“Çocuklarımız öldükten sonra mı bakanlık tedbir alacak?”
16/05/2025











Ali Baturay
Erenköy Lisesi öğrencilerini Karpaz’a taşıyan otobüsün yaptığı kazada çocuğu yaralanan anne, hastane kapısında Yenidüzen’e konuşurken, “Bitti artık ben çocuğumu okula göndermeyeceğim” dedi.
Gazeteci arkadaşımızın bu durumda çocuğun eğitimden geri kalacağını söylemesi üzerine öfkeli anne, “Benim çocuğumun can güvenliği yoksa okulda ne yapacak? Bugün mezarda olsa okul onu kurtaracak mı?” diye tepkisini ortaya koydu.
Kadın, “Eğitim Bakanı bir şey yapmalı, düzgün bir araç koymalı aksi takdirde çocuğumu göndermem, benim için bitti okul” diye de ekledi.
Çocuğu yoğun bakımda, kendisi acil servisin önünde, büyük bir endişe içindeki anne haksız mı yani?
Bu anne çok haklı ve ben onun “Çocuğum öleceğine, okula gitmesin, yanımda otursun” demesini çok anlamlı buluyorum.
Kadın ders gibi şu sözleri de söylüyor: “Bakan gelmiş diyor ‘yanınızdayız’, böyle nasıl yanımızda oluyorsun? Ölümden sonra mı yanımda oluyorsun? Yaşarken yanımda ol. Öldükten sonra yanımda olmuşsun ne fayda, umurumda değil…”
Evet insanların başına bir dert geldikten sonra ülkeyi yönetenler “yanınızdayız” diyorlar. Bu olayda da gitmişler yaralıların yanına ellerini tutmuşlar, fotoğraf çektiriyorlar, basına veriyorlar.
İstifa etmesi gerekenler, boş konuşmaya, hiçbir şey olmamış gibi davranmaya devam ediyor.
Basına konuşan aileler, otobüs kazasında yüzde yüz ihmal olduğunu söylüyor.
“Üç senedir biz bu derdi çekiyoruz” diyorlar… Evet üç senedir bu otobüs çıkarmadık sorun bırakmamış, defalarca bozulmuş, frenlerindeki sorun nedeniyle daha önce bir kaza yaşanmış, çöp bidonlarına çarpmış, birçok da kaza atlatılmış.
20 kişilik otobüse 40 öğrenci alınıyormuş, çocuklar ayakta seyahat ediyormuş.
İki şoförün de esas işi bu otobüsü kullanmak değilmiş, her ikisi de ikinci iş olarak bu külüstür otobüsü kullanıyormuş.
Aileler bu durumu yetkililere anlatmış ama kimse onları dikkate almamış.
Çocuğu yaralanan bir baba “Biz can vereceğiz de ondan sonra mı Eğitim Bakanı tedbir alacak?” diye soruyor.
Bu baba diyor ki çocuğu kendisine defalarca “Otobüsün frenleri tutmuyor, baba biz öleceğiz” dediğini söylüyor.
Ailelerin öfkeleri bu nedenledir, çünkü bu kaza bağıra bağıra gelmiş.
Bütün aileler benzer şeyleri söylüyor, denetimsizlikten şikâyet ediyor, “Can kaybı olsaydı hesabını kim verecekti?” diye soruyorlar.
Aslında şimdi de birilerinin hesap vermesi gerekiyor.
Aslında hem Eğitim Bakanı hem de Ulaştırma Bakanı istifa etmeli, hatta hükümet de…
Sorunları umursamıyorlar, uyarıları dikkate almıyorlar, lügatlerinde “denetim” diye bir şey yok…
Makine Mühendisleri Odası, kamu taşımacılığı yapamayacak kadar eski, 18 yaşındaki bir araca taşıma izni verilmesinin, frenlerinin arızalı olmasının, öğrencilerin çoğunun ayakta yolculuk yapmasının, bu kusurlarına rağmen aracın süratli kullanılmasının, ortada vahşi bir ihmalin olmasının kazaya neden olduğunu açıkladı.
Oda Başkanı Ayer Yarkıner, trafik güvenliğinden sorumlu makamların hiçbir tedbir alamaması nedeniyle trafik çarpışmalarının meydana geldiğini, insanların hayatını kaybettiğini, her geçen yıl trafikte ölümlerin arttığını, yıllardan beridir yaptıkları uyarıların dikkate alınmadığını vurguladı.
Okul taşımacılığı için kullanılan araçlara yönelik herhangi bir kriter aranmadığını belirten Yarkıner, turistik araçların en fazla 8 yaşında olması gerektiğini anımsatıyor ve öğrenci taşımacılığı için de kriterin şart olduğunu söylüyor.
Umursamazlık, ihmal, denetimsizlik nedeniyle bu ülke insanı her alanda sorun yaşıyor. Bu ihmaller nedeniyle az kalsın okula taşınan çocuklar hayatını kaybediyordu.
Başbakan üç yıllık icraatlarını anlatmış, esas sorunlara değinilmeyen göstermelik, şov amaçlı bir basın toplantısı.
Hiçbir şeye hatta insan yaşamına da önem vermeyen bu anlayıştan bu ülkeye bir fayda gelmez. Çocuğu kazada yaralanan o annenin dediği gibi insanlar felaketi yaşamadan, ölmeden yanlarında olun, iş işten geçtikten sonra değil ama biz kime söylüyoruz ki? Yönetenlerin konuşmalarına baktığınızda bu kazayı bile ciddiye almış görünmüyorlar.
- İşyerinizi hangi duygularla seçersiniz?
- “Bu ülkede hiçbir şey olmaz” duygusu daha da yükseldi…
- Ülkedeki suçlular yetmedi sanki, sınır dışı edilmiş suçluları affediyorlar…
- Sınır kapıları önemlidir, soruna mutlaka çözüm bulunmalıdır…
- Beyhude bir inanmışlık mı bu, yoksa çaresizlik mi?
- Mülkiyet sorunu veya kapsamlı çözüm için yolumuz uzun olsa da çok çalışmalıyız…
- Böylesine zor bir dönemde işyerine gitmeden maaş çeken insanlar var…
- Sınır kapılarını kapatmayı aklınızın ucundan bile geçirmeyin…
- Gazetecinin devlet okulunda haber yapmasına “mülke tecavüz” demek çok saçma…
- Partizanca istihdamın işe gitmeden maaş alanı çok kıymetli…
- TÜM YAZILARI için tıklayınız






