Covid-19 salgınında sürekli başa sarmak yorucu ama halen bazı tecrübeleri edinememek de üzücü
02/01/2022





Ali Baturay
Covid-19 salgını mücadelesinde sürekli başa sarmak gerçekten çok yorucu.
Evet dönüyor, dolaşıyor başa sarıyoruz…
Yalnızca biz değil tabii, tüm dünya aynı sıkıntıyı yaşıyor.
Tam “azaldı”, tam “ona alıştık”, tam “normale dönmeye yaklaştık” falan derken, yeni bir varyantla yine vakalar artıyor, yine ülkelerin sağlık sistemleri, yani hastaneleri, sağlık personeli yetersiz kalmaya başlıyor ve yine sıkı tedbirler geliyor.
Tüm dünya çok sıkıldı bu işten, hem çok sayıda insan yaşamını yitirdi, hem de ekonomik olarak büyük sıkıntılar hatta yıkımlar yaşandı, kapanan işletmeler, işsizlik arttı…
İnsanların psikolojisi de bozuldu…
İki yıldır hiçbir şeyin tadı kalmadı; insanlar gönlünce eğlenemiyor, birbirine doyasıya sarılamıyor bile…
Mesela ne düğünlerde sevincini ortaya koyabiliyor ne de cenazelerde yasını tutabiliyor insanlar…
Seyahat etmek işkenceye dönüşmüş durumda…
Maske parçamız oldu adeta…
Şimdi de çok hızlı bulaşan son varyant Omicron, ortalığı darmadağın etti.
Benim anlamakta güçlük çektiğim şey şu; salgın hep başka ülkelerde ilk olarak artış gösteriyor, salgınla ilgili ciddi gelişmeler ilk başka ülkelerde oluyor da biz neden oralara bakıp erken tedbirler alamıyoruz?
Hep aynısı oluyor, hep dünyanın çeşitli ülkelerinde bazı gelişmeler oluyor, bir süre sonra da bizi etkisi altına alıyor.
Mademki görüyoruz oralarda bir şeyler oluyor, neden bizi teslim alana kadar bekliyoruz?
Her defasında aynısı olduğuna, oralarda olan şeyler bir süre sonra bize de geldiğine göre, tedbirleri neden önceden alamıyoruz?
Neden illaki tehlike kapıya gelsin de herkes perişan olsun, neden illaki sivil toplum örgütleri, “şunu yapın, bunu yapın, diğerini yapmayın” deyip durmak zorunda kalsın?
Gözlem yapamıyor muyuz? Bunca zaman oldu halen tecrübe kazanamadık mı?
Gerçi benimki de lâf mı yani? Halen Covid-19 mücadelesi ekiplerini güçlendiremeyen, iki yıldır yükü aynı insanların üzerine bindiren, gecesini gündüzüne katan sağlık çalışanlarının ek mesailerini ödeyemeyen, onlara yemek vermeyi bile durduran, diğer servislerdeki sorunlarla hiç ilgilenmeyen, salgın nedeniyle yapıldığı söylenen istihdamlar tartışma konusu olan, aylardır ülkeye ilaç getiremeyen bir hükümetten neler de istiyoruz ha?
TIP-İŞ, sağlıktaki sorunları sıralıyor, eylem kararı alıyor, bakanlık adım atmıyor.
Omicron varyantı, vakaları resmen yine patlattı, her alanda ciddi tedbirler alınması gerekiyor.
Birçok ülkede ve Güney Kıbrıs’ta ciddi tedbirler alınırken biz yine hantal davranıyoruz.
Varsa yoksa seçim… Yöneticilerin gözü seçimden başka bir şey görmüyor…
Tamam Covid-19 bizi gerçekten çok yordu ama ülke yöneticilerinin beceriksizliği, hantallığı, vurdumduymazlığı çok daha yorucu ve yıpratıcı…
Yeter artık bu yetersizlik, hantallık, ilgisizlik filmini kaç kez göreceğiz?
Covid-19 vurdu bizi yere devirdi, döviz krizi üzerimizden geçip ezim ezim etti…
Yere yapıştık kalkamıyoruz, bir de “seçim seçim” diyerek ülke yöneticileri üzerimizde tepiniyor, yeter ama artık, yeter…
- Siz ülkeyi yönetenler, Güney Kıbrıs’tan Rumların ve turistlerin gelmesini istemiyor musunuz?
- AB, denize lağım akan bölgeden Güney Kıbrıs’a balık satışını yasakladı, peki güneye satılamayan balıkları biz mi yiyeceğiz?
- Emek ürünü hayvan gübresinden korkmayın, hiçbir zararı yoktur
- Ne yapacaksanız yapın, ne yapacağınızı görelim
- Analar, analara küfredenler ve halkın anasını ağlatanlar
- Yalanın en rahat söylendiği dönem
- Siz hükümet bozup hükümet kurarken, 30 binin üzerinde haciz ve mazbata davası ne olacak?
- Hiçbir şey yapmadan sınır kapılarındaki sorun çözülemez…
- Ali Baturay: Artık saçma sapan işlere bir son verilmelidir…
- Vatandaş, “ödeyemiyoruz, elektriğe indirim yapın” diyor, onlar faturaya yeni külfet ekliyor
- TÜM YAZILARI için tıklayınız
