, Rum kesiminin ruhsat verdiği alanları, Türkiye’nin sondaj çalışması yaptığı 7. parseli ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığına (TPAO) ruhsat verdiği alanları gösterdi.

Çavuşoğlu, Libya’nın yeni belirlediği kıta sahanlığına da işaret ederek, haritada belirtilen batı sınırlarının da belli olduğu Türk kıta sahanlığını anlattı.

“Eğer bizden izinsiz herhangi bir araştırma için girmeye çalışan olursa, o zaman askeri tedbirler dahil olmak üzere, engellemek kararlılığında mıyız?” sorusuna Çavuşoğlu, “Elbette. Sondaj ya da sismik araştırmadan bahsediyoruz. Engelleme hakkımız var.” yanıtını verdi.

“(ASKER GÖNDERİLMESİ) LİBYA’DAN TALEP GELİRSE DEĞERLENDİRİRİZ”

Çavuşoğlu, Libya’ya asker gönderilmesinin söz konusu olup olmayacağına ilişkin soru üzerine, Libya’da BM’nin tanıdığı Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin (UMH) meşru olduğunu ve Türkiye’nin de Libya ile ilişkilerini meşru yönetim üzerinden sürdürdüğünü söyledi.

Bakan Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Mutabakat zaptını imzalarken aynı zamanda askeri ve güvenlik anlaşmasını da mutabakat zaptını da imzaladık. Bu neyi içeriyor? Eğitim, öğretim, teknik bilgi paylaşımı gibi alanları kapsıyor. Asker göndermeyle ilgili konuda ise zaten Sayın Cumhurbaşkanımız başkomutan olarak kendisine yöneltilen bir soruya cevaben, ‘Eğer Libya hükümeti böyle bir talepte bulunursa bunu değerlendiririz’ dedi. Böyle bir talep henüz Libya’dan gelmemiştir. Libya’dan gelirse tabii ki uluslararası hukuk ve Libya ile olan ikili anlaşmalarımız çerçevesinde Türkiye bunu değerlendirebilir.”

“RUS PAZARI OLABİLİR, DİĞER ALTERNATİFLER OLABİLİR”

Türkiye-ABD ilişkilerinde “F35’ler konusunda olumsuz bir tablo olur da bize bunları satmayı, vermeyi reddederlerse o takdirde Türkiye’nin elindeki koz ne olabilir?” şeklindeki soru üzerine Çavuşoğlu, Türkiye’nin hava savunma sistemine olduğu gibi, savaş uçaklarını yenilemeye de ihtiyacı olduğunu dile getirdi.

Bakan Çavuşoğlu, şunları kaydetti:

“En kötü senaryoyu konuşuyoruz, F35’i alamazsak bu sefer alternatiflere bakmak durumundayız. Tıpkı Patriot ve diğer sistemleri müttefiklerimizden uzun süre çaba sarf etmemize rağmen alamadığımız için diğer arayışlara girdiğimiz gibi. O arayışlar neticesinde de teknoloji ve fiyat bakımından orta ve uzun vadede teknoloji transferi dahil, tüm açılardan en uygun teklif Rusya’dan geldiği için S400 aldık.” 

“F35’lerin alternatifinin yine Rus pazarı olup olmayacağı” yönündeki soruya ise Çavuşoğlu, “Rus pazarı olabilir, diğer alternatifler olabilir.” cevabını verdi.

“ABD’NİN YPG’YE ÖYLE VEYA BÖYLE VERDİĞİ HER YARDIM SUÇTUR”

Çavuşoğlu, ABD’nin Suriye’de terör örgütü YPG ile iş birliğinin devam ettiğini, ABD askerlerinin petrol kuyuları etrafında bulunduğunu belirterek, “Petrole sahip çıktıklarını söylüyorlar. Belki de orada Suriye halkına ait olan petrol kaynaklarından elde edilecek hukuk dışı gelirle finanse edecekler. Orasını net bilmiyorum.” diye konuştu.

ABD Başkanı Donald Trump’ın ABD halkının parasını YPG’ye verilen yardımlara harcamak istemediğini vurgulayan Çavuşoğlu, ABD’nin güvenli bölgenin büyük kısmından çekildiğini ifade etti.

Çavuşoğlu, “ABD’nin YPG’ye öyle veya böyle verdiği her yardım, esasen bir suçtur. Bu terörizmin finansmanına girer. O nedenle ABD, YPG’nin PKK’nın Suriye kolu olduğunu kabul etmesine rağmen belgelerde yer almasına karşı çıkıyor.” diye konuştu.

ABD ve Rusya’nın Türkiye’yle vardıkları mutabakatın gereğini yerine getirmesini beklediklerini vurgulayan Çavuşoğlu, Türkiye’nin güvenli bölgede karşısına çıkan terör unsurlarını yok ettiğini bildirdi.

