Salı günü Türkiye için gündemin en üst sırasında yer alan konu başlığı TCMB para politikası kurulunun gerçekleştireceği faiz toplantısıydı. Son olarak Mart ayında politika faizini %50 seviyesine yükselten TCMB arka arkaya beşinci toplantısında piyasa beklentisine paralel olarak faiz oranlarında değişikliğe gitmedi. Merkez Bankası'nın faizlerde yapacağı ilk değişikliğin indirim yönünde olacağı tahmin edildiği için toplantılar sonrasında yayımlanan metinlerde bir vurgu değişikliğinin olup olmayacağı dikkatle takip ediliyor. Bu noktada "aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşu sürdürülecektir. Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise para politikası duruşu sıkılaştırılacaktır" ifadesinin tekrarlanarak sıkı duruşun korunduğunu görüyoruz. Ayrıca karar metninde yurt içinde talebin dengelenmesine rağmen enflasyonist baskıların jeopolitik gerginlikler dolayısıyla canlı kaldığı yönünde ifadenin de yer alması piyasaların yatay seyrini korumasına sebep oldu. Likidite koşullarının yakından izlendiğine de dikkat çeken TCMB sterilizasyon araçlarının etkin şekilde kullanılmaya devam edileceğinin altını bir kez daha çizdi.

Gün içinde haber başlıklarına yansıyan önemli bir açıklama Hazine ve Maliye bakanı Mehmet Şimşek’ten geldi. Şimşek piyasayı rahatlatmaya yönelik olarak X üzerinden yaptığı açıklamada “10 yıl vadeli ABD Doları gösterge tahvilimizin getirisi 2021 yılı Kasım ayından sonra ilk defa yüzde 7’nin altına indi. Kararlılıkla uyguladığımız programımızla makro finansal istikrarı güçlendirerek risk primini düşürdük. Böylece dış borçlanma maliyetlerimiz önemli ölçüde geriledi. Maliyetlerimizdeki bu iyileşme özel sektörün dış finansmanını da olumlu etkiliyor. Önümüzdeki dönemde yapısal adımlarla kazanımlarımızı kalıcı hale getirerek risk primimizi daha da iyileştireceğiz” ifadelerini kullandı.

BIST100 haftanın ilk gününü pozitif tarafta tamamlasa da kazançları haftanın ikinci gününe aktaramadı. Kar realizasyonu olarak tahmin edilen satış dalgası sonrası borsa endeksi günü 9,982 seviyesinden tamamladı.

Türk Lirası’nda ay ortasında başlayan değer kaybı trendi dün de kendini korudu. Günü 33.7370 seviyesinden açan USDTRY gün sonunda 33.8860 seviyesinden kapandı. Gün içinde en yüksek seviye olarak 33.9560 seviyesi kaydedildi. EURTRY ve GBPTRY %0,7 oranlarında değer kaybına uğrayarak günü rekor seviyeler olan 37.707 ve 44.22’den tamamladı. Bugün sabah açılışta USDTRY 33.895, EURTRY 37.687 ve GBPTRY 44.209 seviyelerinde işlem görmekte.

Yurt dışı tarafta karşılanan verilerden en önde yer alan Avrupa Bölgesi enflasyon verisi beklentiler dahilinde yıllıkta %2.6 seviyesinde gerçekleşirken Haziran ayındaki %2.5 seviyesinin üzerinde gerçekleşmiş oldu.

Tek önemli veri açıklamasının Avrupa’dan geldiği günde İsrail ve Filistin arasındaki ateşkes görüşmelerine ilişkin gelişmeler takip edildi. Dün çıkan haberlerde olası bir ateşkes anlaşmasına dair umutlar yeşerse de ABD Dış İşleri Bakanı Blinken bir orta yol sağlanamadığını açıklayarak Orta Doğu’dan ayrıldı. Ayrılırken yaptığı konuşmada Tel Aviv ile Hamas arasında esir takası ve ateşkes mutabakatının gelecek günlerde sağlanması gerektiğini belirterek, İsrail'in Gazze Şeridi'nde uzun süreli işgaline karşı olduklarını söyledi. Orta Doğu ziyareti kapsamında birçok üst düzey yetkiliyle görüşme fırsatı bulduğunu anlatan Blinken, "Mesajım basit, net ve acil. Ateşkes ve rehine mutabakatına sona gelinmeden ulaşılmalı. Bunu şimdi yapmalıyız." ifadelerini kullandı.

Dolar endeksindeki gerileme dün de devam ederek %0.4 değer kaybeden endeks 101.38 seviyesinden günü tamamladı. Değerli metallerden altın ve gümüş günü hafif yükselişle tamamlarken, petrol fiyatlarındaki gerileme ise az da olsa dün de devam etti. ABD ham stoklarında ikinci haftalık artış yönünde gelen açıklamalar ardından brent betrol 77.2, WTI petrol ise 74.04 seviyesine kadar geriledi.

Yeni günün en önemli konu başlığını ise 31 Temmuz'da sonuçlanan FOMC toplantısının TSİ 21.00'de açıklanacak tutanakları oluştururken Türkiye ve yurt dışında önemli bir veri açıklaması beklenmiyor.