CİDDİ BİR BÜTÇE AÇIĞIMIZ VAR VE BUNU KAPATACAK BİR TÜRKİYE YOK. HÜKÜMET DE MECLİS DE BU KRİZİN FARKINDADIR UMARIM…

TÜRKİYE’DEN KIBRIS İÇİN YAPILAN DEPREM HABERLERİNİ BOŞ VERİN. ZEMİN ZEMİN ÜLKEYİ BİLEN KENDİ BİLİM İNSANLARIMIZA KULAK VERİN

Şimdi sırası mı bilmem; ama bu memlekette “böyle gelmiş böyle gider” havası devam ediyor. Üzüldüğüm nedir biliyor musunuz? Bu felaket ortamı bizlere gösteriyor ki; birbirimize iyi bakma dışında yapacağımız fazla bir şey yok

Çökmüş bir kamu yapısı var. Kamuda, birçok noktada yetişmiş personel emekliye ayrılıyor. İnanılmaz bir emeklilik furyası var. İş bilen, vatandaşın sorununu anında çözen, proje uygulamada başarılı, okulda yetenekli birçok insan kamu hizmetine veda ediyor

Zaten, siyaset kamuda yeteneği esir almış. Her noktaya “liyakat” değil, “partililer” yerleşmiş. Böyle bir ortamda bekliyoruz ki, devlet hızlı hareket etsin, yara sarsın, tedbir alsın, geleceği planlasın, kaynak yaratsın. Olmayacak.

Akla, güzel fikirler, uygulamalar geliyor. Öneriler, açıklamalar havada uçuşuyor. Sonuç? Ortada ciddi bir keşmekeş var. Organizasyon yok, panik havası hakim. Vatandaşlar geleceğe yönelik ciddi endişe yaşıyor, sorularına ise cevap yok.

Türkiye basınında Kıbrıs tartışması var. Neler neler? Japon biliminsanı bile Kıbrıs ile ilgili “deprem de deprem” söylemlerini peşi sıra sıralıyor. KKTC’de uzman yok mu? Var. Başbakan iki tanesini sağına soluna alıp da halka doğru bilgi aktarsa ya?

KKTC’deki uzmanlara göre, Türkiye’de konuşan uzmanlardan farklı görüşler var. Neden? Çünkü Türkiye’den bakan burada bir kara parçası ve fay hattı görüyor. Buradan bakan uzman ise, zemini, ova ova alüvyon sahalarını görüyor. İnşaat kalitesini biliyor

KKTC’nin esas sorunu kaynak. Türkiye eski Türkiye değil. Uzun süre de olmayacak. Bizim için “sürekli para veren, proje yapan” olmasına da gerek yok. Biz, bize yetmeliyiz. Türkiye’nin yaralarını sarmasında yanında olmalıyız.

KKTC 2023 “maaş” bütçesi yaptı. Zırnık yatırım kalemi yok. 35 milyar 800 milyonluk bütçede, 3 milyar 500 milyon TL açık öngörülürken, 8 milyar TL de Türkiye’den geleceği öngörüldü. Yani 11 milyar 500 milyon TL bir açık var. Henüz Şubat ayındayız…

Vergi kaçağına, haksız zenginleşmeye, kara para aklamaya, kaçak sanal betle mücadeleye, kripto para piyasasına yönelik düzenlemelere yönelik en ufak bir adım yok. Yürürken sakız çiğnemeyi şimdi öğrenmezsek ne zaman öğreneceğiz?

Bir kesim, günlük devlet işleri ile ilgilenecek. Bu kabinenin kendisi ve bürokrasidir. Bir kısım ise, geleceği şekillendirecek, tahsilatı artıracak, uygun yasaları yapacak. Bu da meclisin kendisidir. İktidar, muhalefetle işbirliği yapmaktan korkmayacak. Bu da hayatın gerçeğidir

Dün Dikmen İlkokulu’nu gündeme getirmiştik. Bakan ve belediye başkanı Dikmen İlkokulu’nun Eylül 2023’e hazır olması için ortak bir yol haritasında çalışmaya karar verdi. Bu ülke hepimizin. Hayatın her alanında işbirliğini sağlamamız gerekiyor

Şimdi, birçok okuldan feryatlar yükseliyor. Başbakanlık bünyesinde kurulan, uzmanlardan da destek alınan bir heyet, okullardan başlayarak ciddi bir kamu binalarıyla ilgili denetim başlatacak. Vatandaşlar da kendi binaları ile ilgili çare üretecek

(Burası Namık Kemal Lisesi; her köşesi dökülüyor… Geçmişin ihmali, bugün korku olarak çocuklarımızı sardı… sınıfa girmek istemiyorlar)