Çavuşoğlu, Rusya’nın da YPG’nin bu bölgeden çekilmesi için talimat verdiğini, Putin’in, “Teröristler çekilmezse biz geriye çekiliriz. Siz Türkiye olarak onları bölgeden temizlersiniz. Bu hakkınız var.” dediğini aktardı.

“Rusya ile ortak operasyon olabilir mi?” sorusuna Çavuşoğlu, “Rusların YPG’ye yönelik ortak operasyona gireceğini tahmin etmiyorum.” karşılığını verdi.

NATO SAVUNMA PLANLARI EŞ ZAMANLI YAYIMLANACAK

Çavuşoğlu, NATO’da Baltık ülkeleri ve Polonya için hazırlanan savunma planları konusunda Türkiye’nin taviz verip vermediği sorusu üzerine, bu konuda yanlış anlaşılma olduğunu söyledi.

NATO savunma planlarında doğuda Rusya’nın tehdit görüldüğünü, güneyde Türkiye için terör tehditleri bulunduğunu dile getiren Çavuşoğlu, NATO’ya ait istihbarat belgeleriyle ortaya çıkan raporlarda, YPG/PKK’nın Türkiye’ye yönelik tehdit olarak bulunduğunu vurguladı.

Çavuşoğlu, savunma planının yayımlanması için askeri komite ve NATO Konseyinden geçmesi gerektiğini, iyileştirilmesi için tekrar askeri komiteye gittiğini daha sonra Avrupa Müttefik Kuvvetler Yüksek Komutanlığınca (SACEUR) yayımlandığını belirterek, “Önemli olan güvenliğin bölünmezliğidir. Türkiye’nin güvenliğiyle Baltıkların ve İskandinavların güvenliği eşittir.” dedi.

Türkiye için hazırlanan savunma planının yayımlanma aşamasında ABD ve bazı ülkelerin itirazına maruz kaldığını hatırlatan Çavuşoğlu, Türkiye’nin de güvenliğin bölünmezliği ilkesinden hareketle Baltık ve Polonya’ya yönelik planı yayımlanma aşamasından önce bloke etmek zorunda kaldığını söyledi.

Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

“Bu bizim teklifimiz üzerine değil. NATO’nun bizzat kendi tespitiyle YPG/PKK, bu raporlara ve savunma planına girdi. Bizimki yayımlanma aşamasında bekliyor ama Baltık ve Polonya’nınki Konsey aşamasındaydı. Konsey aşamasında izin verdik. Şimdi hem Baltık ülkelerinin hem bizim planımız aynı odada yayımlanmayı bekliyor. Bizimki yayımlanmadan diğeri de yayımlanmayacak. Burada bir taviz yoktur, küçük bir jest vardır. İkisi eş zamanlı yayımlanacak.”

“ÇIKARLAR ÖRTÜŞÜRSE NİYE OLMASIN”

Akdeniz’de deniz yetki alanları sınırlandırması konusundaki soru üzerine Çavuşoğlu, Türkiye’nin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi hariç Akdeniz’e kıyısı olan ülkelerle anlaşabileceğini, Rum kesiminin Kıbrıs Türk halkıyla, Yunanistan’ın da Türkiye ile iş birliği arayışı içinde olması gerektiğini vurguladı.

Çavuşoğlu, Suriye’de yönetim bulunmadığı için bir anlaşmanın şu anda imkânsız olduğunu, Mısır ile de halklar arasında sorun olmamasına rağmen yönetimle sıkıntılar yaşandığını ifade etti.

Bakan Çavuşoğlu, Mısır ile anlaşma ihtimali konusunda, “Yarın çıkarlar örtüşürse niye olmasın. Şartlar oluştuğu zaman Akdeniz etrafındaki ülkelerle çalışırız, ortak bir noktaya gelirsek anlaşmaları imzalarız.” dedi.

“EGE’DEKİ ADALARIN TÜRKİYE’Yİ HAPSETMESİNE İZİN VERMEYİZ”

Yunanistan ile Ege’deki sorunları aşabilmek için istikşafi görüşmeler başlatıldığını ancak bunun Çipras yönetiminde devam etmediğini anımsatan Çavuşoğlu, Yunanistan’ın hazırlattığı Seville haritasının Atina yönetiminin niyetini gösterdiğini söyledi.

Çavuşoğlu, Türkiye’nin kalıcı diplomatik çözüm istediğini, Yunanistan’ın tek taraflı adımlarını kabul etmeyeceğini vurgulayarak şunları kaydetti:

“Meis Adası’nın hemen karşısındaki Antalya ve Kaş’ın ya da Ege’deki küçük adaların Türkiye’yi o bölgeye hapsetmesine müsaade etmeyeceğimizi tarihten bu yana ortaya koyuyoruz. Yunanistan, bizimle anlaşmaya varsa biz buna hazırız. Oturur konuşuruz. Biz gerginlikten yana değiliz. Uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarımızdan yanayız.”

(BRT/AA)

11/12/2019 16:20
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS:
MANŞETLER

HK KIBRIS

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.