Cenevre, asla “son” olmayacaktır…

ads ads ads ads
29/12/2016

ads

Hüseyin Ekmekci Hüseyin Ekmekci


Cumhurbaşkanı Mustafa Aökıncuı, uzun üredir, “Cenevre son şans olabilir” diyor.

Katılmıyorum.

Ya da öyle olacağını düşünmüyorum.

Sayın Akıncoı, ortaya ciddi bir çaba koyuyor.

Ekibi de öyle.

Akıncı’nın şu dediği çok doğru:

“Biz Sayın Anastasiades’le aynı yaş kuşağının insanlarıyız. Bizim kuşağın aslında son denemesini yapıyoruz. Diplomaside hep söylenir. Nokta yoktur, denir. Virgüldür, noktalı virgüldür. Yani süreç devam eder. Ama artık o kadar uzun sürdü ki bu iş.

Genç kuşaklar birbirlerini tanımadan, birbirlerinin lisanını bilmeden yetişiyor. Birbirlerinin bölgelerini turist gibi gidip gezip geliyor. Birbirine yabancı iki toplum yetişiyor. Bunlar bir araya gelemez daha sonra.”

Belli bir siyasi dönemin temsilcileri…

Akıncı ve Anastasiadis.

Sayın Akıncı, kısa sürede ortaya konan bu insan üstü çaba nedeniyle yorulmuş olabilir.

Cenevre’yi, “doğal takvim” nedeniyle “son” olarak görebilir…

Ancak…

Güvenlik ve garantiler, “yeni bir formül” için, ilk kez masada olacak.

Bu da “o an” çözülmezse, kısa bir süre içerisinde tarafların yeniden bir araya gelmeleri için yeni bir zemin teşkil edecek.

Erdoğan’a baskı

Cenevre öncesi, perde gerisinde yoğun bir çaba var.

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirveye gideceğini açıkladı.

Yunanistan Başbakanı Çipras’ın da gitmesi beklentisi var ama henüz açıklama yok.

Çipras’ın zirveye gitmesi için baskı yapılması gerekirken…

Özellikle uluslar arası camia, “Erdoğan katılmasın” diye bir çaba içerisinde.

Zirvenin “dışişleri bakanları düzeyinde” bırakılması için…

Erdoğan, kararlı bir şekilde gideceğini açıkladı.

Erdoğan, “başarısız olacak bir zirve için” gidecek değil herhalde…

Bu nedenle, perde gerisinde hummalı bir çalışma var.

Eide Cenevre öncesi, hem Ankara hem de Atina’ya gidecek.

Yunanistan Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Ankara’da en üst düzeyde ağırlandı.

Ve sıkı durun…

Yunanistan ve Türkiye Dışişleri Bakanları da Cenevre’de “beşli konferansın” başarısız olmaması için görüşüyor.

Ciddi bir savaş…

Diplomatik anlamda ciddi bir savaş veriliyor.

Türkiye’nin bu süreçte yapıcı tutumu devam ediyor.

Öyle ki, Yunanistan’ın ve Güney Kıbrıs’ın liderler düzeyindeki açıklamalarına cevap verilmiyor.

“0 garanti, 0 asker” söylemlerine Türkiye’nin cevabı yok.

Dışişleri bakanı konuşuyor, “çözüm” diyor…

Kıbrıs İşlerinden sorumlu bakan konuşuyor, “çözüm” diyor…

Cumhurbaşkanı konuşuyor, “çözüm” diyor…

Yalnız…

Sadece uluslar arası alanda değil…

Kıbrıs’ın kuzeyinde ve güneyinde de “çözüm karşıtı” bir dalga devrede.

Liderler “çözüm” için masaya oturma derdinde olsa da…

Özellikle Türkiye’ye gitmek için “çözüm karşıtları” sıraya girmiş durumda.

Güneyde de durum farklı değil.

Mucize deneniyor

Bölgesel gelişmelere şöyle bir bakın…

Türkiye hızla Rusya ile yakınlaşıyor.

AB’den uzaklaşıyor.

“ABD’nin candarması” diye suçlanan Türkiye, Rusya ile ortak operasyonlar yapıyor.

İngiltere sadece kendi üslerinin peşinde…

Yunanistan “bana ne garantörlükten. Benim derdim bana yeter” duruşunda…

Bu tabloda, “çözüm” üretmek, gerçekten mucizelere bağlı…

Elbette bu tabloya, kuzeyde ve güneyde çözüm karşıtı duruşları ile çaba harcayanları da ekleyebilirsiniz.

Akıncı yorulmamalı…

“Cenevre son şans” benim hoşuma gitmeyen bir söylem.

Sayın Akıncı umarım kendisi yorulmadı…

Ama Cenevre asla bir son şans olmayacak.

Mucize, 12 Ocak’ta beşli konferansın toplanması ve bir çözüm üretmesi…

Referandum sürecinin başlaması…

Erdoğan da orada olacak.

Başarısız olmaması için perde gerisinde yoğun bir çaba var. İki lider 4 Ocak’ta Cenevre öncesi “planlanmış” son kez bir araya gelecek.

9 Ocak’a kadar, insanüstü bir çabaya daha ihtiyaç var.

Kıbrıs Türk tarafı da…

Rum tarafı da…

Türkiye de…

Hele sayın Akıncı… Hiç yorulmamalı…

Pozitif tek unsur Türkiye

Kabul eder ya da etmezsiniz ama…

Şu anda ortada tek pozitif unsur Türkiye’nin çözüme verdiği destek…

Yunanistan ve Rum liderliğinin yaptığı açıklamalara neden halen daha “one minute” çekilmediğini anlayabilmiş değilim ama hiç de şikayetçi değilim.

Ancak…

Bölgesel, iç sorunlar, garantörlerin durumu derken…

Çözüm için elde en pozitif noktanın Türkiye’nin çözüm sürecine desteği olduğunu görmemezlikten gelemeyiz…

Yeni bir süreç başlayacak

Cenevre sonrası her halükarda, “yeni” olacak.

Ya “referandum” süreci başlayacak.

Ya da güvenlik ve garantilerde farklı şeylerin konuşulacağı yeni bir dönem.

Kıbrıs sorunu çözümlenebilirse ne ala?

Çözülmez ve süreç yakın geleceğe taşınırsa karalar bağlamaya gerek yok…

Örneğin.. Cenevre’de görüşme başlar… Kartlar masaya konur. Biterse, zil takıp oynanır…

Bitmezse…

Ocak ayı içerisinde yeniden bir araya gelinebilir.

Mont Pelerin’de yaşadığımız gibi…

Ağlayarak dönmeye, ya da “oh be çözülmedi” diyerek oynamaya gerek yok.

Ancak…

9-12 Ocak arasında devam edecek sürecin başarıya ulaşması lazım.

Ki… Konferans başarıya ulaşabilsin.

Zaten ötesi, konferansın bileceği iş. 

29/12/2016 13:58
Bu habere tepkiniz:
Habersiz kalmamak için Telegram kanalımıza katılın
ad
ad
TAGS: hüseyin ekmekçi
MANŞETLER

HK Hüseyin Ekmekci

© 2024 Haber Kıbrıs Medya Danışmanlık ve Matbaacılık Ltd.